"Kimsin sen?" Genç adam yüzünün yarısını gölgeleyen karanlıktan bir adım atarak uzaklaştı.
Gözlerinde Erva'nın anlam veremediği keskin bir ışık parladı.
"Doruk Haznedar, Alev Hanımın bir nevi aile dostuyum. Sizleri ona sağ salim götürmek için buradayım."Erva derin bir nefes verdi. Karşısındaki adama güvenemiyordu. Bu onun için yeni bir şey değildi. Bir erkek yüzünden bütün erkeklere güvenmiyor, onlardan nefret ediyordu.
Hayatı ona acı ve sert bir şekilde öğretmişti bunu. Kendinden başka hiçkimseye güvenmeyeceksin. Özellikle de erkeklere.
Doruk başını hafif yana yatırdı. Karşısında en az Erva kadar temkinli davranan ve hemen kaçmaya hazır duran diğer üç kadını süzdü.
İçlerinden Çiçek'in üzerinde duran gelinliğe dikkat kesildi.'Bu kızın yaşı kaç ki evleniyor?' diye geçirdi içinden. Anlattıkları şeylerin doğru olduğu belliydi.
Hangi ruh hastası bir çocuğu kendine eş olarak seçerdi ki?.Ama anlamak ve bilmek için henüz erkendi. Çünkü bu buz dağının yalnızca görünen tarafıydı. Hiçkimsenin görmediği derin bir tabaka daha vardı.
Doruk Erva'ya doğru bir bakış attı. Anlaşılan Erva'yı ikna edemeden buradan hareket edemeyeceklerdi.
"Güvensizliğinizi anlıyorum. Ama burada daha fazla duramayız. Geldiğiniz yerde olan tehlikeler ne ise buradan uzaklaşıp sizi güvenli bir yere götürmeliyim... Erva hanım, bana güvenebilirsiniz."
Erva, Çiçek'i bırakıp bir adım öne çıktı. Kaşlarını çatarak ona merakla bakan bir çift göze sabitlendi.
"İhsan beyle böyle konuşmadım. Siz bizi güvenli bir yere götürecektiniz, bizde yolumuza bakacaktık. Anlaşma böyle!"
"Anlaşma zaten aynen söylediğiniz gibi olacak. Eviniz çoktan hazır ama öncesinde Alev Hanım sizi görmek istiyor. Sizinle konuş-"
Erva hışımla çıkıştı.
"Ben buraya geçmişin hesaplaşmasını yapmaya gelmedim. Alev Harmanlı ile konuşacak hiçbir şeyim yok. Şimdi sizden ricam bizi eve götürmeniz."
Doruk, biraz bekledi, karşısında duran kadının kararlı olduğu açıktı. Zamana bırakmanın şimdilik en iyisi olacağını düşündü. Sıkıntıyla iç geçirip başını salladı.
Yana doğru hafif kayarak yolu açtı.
Erva, Çiçek'i kolundan tutarak adımladı.
***
Yeşilliklerle dolu bir siteye gelmişlerdi. Müstakil evlerin sıralandığı, sokakların tenha olduğu bu yeri izlerken akıp geçen yola gözü takılıyor, aklı istemese de geçmişe kayıyordu.
Her anılar canlanışında kendini dizginleyip tekrar yola bakıyordu.
Üç araba arkalarından takip ediyor olsa da onun içindeki korku maalesef gitmiyordu.
Arabalar beyaz tek katlı bir evin önünde durdu. Arabayı kullanan Doruk geldiklerini belli eden bir bakış atarak Erva'ya baktı.
Genç adam arabadan inince kızlarda yavaşça dışarı çıktılar.
Doruk evin bahçe kapısını açıp geçmelerini bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zincir
Ficción GeneralHayat boyunca insan mutlu olacağı, rahatça güleceği bir yaşam diler. Sırtında kimsenin kamburu olmasın, boynunda bir darağacına bağlanmasın, bedeninin hiçbir yerine küflü zincir değmesin ister. Böyle mi ister? Yoksa onlar bunlarla baş başa kaldığı i...