46. Bölüm: Var Olanı Reddetmek Ve Var Olmayanı Açıklamak

331 28 141
                                    

 Bölüm şarkımız: Muse - Resistance

 İyi okumalar!

...

''Eğer korku içinde bir hayat yaşayacaksak, bin yıl bekleyeceğim

 Sadece yeniden gülümsediğini görebilmek için.

 Aşk ve barışa dair dualarınızı öldürün,

 Düşünce polisini uyandıracaksınız

 Gerçeği içimizde saklayamayız...''

...

 Yumuşacık tenini umursamazca kesen küçük ama sert cam parçaları, denizin getirdiği taze havayı boyayan ateşin zehir gibi dumanı, çınlayan kulaklarını sağır eden patlama sesi, omzunda asılı kalan kurşun parçası, her defasında içini ürperten, iri yapılı adamların elinden çıkan şiddet, çalan ''yaşam'' parçasında, sanatçının kaçırdığı ya da hatalı bastığı notadan çıkan pürüzlü seslerdi; parmağı esas notayı bulduğunda parça da esas haline döner, kulak tırmalayan tını zamanla tüm olumsuzlukların yaşattığı o acı gibi silinirdi. Açık tutmakta zorlandığı gözleri, alevlerin serapvari görüntüsünde dolanırkense var gücüyle dişlerini sıkıp notasını bulmayı denedi Laçin.

 Denedikçe bedenindeki sızılar kulaklarını tırmaladı, dişlerini sıkıp devam etti. Gün boyu duyduğu silah sesleri yine doğru notayı bulmasına engel oldu, yine devam etti. Binanın dışına çıkmalarıyla zehrini kendisi temizlemeye çalışan havadan güç aldı, bulduğu notaya tutunmaya çalıştı. Ama dalgalanan görüşü, kısık gözlerinin dolmaya başlamasıyla daha da bulanıklaşınca sıkıca gözlerini yumup bu sefer kuruyan alt dudağını dişledi. Kalabalığın ortasında ailesini kaybeden küçük bir çocuk gibi ağlamak istiyordu. Bulmuştu bulmasına ama o nota nasıl ses çıkartıyordu? 

 Alnından süzülüp bir gözünü boyayan kan da kulağındaki çınlama da kısık kısık ''Yürüyebilirim'' diye fısıldayan, sırtına aldığı balet de sanki yokmuşçasına bir rahatlıkla yürürken limandaki çeşit çeşit aracın arasından ezberlediği plakanın sahibini bulmayı deniyor, bir yandan da tehlikeli olduğunu bilmesine rağmen alevleri kendilerine siper olarak kullanıyor, düşen bina parçalarının arasından yürüyerek takım elbiseli adamlara görünmemeye çalışıyordu Ivan.

 Hayatını hiçbir şey için riske atmayacak biriydi ve bu hareketi neden yaptığını, kilometrelerce uzağa tanımadığı insanlarla geldiğini kendine açıklayamıyordu bile. Ama açıklama gereği de duymuyordu. Bir sabah kendi yaşam parçası da ansızın sekteye uğramıştı. Her şey gibi bunun da geçeceğini ve hayatın devam edeceğini biliyordu ama kaçan bir nota nasıl oluyordu da tüm parçayı bu kadar etkileyebiliyor, hatta kendine has bir melodi oluşturabiliyordu? Hadi oluşturdu, neden hiç bitmeyecek gibi devam ediyor, asıl parçayı kendine unutturabiliyordu?

 İşte bu yüzden, şu an, sırtındaki baletle tam olarak aynı şeyi düşünüyordu Ivan: Kimin en acımasız fikriydi, melodiyi devam ettirmek?*

 Kimin fikriydi en ufak fikri yoktu ancak kendi parçasını bozan pürüzün ne olduğunu çok iyi biliyordu. Ölüm, nasıl bir notaydı da böylesine kontrolü ele alabiliyordu? Onu diğerlerinden ayıran özelliği neydi de yaşarken nefret ettiğiniz o kişiyi, öldükten sonra çılgınca sevdiriyordu?** 

 Hemen önüne düşüp alevleri harlayan tahta parçasıyla gerilerken Laçin'i de düşürmemek için boynuna doladığı kolları sıkıca kavradı ve kulağına dolan kısık, acı dolu inlemeyle dudaklarını aralayıp duraksadı ancak gözleri, aradığı aracı bulunca hiçbir şey söylemeden yürümeye devam etti. Beklediği gibi, araç da hafifçe hareketlenmiş, geri geri, kendilerine doğru ilerlemeye başlamıştı.

KAN GÖLÜ BALESİ - BLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin