Merhabaa
2k için teşekkürler ♡
İyi okumalarr
Jimin otobüste kafasına cama yaslamış dışarıyı seyrediyordu, jungkook'la sevgili olduklarını açıklayalı 3 gün olmuştu. O gün'den sonra jungkook'la sadece mesajlaşmışlardı. Bu ara ona da iyi gelmişti, hem fiziksel hem de ruhsal olarak. Yaşadığı stres ve gerginlik kendisini epeyce yormuştu.
Sosyal medyaya fazla bakmamaya çalışıyordu, instagram'a jungkook'un fotoğrafını atınca binlerce yorum ve beğeni gelmişti. Kötü yorum görmek istemiyordu, kötü söz duymak istemiyordu. Jimin artık kötü hiçbir şey istemiyordu. Sadece mutlu olmak istiyordu.
Jungkook onu mutlu ediyordu. Mutlu eden şey para değildi, kendisini mutlu eden şey düşünceli olmasıydı. Yemek yiyip yemediğini sorması, yemediyse hemen ilgilenmesi, bir şey yapmadan önce kendisine sorması, fikirlerine önem vermesi bunlar jimin'i mutlu eden etkenlerdi.
Otobüs durağa yaklaşınca düşüncelerinden kurtulup ayağa kalktı, durduktan sonra indi ve yürümeye başladı.
Cüzdanında siyah kartı vardı ama otobüse biniyordu, bu duruma içten içe güldü.
Akademi'nin kapısından içeri girdi, yine tüm gözler üzerindeydi.
Jeon jungkook'la sevgili(?) oldukları açıklandığından beri gözler hiç üzerinden çekilmemişti, akademidekiler sürekli nasıl sevgili olduklarını soruyor jimin'i darlıyorlardı.
Soyunma odasına geçti. Altına tayt, üstüne siyah uzun tişörtünü giydi.
Sınıfa girdi ve boş bir yere geçip esneme hareketleri yapmaya başladı.
Kızlar kendisine bakıp fısır fısır konuşuyorlardı, vücudunu süzdükleri belliydi. Sırıttı ve kalçasını daha öne çıkararak öne eğildi. Evet jungkook'un taptığı kalçalar.
"Jimin, hoseok hoca odasına seni çağırıyor" dedi öğrencilerden biri.
"Tamam" dedikten sonra hızlı adımlarla hoseok'un odasına gitti, kapıyı tıklattı gel komutu geldiğinde yavaşça kapıyı açtı.
"Hyung?"
Hoseok gülümsedi ve "Gel jimin" dedi.
Jimin koltuğa oturdu ve arkasına yaslandı.
"Her şeyi en başından anlatıyorsun, 3 gündür doğru dürüst konuşamadık." dedi. Sesi her halinden heyecanlı olduğu belli oluyordu.
Jimin gülümsedi ve anlatmaya başladı.
"Beraber restaurant'a gittiğimiz gün beni o bırakmıştı biliyorsun, yolda biraz sohbet ettik ve nasıl demeliyim bilmiyorum ama kendimi ona çok yakın hissettim. Ortak yönlerimiz olduğunu fark ettik. Beni bıraktıktan sonra telefon numaramı aldı ve konuşmaya başladık. Çok samimi ve çok düşünceli biri. Bir kaç gün konuştuktan sonra beni yemeğe götürdü ve bana aşık olduğunu söyledi. Ben de ona karşı boş değildim ve kabul ettim. Sana söyleyecektim hyung ama jungkook lansman günü herkesin aynı an'da öğrenmesini istedi."
"Jiminie senin adına gerçekten çok mutluyum, aranızda yaş farkı var evet ama aşıksanız bu hiçbir şeyi değiştirmez" dedi hoseok büyük bir gülümsemeyle. "Merak ettiğim bir şey var, sen jiho'dan yeni ayrılmıştın yani-"
"Hyung, jiho'ya aşık olmadığımı fark ettim. Benim ki sadece alışkanlıktı. Benim tek gerçek aşkım jungkook." dedi jimin. Sesi oldukça kararlı çıkmıştı.
"O gün boynun mosmordu, jungkook yapmıştı değil mi?" Hoseok sırıtarak söyledi.
Hyung o bana neler neler yapıyor ah bir bilsen dedi içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy's Little Boy / Jikook
Fanfiction"Bacaklarını sadece benim için aralamalısın Jimin."