Daddy's Little Boy |F|

6.7K 279 358
                                    

Merhabaa, nasılsınız?

Ben oldukça duygusalım.. bir sona daha geldik. Neyse, çok fazla uzatmak istemiyorum. Bol bol yorum istiyorummm

Keyifli okumalar 💗

2 sene sonra

İnsan, kendisini ilk acıyla karşılaştığı zaman tanımaya başlarmış. Acıya göre şekillenir, ona göre kendi yolumuzu çizermişiz. Kimi zaman ayağımıza takılan prangalarla yürüyemez, kimi zaman da ondan güç alarak yeniden doğarmışız.

Jimin gibi.

Çok küçük yaşta ailesini kaybettikten sonra tanışmıştı acıyla. İşte o zaman tüm hayatı başlamış, prangalar ayağına hiç çıkmayacak gibi takılmıştı. Minik bedenin kalbi acıyla kavrulurken nenesi sahip çıkmış, yanına almıştı. İlkokul'dan lise'ye kadar türlü türlü zorbalıklar görmüş, kimseyle arkadaşlık kuramamıştı. Onun zaten kalbinden söküp atamadığı acılara her gün yenisi eklenmişti. Sonra dansla tanışmıştı, ona tutunmuş, arkadaşı o olmuştu. Nenesi'nin desteği sayesinde kursa bile yazılmıştı. Uzun zaman sonra ilk de o zaman yüzünde gerçek bir gülümseme vardı. Fakat bu gülümseme pek'te uzun sürmemişti, çünkü nenesini sonsuzluğa uğurlamıştı. Tamamen yalnızlığa bürünen o küçük çocuk sadece en iyi arkadaşına, dansa sarılmıştı. Ondan destek almıştı. Uzun yıllar boyunca zorluk çektiği küçük bedenin bir de üzerine borçlar eklenmişti. Fakat sonra karşısına o çıkmıştı, kurtarıcısı.

Bir sözleşme imzalayarak yeni hayatına merhaba demişti. Bu sözleşme sayesinde tüm borçları ödenmiş, yeni kıyafetler, teknolojik aletler alınmıştı ve eline hiç geçmediği kadar para geçmişti. Sonra, çeşitli oyuncakların olduğu bir oda da bulmuştu kendisini. Bilmiyordu ki hiçbir şeyi, fazlasıyla tecrübesizdi. Jungkook tarafından öğrenmeye başlarken hayatında hiç bu kadar iyi ve tatmin olduğunu hissetmemişti. Hem nereden bilecekti bu oyunları bu kadar çok seveceğini, jungkook sevdirmişti.

İlk başlarda sadece zevk için birbirlerini kullansalar da işler değişmişti, o odaya girdikçe ve onu tanımaya başladıkça aslında birbirine benzer acılarının olduğunu fark etmişti. Bunca acı geçmişe rağmen artık mutlu olmak istemişti. Ona aşık olduktan sonra hiç pes etmemiş, canı yansa da gerçekleri anlatmasını istemişti. Her şeyi öğrenmişti. Dağ gibi adamın hiç geçmeyecek gibi acılarına dokunmuş, ona tutunmuş, buzlarını eritmiş ve onu iyileştirmişti. Ve bu süreçte kendisi de iyileşmişti. Artık ikisi de geçmişlerine veda etmişlerdi.

2 sene önce Black Swan gösterisinden yaklaşık 3 ay sonra Kaliforniya'da evlenmişlerdi. Çok az kişinin katıldığı, arkadaşlarıyla doyasıya eğlendiği, heyecandan sürekli elinin ayağına dolaştığı bir düğündü. Jungkook'un sürekli çok güzelsin diye kıskançlık krizlerine girmesi, taehyung'un yoongi'ye biz neden evlenmiyoruz diye baskı yapması, hoseok'ta taehyung'dan güç alarak namjoon'a baskı yapması, yoongi ve namjoon'un soğuk soğuk terler dökmesi ve jin'in sürekli sabır dilemesiyle geçmişti. Her şey bir yana, çok duygusal ve eğlenceliydi.

Düğünden hemen sonra balayına çıkmışlardı. Filipinler, Dominik Cumhuriyeti ve Barbados'a gitmişlerdi. Yeni evli çift olarak sıcak ülkeleri tercih etmişlerdi. Günlerini yüzerek, gezerek, yemek yiyerek, içerek ve sevişerek geçirmişlerdi, tam da jungkook'un istediği gibiydi. Yaklaşık 4 ay süren tatillerinin tadını doya doya çıkarmışlardı.

Tatil dönüşü jungkook işe, kendisi de akademiye dönmüştü. Bu süreçte ehliyet almış, ingilizceyi öğrenmiş, üniversite'ye hazırlanmış, sınavdan sonra ise Seul üniversitesinde güzel sanatlar fakültesini kazanmıştı. Jungkook'ta buna çok sevinmiş, hediye olarak birlikte tatil yapabilecekleri Hawaii'den ada satın almıştı. O zamanlar da buna çok şaşırsa da artık jungkook'tan gelen hediyelere şaşırmamaya alışmıştı.

Daddy's Little Boy / JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin