28. Bölüm: Değişmeye Cesaretim Var Mı?

569 81 128
                                    

İyi okumalar!

...

Dünya, seni daha iyi bırakmak istiyorum; hayatımın önemli olmasını istiyorum.

Televizyonda haberleri izliyorum; kendimi her gün terk ediyorum.

Yağmur yağıyor, üzerime dökülüyor; sevgi ve umut tohumları ekiliyor.

Yabani otların arasında sıkışıp kaldık, burada kalmak zorunda değiliz.

Bugün değişmeye cesaretim var mı?

Bütün bunlarda yalnız değilsin; yalnız değilsin, söz veriyorum.

Birlikte durarak her şeyi yapabiliriz...

...

Omuzlarındaki havluyla son bir defa nemli saçlarını okşayıp bıraktı Laçin. Son perdeyi de başarıyla oynadığı için bugünlük kendine dinlenmek için izin vermişti. Belki de hayatında ilk defa, sahnede provalar devam ederken seyirciler için ayrılan koltuklarda oturuyordu. Ve hayatında ilk defa, Şahin'in ricasıyla akademideki toplu duş alanını kullanmıştı. Bu konuda hala özgüveni yetersizdi ama herkes provada olduğu için duş da boştu. Buna güvenerek yeni bir tartışma çıkartmamış ve kabul etmişti.

Gözlerini Şahin'den çekip, göz ucuyla sahnedeki dansı süzerek iç çekti. Bale, tam anlamıyla Laçin'in hayatıydı. Belki bu da ailesinin planladığı bir şeydi ama Laçin, bu konudan oldukça memnundu.

Bedenine olan küskünlüğünde de ailesinin önemli bir rolü vardı, bundan emindi. Ne yaparsa yapsın da barışamıyordu. Başaramadığı içinse en çok baleye, hayatına karşı başarısızmış gibi hissediyordu. Yine de bale için her türlü sahne kıyafetini giyer, normalde saklamaya çalıştığı bedenini en güzel şekilde kullanır ya da soyunurdu. Çünkü sanat özgürlüktü ve özgürlüğü reddeden hiç kimsenin saygısız sözlerini umursamazdı. Ama son pozu verdikten sonra ya da sahne arkasında makyajını temizlerken her şey net bir şekilde değişirdi. Yine, en çok kendisinin utandığı bedenini hızla saklamak isterdi.

Bakışlarını tekrar Şahin'e çevirdi. Birbirlerinden çok şey öğrenmişlerdi ama bu konuyu ona açmaya bile çekiniyordu. Henüz kendine, kendini sevmediğini itiraf edemeyen biri bunu nasıl bir başkasıyla paylaşabilirdi ki?

Seslice nefesini verirken bakışlarını piyanistin boynuna doğru indirdi. Üzerindeki sahne ışıklarının etkisiyle parlayan terleri belirgin şekilde görünüyordu. Gömleğinin açık olan yakasından tenini biraz daha süzerken yutkunup yanağının içini dişledi. Şahin'in, nasıl göründüğü hakkında endişelenmediğinden emindi. Buna ihtiyaç duymazdı çünkü. Toplumun ideal beden algısı tam olarak neydi bilmiyordu ama Şahin, Laçin'in gözünde ideallerin üzerinde kalıyordu.

Hızlanan müzikle hareketlenen bedenin gergin omuzlarını süzdü. Fazla geniş değillerdi ama Laçin'in gözyaşlarının huzurla sarılmak istediği tek yerlerdi. Kimseye sığınma ihtiyacı duymazken piyanistin omuzlarında dinlenmek, sözlüğüne eklemek istediği bambaşka bir kavramdı; herhangi bir kelimeyle nasıl hissettirdiği açıklayamazdı.

Omuzlarından kollarına doğru indi. Oradan da gömleğinin hareketlenmesiyle hafifçe açılan sırtına doğru süzdü piyanisti. Yüzündeki hafif gülümseme yavaş yavaş silinirken daha farklı duygularla hızlandı kalbi. Aynı görüntüyü bir de tüm çıplaklığıyla görmenin nasıl olacağını düşündü. Karnındaki kasılmayla ise hızla dizlerini kendine çekti.

Çoğu dansçı gibi cinsiyet kavramına takılan biri değildi Laçin; müzik, kendisinden içindeki eril ya da dişil enerjiyi yansıtmasını isteyebilirdi ve bunu en iyi şekilde yapardı. Ama hayatında ilk defa bir erkekten etkilendiğinde, ailesinin verdiği tepkiyle olduğu kişiyi bir kez daha reddetmesi gerekmişti.

KAN GÖLÜ BALESİ - BLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin