Ceyda bir şekilde bulduğu evinin önündeydi Cem'in. Evde yalnız olan Cem telefonu açmamakta ısrar ediyordu ve Ceyda beklemekten sıkılmıştı. Hem mesaj atıp hem sağa sola bakınırken ona yaklaşan kadını fark etti.'Affedersiniz, bir şey mi arıyorsunuz?'
'Merhaba,' dedi karşındaki güzel kadına.
'Merhaba.' diye karşılık aldı.
'Ceyda ben.'
'Elvan.'
'Burada mı oturuyorsun?' derken arkasında kalan apartmanı işaret etti.
'Eskiden oturuyordum.' dediğinde omuzlarını düşürdü.
'Cem'i tanıyor musun?'
'Tanıyorum,' dedi başımı sallayarak, 'arkadaşı mısınız?'
'Henüz bir şeyi değilim,' derken dudaklarını büzdü, 'olmaya çalışıyorum.'
'Nasıl yani?' dedi kadın kaşlarını çatarak.
'Biraz karışık. Yani ondan çok hoşlanıyorum ama sanırım beni istemiyor. Sanırım değil, bayağı bayağı istemiyor.' dediğinde bu açık sözlülüğü karşısında şaşkına uğradı kadın.
'Burada ne yapıyorsun peki?' diye sordu.
'Evine gelmiştim görüşmek için ama açmıyor telefonlarımı.' Üzgünce başını yere eğdikten bir saniye sonra hızla kaldırdı. 'Sen arar mısın?'
'Ne yapacağım arayıp?'
'Telefonu bana verirsin,' dedi yaklaşarak. 'İki dakika konuşurum belki.'
'İyi bir fikir mi bilmiyorum,' dedi kadın, arkadaşı Cem rahatsız olsun istemezdi.
'Lütfen,' dedi Ceyda alt dudağını sarkıtarak, 'gerçekten kaç gündür peşinden koşturuyor beni. İki dakika konuşalım istiyorum sadece.'
Ceyda'nın ısrarı ve samimi görünüşü üzerine kabul eden kadın telefonunu çıkarıp Cem'i aradı.
'Elvan?'
'Naber Cem?' dedi.
'İyidir, senden naber? Nasıl gidiyor?' dedi Cem.
'İyi gidiyor, her şey yolunda. Sen neler yapıyorsun?'
'Ben de aynı, idare ediyorum işte.' derken sesi her zamanki gibi sevecen geliyordu.
'Cem, ben sana bir şey söyleyecektim aslında.' dediğinde Ceyda gülümsemeye başladı.
'Söyle bakalım.' dedi Cem. Arkasından hışırtı sesleri geliyordu.
'Ben evin önündeyim, yanımda da Ceyda isimli bir kız var.' dediğinde Cem birkaç saniye sessiz kaldı.
'Ne yapıyor o senin yanında?' derken sesi asabi çıkıyordu şimdi.
'Apartmanın önünde kaldı kız, konuşmak istiyor seninle.'
'Ben onunla konuşmak istemiyorum,' dedi bastırarak. 'Şimdi de seni mi rehin aldı?'
'Yok ya...Hava da sıcak, kız bekliyor burada, konuşmak istiyor seninle. Bak telefonu veriyorum ona, beş dakika konuş hiç olmazsa.' deyip telefonu kulağından uzaklaştırırken Cem'in söylendiğini işitti ama telefonu kıza uzattı. Ceyda heyecanla telefonu kulağına götürdüğünde karşı tarafı dinlerken kaşlarını çattı ve gözlerini devirdi.
'Dur da motorun soğusun.' deyip güldü.
'Sen Elvan'ı da mı buldun?' diye sordu Cem, bu kızın hakikaten eli kolu uzundu.
'Hayır, burada karşılaştık. Sen neden bağırıp duruyorsun yine?'
'Acaba neden bağırıyorum Ceyda?!'
'Kapına kadar geldim, ne var iki dakika konuşsak? Aç kapıyı da geleyim, akşama kadar burada beklerim yoksa.'
'Almıyorum seni evime falan.'
'O zaman babanı beklerim, ona yalvarırım beni içeri al diye. Akşam görüşürüz madem.' dediğinde dişlerini sıktı Cem.
'Saçmalamayı bırak artık kızım.'
'E aç kapıyı o zaman. Sana söylemem gereken bir şeyler var, merak etme yemeyeceğim seni. Hadi aç da konuşup gideyim. Yani benim de işim gücüm var ama bekletiyorsun.' derken bıkkın bir nefes verdi.
'Gel belam, gel!' dedi nefes veren Cem, Ceyda heyecanla sırıttı.
'Tamam, geliyorum hemen!'
Aynı anda dış kapının otomat sesi duyuldu ve sırıtarak oraya baktı.
'Çok teşekkür ederim, tanıştığıma çok memnun oldum.' derken telefonu kadına uzattı.
'Rica ederim, bol şans.' dedi telefonu alırken. Başını sallayan Ceyda beklemeden içeri girdi ve yukarı kata çıktı. Kapının önünde onu bekleyen Cem oldukça sert bakışlıydı.
'Merhaba, yakışıklı.' dedi oldukça heyecanlanmış olsa da rahat görünmeye çalışarak.
'Söyle ne söyleyeceksen de git.' dedi dümdüz bir şekilde Cem.
'Kahve ikram etmek yok mu?'
'Yok.'
'Çay?'
'Yok.'
'Su da mı yok vicdansız?' derken dudağını sarkıttı.
'O da yok. Söyle ne söyleyeceksen.'
Ceyda somurtarak parmağını havaya kaldırdı.
'Bak, kestim demiştim ya geçen gün.'
'İnanılmaz bir yara,' dedi Cem sahte bir şaşkınlıkla, 'dikiş niye attırmadınız?'
'Yok, o kadar ciddi değil.' dedi Ceyda da alaya alarak. İkisi de gülünce Cem boğazını temizleyerek toparlandı.
'Hadi söyle ne söyleyeceksen.'
'Tamam, sana bir şey aldım.' dedi Ceyda ve çantasının içinden küçük kutuyu çıkardı. Cem'e doğru uzattı.
'Ne bu?' diye sordu Cem.
'Ben gidince açacaksın, bende de var bir tane.' diyen Ceyda heyecanlanmıştı.
'Niye aldın ki?' dedi Cem. Ne diyeceğini de bilemiyordu.
'Yakınlaşmak için. Bence beğeneceksin. Bugün de bunu bahane ederek seni göreyim dedim. Neyse, görüşürüz o zaman.' derken elini kaldırdı. Gülümseyerek arkasını dönüp merdivenleri inerken Cem seslendi:
'Ceyda,'
'Efendim?' dedi heyecanla dönerken. Cem'in gözleri kısıldı.
'Beni telefonundan aradığın kadın... Aşık olduğum kişi o.'
Ceyda'nın gülen suratı duyduğu şey ile anbean solarken sulanan gözlerini çabucak kaçırdı Cem'den. Merdivenleri koşar adım inerken aklında güzel ve kibar kadın vardı.
O gidince nefes vererek kapıyı kapattı Cem. Minik, fiyonklu kutuya baktı ve kapağını kaldırdı. Kalın, siyah bir ipin ucunda minik bir ağaç sallanıyordu.
Kırılma noktamııııız. Az okuyucum var, üzülüyorum :( Tavsiye etmeyi unutmayalım. Sonraki bölüm görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönül Sayfam Olur Musun? (texting)
Teen FictionBazı aşkların başlangıcı biraz tatsız olabilirdi. Cem, başına bela aldığını düşünüyordu ama Ceyda, bela olamayacak kadar sevimli bir kızdı. 🌝 Bela: Seni bir kere görsem belki rahatlar içim Bela: Yıllar oldu görmedim, belki biraz özledim... Bela: Na...