6. Bölüm: Aşk, Kan Ve Gül

1.2K 137 99
                                    

Şimdi hep beraber,

Derin bir nefes alıyor ve sakince veriyoruz.

Mükemmelsiniz.

İyi okumalar!

...

 Benim dünyamda aşk, şairler içindir.

 Güzel bir balkon manzarasından çok,

 Cennetin kapısında, ölmekte olan bir inançtır...

...

 Bir eliyle omzundaki büyük çantayı kavrarken diğer eliyle de büyük gül buketini sıkı sıkı tutarak taksiden indi kumral dansçı. Geceyi akademide geçirmeyi planlamıştı ancak saat on civarında telefonuna rastgele bakmış ve esas performans için de başrolü aldığını hocalarından öğrenmişti. 

 Sadece ailesiyle rahatça görüşebileceğinin heyecanı değil, çok sevdiği, büyük ve herkese açık sahnelerden birinde de dans edeceğini öğrendiği için kendi adına da çok mutlu olmuştu Laçin. Öyle ki yüzündeki gülümsemesini de gizlemiyordu. 

 Aldığı haberin ardından sabaha kadar sevincini yaşamak adına dans etmişti boş salonda. Ardından yine boş olmasından faydalanarak duş alanını kullanmıştı. Sonrasında ise kendini hem şaşırtan hem de heyecanlandıran bir görüntüyle karşılaşmıştı.

 Çantasının üzerinde büyük bir buket kırmızı gül duruyordu. Kokuları tüm salonu sarmışken, renkleri de yanaklarında yer etmişti Laçin'in. Hiçbir gerekçesi yoktu belki ancak o güllerin, birkaç saat önce ayrıldığı piyanistten olduğunu düşünmüştü. Nedenini ne kadar zaman geçse de bulamamıştı ve üzerinde herhangi bir not da yoktu ancak ya öyle olmasını istediği ya da aklına başka biri gelmediği için gülleri Şahin'in bıraktığını düşünmüş ve heyecanlanmıştı.

 Neden öyle olmasını istediğini de bilmiyordu. Sadece o an aklına öyle gelivermişti. Yine de dikenlerine aldırmadan sıkı sıkı kucağında tutmaya devam ediyordu. Şoförü telefonunu açmadığı için taksiyle gelmişti ve şimdi kapıyı çalmasına rağmen Ayfer Ablasının da açmıyor oluşu nedense kendini meraklandırmıştı. Ancak güneş yeni doğmak üzereydi ve uyuyor olması çok normaldi.

 Hızlıca anahtarıyla kapıyı açıp yine gülümseyerek içeri adımladı. Endişelenmesi gereken hiçbir şeyi olmayınca resmen hiç yaşayamadığı çocukluğuna dönüyordu. Dertsizce evine giriyor, anne ve babasına rahatça sarılabiliyordu.

 ''Anne'' diye yine çocuksu heyecanıyla seslendi Laçin. Bu şekilde, aldıkları haberle uyanınca ne kadar mutlu olacaklarını düşündü. Ailesini gururlandıracaktı ve ailesi kendini taktir edip gerçekten sevgilerini gösterecekti. ''Rolü-''

 Sesi git gide kısılırken bir anda olduğu yerde kalıp gülümsemesini sildi. Hala aralık duran dudakları sadece soluk alış verişleriyle kururken, yeni doğan güneşle sarıya dönen elalarını şaşkınlıkla irileştirdi.

 Tüm pencereler ve kapılar açıkken salondaki merdiven, taze olduğu belli olan kıpkırmızı kanlar içerisindeydi. Evi, tanımadığı, daha önce hiç görmediği siyahlar içerisindeki adamlarla doluydu. Büyük çoğunluğu merdivenlerde ve üst kattayken, önemli bir kısmı da hemen karşısındaki salona yayılmıştı.

 Ancak kucağındaki güllerin ayakları dibine düşmesini sağlayan, ne evindeki yabancılar ne de duvarlarını, zeminlerini süsleyen kanlardı. Salonun ortasında ayakta dikilen, direkt olarak gözlerinin içine bakan gençti. Sadece dakikalar önce aklına geldiği için sebepsizce heyecanlandığı, sabah gülleri tartışmak istediği koyu gözlerin sahibiydi: Şahin.

KAN GÖLÜ BALESİ - BLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin