14. Bölüm: İlk Dans, Gerçek Müziğimle

907 116 42
                                    

 İyi okumalar!

...

 Benim şansımsın, benim şarkımsın,

 Hayatımsın, tüm bu kargaşa içinde dans eden.

 Benim şansımsın, tek ufkumsun,

 Sen, tüm sorularımın cevabısın.

...

 Bağdaş kurduğu bacaklarından birini öne doğru uzatıp, belini bükerek parmak uçlarına doğru uzandı. Derin bir nefes alırken içinde olduğu huzursuz ruh halinin aksine, hemen arkasından gelen huzur dolu piyano sesiyle gözlerini yumdu Laçin. 

 Sabahın beşinde uyanıp yine bir tur kavga etmişlerdi.

 Gece akademideki konuşmalarından sonra yine sessizliklerine dönmüşler ve evine uğrayıp tüm eşyalarını toplamışlardı. Ve 'tüm eşya' kavramı bir anda tekrar modunu düşürmüştü dansçının. Evet, artık eski yaşantısına dönemezdi. Buradan kurtulsa bile hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Ailesi, evi, odası, yatağı...

 Bunu biliyordu ama tekrar tekrar gösterilmesi de canını sıkıyordu.

 Gözlerini aralarken belinden doğrulup diğer bacağını öne doğru uzattı. Bu sırada yeni bir besteye geçiş yapan Şahin'le de kısaca göz göze gelmişlerdi. Sanki sinirini atmak, göstermek ister gibi dakika başı beste değiştiriyordu. İkisi de hemen gözlerini çekince bu sefer diğer ayağının parmak uçlarına doğru uzandı Laçin. Nefesini verirken ''İnatçı'' diye mırıldandı kendi kendine.

 Gece iyi hissetmediği için hiçbir şey yiyememiş, ilaçlarını alıp uyumuştu. Sabah ise Şahin'le beraber henüz gün doğmadan uyanmışlardı ve piyanist yine bir şeyler yemesi için ısrar etmişti. Ama o saatte yemek yese günün diğer kısmını planlamakta zorlanırdı. Üstelik bu evde hiçbir şey yiyebilecekmiş gibi de hissetmiyordu. 

 Şahin yeni geçtiği besteyi de hızla değiştirirken tekrar doğrulan dansçıyla kısaca göz göze geldi. İçinde olduğu durumu gördüğü için üzerine gitmek istemiyordu ama tüm günü tek bir öğünle geçiştirmesine de anlam veremiyordu. Bir es verirken seslice nefesini de verdi. ''İnatçı.''

 İyi hissetsin diye yardımcı olmak istiyordu ama sanki kötü bir şey diyormuş gibi karşılıklar alıyordu her seferinde. Tartışırken ikisi de inatlarını sürdürüyorlardı ama bir noktadan sonra Laçin'in kırgın bakan gözleriyle hep bir adım geri çekiliyordu Şahin. Sonra neden sesimi yükselttim diye üzülüyordu. Ve asıl anlayamadığı nokta, aynı üzgün bakışları Laçin'in gözlerinde de görüyordu. İlk özrü dileyen kendisi de olsa hiç uzatmadan Laçin de hemen samimice özür diliyordu. 

 Kapıdan duyulan tıklama sesiyle ikisi de göz göze gelince Şahin, sorun yok anlamında başını sallayıp kapıya doğru ilerledi. Kapıyı hafifçe aralayıp kendine uzatılan flash belleği aldı. Geç bile kalmışlardı.

 Kapıyı tekrar kapatırken kendine merakla bakan gence döndü. Pes edercesine nefesini verdikten sonra ''Özür dilerim, bağırmadan da anlatabilirdim'' diye uzayan sessizliği bozdu. ''Müsaitsen konuşalım mı?''

 Laçin boğazını temizleyip ayaklanırken başıyla onayladı. ''Ben de özür dilerim'' diye karşılık verdi. ''Ama sürekli aynı konu hakkında tartışmamız hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Neden bu kadar düşünceli davranıyorsun bilmiyorum ama zaten yeterince yardımın dokundu bana. Çocukmuşum gibi her şeyimle ilgilenmene gerek yok. Karşılığında ne istiyorsan direkt söyleyebilirsin-''

 ''Bir şey istediğim için mi yardım etmeye çalıştığımı düşünüyorsun?'' diye araya girdi hemen Şahin. Bunu düşündürtecek ne yapmış olabilirdi ki? Ancak yeni bir tartışmayı alevlendirmek istemiyordu şimdi. Tekrar sakince nefesini verdi. ''Tamam, Laçin... Üstelemeyeceğim şimdilik ama beni tanımadığın için böyle konuştuğunu düşünüyorum. Ben hiçbir şeyi gizli gizli yapmam. Bir şey isteyeceksem direkt isterim.''

KAN GÖLÜ BALESİ - BLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin