Merhabaa
Nasılsınız ?
İyi okumalar ♡
Jimin yeni bir gün'e gözlerini açtığında, başında ve tüm vücudunda hissetiği ağrı korkunçtu. Başı, bacakları, kolları ve kalçası muazzam bir şekilde ağrıyordu. Gözlerini sıkıca yumarak derin bir nefes verdi ve gözlerini tekrar açtı. Başı jungkook'un göğüsündeydi. Jungkook'un eli kalçasındaydı. Bir kaç dakika kendine gelebilmek için öylesine etrafı izledi. Başını yukarı kaldırdı, jungkook'un kusursuz yüzüne baktı.
Dün gece ki görüntüler aklına dolduğunda istemsizce gülümsedi. Şu yaşına kadar yaşadığı en iyi doğum günüydü. Jungkook'un kendi arkadaşlarını toplaması, hepsi'nin hediye alması kendisini çok iyi hissettirmişti. Eskisi kadar yalnız hissetmiyordu. Tüm bunlar jungkook sayesindeydi.
Gece'nin devamında buraya gelmeleri, üzerine elmas dökülmesi, yaşadığı zevk ve acı, sınırları'nın zorlanması ve bedenleri'nin bir bütün olması tarif edilemez bir duyguydu. 23. Yaşına harika bir doğum günüyle girmişti. Umuyordu ki bundan sonra ki tüm doğum günleri bunun kadar güzel geçerdi.
Bu düşüncelerle tamamen kendi gelmişti. Başını tekrar jungkook'un göğüsüne yasladı. Hâlâ çok ağrısı vardı fâkat hâlinden de memnundu. Ne de olsa jungkook ağrılarını geçirirdi.
Gözü elinde ki bilekliğe ve parmağında ki yüzüğe takıldı, gülümsedi. Jungkook bunlar için, bağlılık ve tutku anlamına geldiğini söylemişti. Jungkook'un tutkusu mücevherleriyken, kendi tutkusu danstı. Şimdi ise yeni tutkuları birbirleriydi. İkisi de birbirine tutunmuştu. Jimin o'na kendisini teslim ediyordu. Teslim etmek'te bir sorunu yoktu, jungkook'a güveniyordu. Evet onlar çivi gibiydiler, sadece bir nesneyi birbirine tutturmak için değil, birbirlerine tutunmak için varlardı.
Jungkook kendisine gerçekten değer verdiğini söylemişti, bu his'i yaşamak için yılllarca beklemişti. Bugüne kadar kendini hiç böyle hissetmemişti. Hep yalnızdı. Eski sevgilisi bile hissettirmemişti. Şimdi ise jungkook sayesinde doya doya yaşıyordu.
Aynı pozisyonda yatmaktan vücudu uyuşmaya başlayınca yatakta kendini hafifçe yukarı kaydırdı. Kalçasına saplanan âni acı nedeniyle dişlerini sıktı. Nefesini dışarı verdi ve hafif yan döndü. Jungkook'un elini tekrar kalçasına koydu, orada durması hoşuna gidiyordu.
Dirseğini yastığa yasladıktan sonra başını da eline yasladı ve jungkook'un yüzünü izlemeye başladı. Uzun perçemlerini nazikçe arkaya atarak yüzü'nün açılmasını sağladı. Kaşları hafifçe çatılmış, dudakları düz çizgi hâlindeydi. Çıplak gövdesini seyre daldı. Belirgin köprücük kemikleri, kaslı ama bir o kadar da rahat göğüsü, sıralı karın kasları, ince beli ve belirgin adonisi, kolunda ki dövmeler... çok seksiydi. Yutkundu. Tanrı gibi bir adamla yatak arkadaşıydı. Efendisi kendisi için en iyisiydi. Dudaklarında ki gülümseme büyüdü. Beyaz ve pürüzsüz boynuna baktı. Jungkook iz bırakması için kendisine izin verirmiydi acaba? Bir daha ki sekslerinde bunu mutlaka sormalıydı.
Jungkook uyanmaya başlayınca kafasını yastığa koydu, tavanı izleyeme başladı. Sapık gibi onu izliyor gibi gözükmek istemiyordu. Gerçi izlese de bir şey değişmezdi, yaptıkları'nın yanında bu hiçbir şeydi.
Jungkook gözlerini açmadan, eli'nin altında ki kalça yanağını ovaladı. Jimin sessizce dudaklarını aralayarak titrek bir nefes verdi.
"Günaydın küçüğüm" jimin gülümsedi, birazcık şımarmak istiyordu.
"Günaydın babacığım~" jungkook dudaklarını yaladı. Gözlerini sonunda açtığında jimin'e yan bir gülümseme verdi. Yorganı tamamen üstlerinden attı. Jimin'i belinden tutarak kendi üstüne uzandırdı, çıplak gövdeleri birbirine temas etti. Jimin jungkook"un gücüne bir kez daha hayran kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy's Little Boy / Jikook
Fanfiction"Bacaklarını sadece benim için aralamalısın Jimin."