KAN GÖLÜ BALESİ - BL

1. Bölüm: Doğuştan Kusursuz

İyi okumalar!

...

 Buz gibi havayı, içine çektiği sigaraya karıştırırken burnunda oluşan keskin yanmayla gözlerini kapattı. Sırtını performans binasının duvarına yaslamış, sonunda yalnız kalabilmenin kısa keyfini çıkarmaya bakıyordu. Çoğu kişinin kaçtığı yalnızlığa öylesine hasretti ki kısa sürede biteceğini bilmesine rağmen yine de kavuşmanın tadını çıkarıyordu.

 Hava çoktan kararmış, Mart ayı sanki sıcağını kendine saklamış gibi hala çıplak boynuna vuruyordu. Bitmek üzere olan sigarasını tekrar dudakları arasına aldı. Nefret ediyorum diye düşündü. Hayatımı sadece yalnızken yaşamaktan nefret ediyorum. Her gün babamın beni yetersiz görmesinden, babam mafya diye arkadaşlarımın samimiyetten uzak yakınlık göstermelerinden, hocaların hep korkarak ders vermesinden nefret ediyorum.

 Elindeki izmariti duvara bastırıp söndürdükten sonra cebinden çıkardığı bir peçeye sardı. Keşke sadece yalnızken bir hayatım olduğunu hissetmesem. Peçeteyi tekrar cebine yerleştirdikten sonra sigara paketine uzanıp yeni bir dalı dudakları arasına yerleştirdi. Aklına bir saat kadar önce sahnede izlediği balet geldi. Öylesine özgürce dans ediyordu ki o an sanki, etrafı insanlarla çevrili olmasına rağmen dansında yalnızlığı ve özgürlüğü tatmıştı. 

 Hepsi aynı diye düşündü ardından. Muhtemelen hayatları hakkında endişelenmiyorlar, gelecekleri zaten zengin aileleri tarafından garantiye alınmış ve günleri sadece dans ederek geçiriyorlar. Ne zaman isterlerse özgürlüğü tadabiliyorlar.

 Yeni yaktığı sigaranın ardından çakmağı cebine attı. Aynı şeyleri piyanonun başında kendisi de hissediyordu ancak ne zaman isterse oturamıyordu siyahlı beyazlı tuşların önüne. Akademiye girmek için bile babasına o kadar dil dökmüştü ki o anki çaresizliğiyle gerçekten birini vurmasını istese yapabilirdi. Çok şükür ki öyle bir şeye gerek kalmamıştı. Şirketteki işlerden kaçmamak şartıyla babası isteğini yerine getirmişti.

 Ormanlık alanın ıssız olduğunu düşünürken kulağına dolan çıtırdama sesleriyle içine çektiği dumanı hızla üfleyip bakışlarını sağ tarafına yönlendirdi. Aklı başında biri bu saatte akademi binasının arkasına geçmezdi. Ancak saniyeler içerisinde göz göze geldiği bedenle istemsizce kaşları havalandı. Aynı şaşkınlık bakıştığı gençte de oluşurken hemen boğazını temizleyip önüne döndü. Neden şaşırıyordu ki? Herkese açık bir alandı sonuçta.

 Bakışlarını çekse de duraksayan bedenin birkaç adım yanında durduğunu seslerden fark etti. Muhtemelen kendisi gibi sırtını duvara yaslamıştı. Montunun sürtünme sesiyle ise yere doğru eğildiğinin düşündü. Parmakları arasındaki sigara aklına gelince hemen bir nefes daha çekip dumanını üflerken göz ucuyla yanına doğru baktı.

 Düşündüğü gibi, montuna sıkı sıkı sarılmış duvarın dibine doğru eğilmişti. Yumruk haline getirdiği elleri arasında parlak sayılabilecek ambalajlı bir paket duruyordu ancak sanki onun görünmesini istemiyormuş gibi iyice avucuna doğru bastırıyordu. Çok da üzerinde düşünmeden bakışlarını karanlıkta bile fark edilen nemli saçlarına çıkardı. 

 ''Duş aldıktan sonra soğukta beklemen sorun değil mi?'' diye düz bir şekilde sordu. Aslında çok da umrunda değildi ancak sonuçta pek de normal olmayan bir ortamı paylaşıyorlardı ve sessiz durmak daha tuhaf olur diye düşünmüştü.

 Laçin, önce gelen sesle elleri arasında tuttuğu barı biraz daha kavradı. Ardından boğazını temizleyip cebine yerleştirdikten sonra bakışlarını hafifçe yukarı çıkardı. Performans boyu etkilemek için düşlediği gençle şimdi karşılaşmış olmak nedense utanmasını sağlamıştı. Ancak o koyu gözler şimdi kendine dönmeyip sadece ormanlık alanı izlerken aynı şekilde gözlerini ormana çevirdi.