BÖLÜM 11

47 12 23
                                    

"Serkan ve Hale, Enes ve Esma

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Serkan ve Hale, Enes ve Esma... Cihangir ve Fezâ. Evet arkadaşlar ödev için iki hafta süreniz var. İki hafta sonra pazartesi günü tüm ödevleri teslim alırım."
Edebiyat hocamızın verdiği ödev güzeldi ve fakat ödev için yanıma koyduğu eş ne yazık ki ödeve dair güzel düşüncelerimi yerle bir etmişti.

Altı gündür ne Cihangir ne de bir başka bela tayfa üyesiyle diyalog içerisine girmiştim. Cihangir cümlelerimin altında ezilmiş olduğundan olsa gerek, yüzüme bile bakamıyordu.

Keşke... Keşke susmasaydı. Belki bir şeyleri engelleyemezdi ama böyle bir konumda da olmazdı.

Zil çalana kadar dikkatimi hocada tutmaya çalıştım. Sınıfın içini o tiz ses doldurduğunda hızlı adımlarla önce sınıftan sonra okul binasından çıktım ve adımlarım beni arka bahçeye, her zaman oturduğum banka götürdü.
Banka yerleştiğimde kulaklıklarımı kulağıma takıp sırtımı arkama dayadım.

Anonim beni engellediğinden beri ona yazmıyordum ve bu saatten sonra olur ki engelimi kaldırıp bana yazarsa karşıma çıktığı ilk an suratına bir tane geçirmek istiyordum.

Sıkıntılı bir soluk verirken kulağımdaki kulaklığın teki çekildiğinde irkildim. Dehşet içinde olduğunu tahmin ettiğim yüz ifadem onun umurunda olmamalıydı ki umursamazca kulaklığın tekini kendi kulağına taktı ve dinlemeye başladı.

"yalnızım, yalnızım, yalnızım ah çok yalnızım."

Sena Şener'in sesi artık ikimizin de kulağını doldururken ofladığını duydum.

"Müzik zevkin de kıyafet zevkin kadar berbatmış anladığım kadarıyla." Bir anda cebimde duran telefonuma uzanıp aldı. Ekranında kilit olmadığını görünce memnuniyetle sırıttı.

"Bu şarkıya bayılacaksın, şu ana kadar... Şu ana kadar paylaştığım ikinci insansın."

Telefonun ekranına baktım.

Menke- Moln

Dudağımı ısırdım. "Neden değer verdiğin bir şeyi benimle paylaşıyorsun? Benden nefret eden birine göre fazla cömertsin."

Başını iki yana sallarken güldü.

"Bilmem. İçimden geldi. Yoksa haklısın, nefret ediyorum hala."

Başımı sallarken onun gibi arkama yaslanıp rahat bir tavır takınmaya çalıştım. Müziğin bitmesine yakın telefonumun ekranı bildirimle parladı. Gizleme seçeneğine almadığım için direkt olarak ekranda görünen mesaja gözlerimi devirdim.

VECEL •yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin