Kapkaranlık bir geceydi. Saat gece iki sularıydı. Şiddetli yağmur evlerin pencerelerine çarparken cam kırılıyormuş gibi bir ses çıkıyordu. Zerya yatakta yatıyordu. Eline bir mektup. Üstünde "Barış'a" yazan bir mektup. Savaş'tan kalma tek mektup...
Sarılmıştı o kağıt parçasına. Kalbine sokmak istiyordu. Pencereden dışarıyı izliyorken gök gürültüsünden korkmuyor değildi. Gökyüzüne baktı;Zerya: Savaş... Orada mısın? (Fısıldayarak) Yavrularım... Bakın, bugün benim doğum günüm... İlk defa babanız olmadan kutlayacağım. Ama siz varsınız. (Ağlayarak)
Aldığı küçük kekin üstüne mumu diker ve eline çakmağı alır.
Zerya: Birlikte mum üfleyelim mi?
Mumu yakar ve birkaç saniyeliğine gözlerini kapatır. Aklına Savaş'la olan anıları geliyordu. Bir dilek tuttuktan sonra gözlerini yavaşça açıp mumu üfledi.
Beni vurup yerde bırakma
Katlanamıyorum hiçbir yokluğuna
Beni vurup yerde bırakma
İçim bağırdı da ben diyemedim yaBir tek şey var aslında
Eğer konuşabilseydim
"Beni böyle bırakma"
Diye haykırmak isterdimİyi bak kendine bile diyemiyorum
İyi bak kendine bile diyemiyorum
Konuşsam faydasız ya
Ama susamıyorumBeni vurup yerde bırakma
Katlanamıyorum hiçbir yokluğuna
Beni vurup yerde bırakma
İçim bağırdı da ben diyemedim ya......
O sırada Barış, Savaş'ın evindeydi. Yatakta, öylece oturuyordu. Çok boş bakıyordu etrafa. Evde yanan tek bir ışık bile yoktu. Sokak lambalarından biri, camdan evin içine sızıyordu. Fakat bu sadece Barış'ın oturduğu yeri aydınlatmaya yetmişti.
...
Can günler sonra ilk defa bu kadar uzun ve güzel uyumuştu. Yorgunluktan... Büge Can'ı uzun süre izlemişti. Savaş'ın yokluğu, ona büyük bir belaydı...
Flashback
Büge: Barış şuan evde değil.
Fırat: Öyle mi?
Büge: Evet.
Fırat: Arayalım arkadaşlar.
Polis ekibi eve girerken Büge Can'ı sakinleştirmeye çalışıyordu.
Büge: Bir dakika! Evime bu şekilde giremezsiniz!
Fırat: Hiç uğraşmayın, Büge Hanım. Kocanız bir katil.
Can: Anne, katil ne demek? Babam kötü mü?
Büge: Yok, yok anneciğim. Fırat abin bize şaka yapıyor. Hadi odana git sen. (Can gider)
N'apıyorsun sen? Çocuğun yanında ne biçim konuşuyorsun katil falan!X: Ev boş, Savcım.
Fırat: Sakladınız, ha? Hadi arkadaşları uğraştırmayalım nerede söyle.
Büge: Ya nerede bilmiyorum, yok diyorum anlamıyor musun?
Fırat: İyi. Eninde sonunda bulacağız zaten. Hadi, gidiyoruz arkadaşlar.
...
Barış odada, yerdeki şişelerin yanına bir tanesini daha eklemişti. Savaş'ın yokluğu ona çok ağır geliyordu. Gözü dalmış yere bakarken kapının çalması onu kendine getirmişti.
Kapıyı açınca karşısında ağlamaktan helak olmuş Zerya'yı görür.Barış: Zerya, ne yapıyorsun bu saatte burada?
Zerya: Barış b-ben o evde nefes alamıyorum. Çok anımız var...
Barış: Bende seni diktim kapının önüne... Gel. (Zerya içeri girer) Benim kafam yerinde değil...
Zerya: (Yerdeki boş şişeleri gösterir) Bunların hepsini sen mi içtin?!
Barış: Hayır. Sadece iki tanesini...
Zerya Barış'ın ayakta duramadığını görür ve onu hemen oturtur.
Zerya: Barış... İçerek her şeyin geçeceğini çıkar aklından. Öyle bir şey yok...
Barış: Birkaç saatliğine her şeyi unutuyorsun ama. Yetmez mi?
Zerya: Yeter mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli İkizler
General FictionSavaş: Barış, başka ihtimal yok. Barış: Aslında... Bir ihtimal daha var.