Red&Black |M|

9.7K 333 417
                                    

Merhaba

Arkadaşlar bu yazar yorum görmek istiyor.. yorumlarınızı okurken çok eğleniyorum.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

İyi okumalar.



Jeon Jungkook.

Jeon mücevherat'ın sahibi.

Bayan Jeon riskli olmasına rağmen dünyaya getirmek için delicesine çabaladığı yavrusu Jeon Jungkook. Ne yazık ki Bayan Jeon doğum esnasında kanama ve yüksek tansiyon sebebiyle uğruna canını verdiği yavrusunu kucağına alamadan hayata gözlerini yummuştu. Aşık olduğu kadın'ın ölümünü kabullenemeyen Bay Jeon ise eşinin arkasından intihar ederek hayata veda etmişti. Ve bir başına öksüz kalan jungkook'u amcası Jeon Jung-soo yanına almıştı. Eşi ilk başta kâbul etmese de kocasına karşı çıkamadığı için mecburen kâbul etmişti. Bay Jeon yiğenini ne kadar sevdiyse eşi bir o kadar nefret etmişti. Kendi çocuklarına yapmadığını ona yaptığını savunan kadın küçük çocuğa şiddet uygulamaya başlamıştı. Elbette bundan kimsenin haberi yoktu. Jungkook 15 yaşına gelene kadar ona türlü türlü psikolojik baskı yapmıştı. Annesinin ve babasının onu sevmediği için öldüklerini bile söylemişti. Ölesiye nefret ettiği bu çocuk okula giderken elinden harçlıklarını alıyor, konuşmaması için tehdit ediyordu. Bunlara daha fazla dayanamayan jungkook, 15 yaşında amcasına her şey için teşekkür ettiği bir mektup bırakıp ev'den kaçmıştı. Ev'den kaçtığında üstünde ki kıyafetlerden başka bir şeyi yoktu. Günlerce sokak'ta yatmış, aç kalmıştı. Yine de psikolojik ve fiziksel şiddet görmediği için mutluydu. Yine bir gün sokak'ta başı boş dolanırken bir adamla tanışmıştı. Adam jungkook'un hâline üzülmüş yanına almıştı. Sıcak yemek, yatacak yer vermişti. Adam kuyumcuydu, sanatını altına işliyordu. Bunlara karşılık ise jungkook yanında çalışmaya başlamıştı. 

18 yaşına gelene kadar her gün okula gidiyor, geri kalan zamanında ustasına yardım ediyor ve ders çalışıyordu. Arkadaş edinemiyor, edinmek isteyenleri yanından kovuyordu. Okul da sürekli dışlanan ve dalga geçilen bir çocuk olmuştu. O yüzden kimseye güvenemiyordu. Sadece ustasına güveniyordu. Ona bir şey sormadan hiçbir şey yapmıyor, yapamıyordu. Ustasından öğrendiği tekniklerle yavaş yavaş bu işi öğrenmeye başlamış, zihninde canlandırdığı görselleri kaleme dökmüştü. Yine ustasının zoruyla üniversite sınavına girmiş, seul ulusal üniversitesini kazanmıştı. Güzel sanatlar fakültesinde resim bölümüne başlamış, eğitimine devam etmişti. Eğitimine devam ederken ustası ani kalp krizi geçirerek hayata veda etmişti. Ailesi olmadığı için tüm varlığını oğlu gibi gördüğü jungkook'a bırakmıştı. Jungkook'un tüm dünyası başına yıkılmış, bu hayatta en çok değer verdiği kişi ölmüştü.

Annesi yoktu, babası yoktu, ustası yoktu. Eğer birini severse tanrı'nın onu kendisinden alacağına inanıyordu. Sevmek'ten deli gibi korkan bir adama dönüşmüştü. Her defasında yengesinin dedikleri aklına geliyor, kalbini birine veremiyordu.

Ustasından kalan yüklü mirasın yarısını kimsesiz çocuklar için bağışlamış, kalan parasını eğitimi için harcamıştı. Ustası en çok mezun olmasını istiyordu, ona söz vermişti. Mezun olacak, kendi işini kuracaktı. Bu süreçte kalbi tamamen buz tutmuştu. Sadece ustasına verdiği sözü hatırlıyor, bunun için çalışıyordu. Kendisi için bu kadar emek harcayan adamın sözünü yerine getirmek üzere yemin etmişti.

Üniversite de dışlanmıyordu, sadece sessiz çocuk diye anılıyordu. Resim ve müzik bölümü öğrencilerinin ortak projeleri olduğu zaman kendisinden 1 yaş büyük yoongi ile tanışmıştı. İşin ona düşen kısmıyla ilgilenmiş, yine konuşmamıştı. Yoongi bu çocuğa sempati duymuş, konuşturmak için elinden gelen her şeyi yapmıştı. Fakat jungkook zor bir çocuktu kimseye derdini anlatmaz, samimi olmazdı. Bir gün yoongi, kendi babasının mezarını ziyaret ederken onu görmüş ve yanına gitmişti. Jungkook mezar taşında ki isime bakarak konuşuyor, ağlıyordu. Yoongi artık dayanamamış, ne olduğunu ve ne yaşadığını sormuştu. Jungkook içinde birikenlere dayanamamış, anlatmıştı. İlk defa o gün birine güvenmiş, kendini anlatmıştı. İlk defa o gün arkadaşı olmuştu. Yoongi bu kadar acı çeken çocukla beraber o mezarın başında saatlerce ağlamış, sonsuz arkadaşlığın temelini atmışlardı. Bu yaşadıklarını ikisinden başka kimse bilmiyordu.

Daddy's Little Boy / JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin