Merhaba
Nasılsınız?
İyi okumalar.
Saçlarını ağır ağır okşayan el, kafasının bir aşağı, bir yukarı hareket etmesiyle uyandı en huzurlu uykusundan. Sert karın kaslarını yanağında hissederken şımarıkça gülümseyerek kafasını bir kedi gibi sürttü. Sevgilisinin derin kıkırtısını duyduğunda yüzünü görmek için kafasını yukarı kaldırdı.
"Günaydın bebeğim."
"Günaydın aşkım~"
Jungkook, bakışlarını tavana çıkartıp, nefes alabilmeyi diledi. Minik sevgilisinin uyku'dan kalma sesi, tatlı tatlı gülümsemesi, bir kedi gibi kafasını sürtmesi, 'aşkım' demesi nefesini kesmişti. Aşk öyle bir şeydi ki, ne kadar yakınında olursan ol tek bir hareketi bile eşsiz hissettirirdi.
Minik sevgilisi karnına öpücüklerini dizerken kol altlarından tutarak yukarı çekti ve ona sıkıca sarıldı. Belindeki ellerini hareket ettirerek pürüzsüz teni okşadı. Ciğerleri kokusunu özlemiş gibi burnunu saçlarına daldırdı ve derince kokladı.
"Jungkook~"
Jimin, şımararak sevgilisinin üstünde kıpırdanırken başını kaldırdı ve keskin çene hattına birkaç öpücük bıraktı. Kendini biraz daha yukarı çekip, yanağını onun yanağına yasladı.
"Rüya değilmiş" dedi jimin jungkook'un saçlarını okşarken.
"Ne?"
"Dün...Tüm yaşananlardan sonra her şeyin rüya olmasından korkuyordum. Gece senin kollarında uykuya dalmadan önce tanrıya dua ettim. Uyandığımda rüya olmadığını anladım ve yine senin kolların arasındayım."
"Seninle en güzel rüyâmı yaşıyorum ben minik sevgilim. Beni tüm kâbuslardan uyandırdın ve en güzel rüyâlarla tanıştırdın."
Jimin, parlayan gözleriyle siyah irislere baktı, mutlulukla gülümseyerek önündeki ince dudaklara sıkı bir öpücük kondurdu. Heyecandan kalbinin ritmi düzensizleşirken içinden kendini sakinleştirmeye çalıştı. Bu adam resmen kalbine zarardı!
"Hayatta sadece iyi şeyler yaşayamayız jungkook fakat üstesinden beraber gelebiliriz. Ben bize inanıyorum. Aşkımızın tüm zorlukları aşacağına inanıyorum."
Jungkook'un hâlâ korktuğunu biliyordu. Ne olursa olsun onun yanında olacağını o bilsede korkmasın istiyordu.
"Ben sadece sana inanıyorum" dedi jungkook ve jimin'i tek hamleyle altına alıp, dudaklarına asıldı. Jimin ise bunun geleceğini bekliyormuş gibi direkt karşılık verdi.
Hiç bir arzu barındırmayan bu öpüşmeleri tamamen aşk doluydu. Jungkook, jimin'in dudaklarını nâzikçe öpüyor, elleri kalçasına inmeden sadece belini okşuyordu.
Kısa ama aşk dolu öpüşmelerinin ardından jungkook, dolgun dudaklardan ayrılıp kafasını zarif boyuna eğdi. Kokusunu derince içine çekti ve birkaç öpücük kondurdu.
"Kokun, tenin, sesin, gülüşün, ellerin...Tüm benliğinle, tüm benliğime işliyorsun."
"Kırmızı" dedi jimin aşkla gülümseyerek.
"Siyah" diyerek tamamladı onu jungkook.
Jungkook, jimin'in alnına derin bir öpücük kondurdu ve onu tekrar kucağına çekerek yatağa uzandı. İşte huzur, kolları arasındaydı.
"Jungkook~"
Jungkook, onun tatlı sesine güldü ve söylemesi için ağzından mırıltılar çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy's Little Boy / Jikook
Fanfiction"Bacaklarını sadece benim için aralamalısın Jimin."