Bir hafta sonra
Barış: Aşkım sen yorulma, ben kendim yürürüm.
Büge: Olmaz, seni bırakamam.
Barış: Çok mu özledin beni?
Büge: Evet!
Barış: Ben kullanırım arabayı.
Büge: Barış, saçmalama.
Barış: Tamam ya, şaka yaptım. (Güler)
Eve gelirler.
Can: Baba! (Sarılır)
Barış: Ah...
Büge: Can, baba biraz hasta. Çok yormayalım olur mu?
Can: Tamam.
Büge: Dur, yukarı çıkmana yardım edeyim... Ağrın var mı?
Barış: Biraz ama olacak o kadar.
Büge: Ateşin var mı? Dur bakayım.
Barış: Merak etme bir tanem. İyiyim ben, sadece yorgunum.
Büge: Tamam, sen yat dinlen. Bir şey istersen bana seslen, hemen gelirim.
Barış: Vay be! Düne kadar bende sana aynı şeyi söylüyordum.
Büge: (Gözleri dolar) Deme öyle... (Ağlamaya başlar)
Barış: Tamam bir tanem, bir şey demedim. Geçti...
Büge: Tamam... (Gözlerini siler)
Barış: Büge... Ben Savaş'a çok mu kötü davrandım?
Büge: Yani, biraz...
Barış: Ben onun bu kadar ağladığını hiç görmemiştim... Çok kötü davrandım...
Büge: Ama bilerek yapmadın ki-
Barış: Bilerek dedim her şeyi. Nefret ettim ondan.
Büge: Senin pişman olduğunun farkındadır. Sana kızmamıştır, güven bana.
Barış: Onunla konuşmam lazım.
Büge: Evet, konuşman lazım ama ilk önce iyileşmen lazım.
Barış: Off, nefret ediyorum yatmaktan.
...
Gecenin bir körü Yağız, Ezgi'nin evinin önüne gelir. Elinde bir bidon benzin vardı. Benzini sessizce evin etrafına döker. Cebinden çıkardığı çakmağı benzin birinkitisine atar. Etraf alev alır.
Ezgi öksürerek uyanır.Ezgi: Ne oluyor?!
Camdan baktığı sırada yangın olduğunu farkeder. Yatağının başucunda duran telefonunu alır ve ilk gördüğü numarayı arar.
Ezgi: Hadi Savaş... Aç şunu!
...
Zerya: Savaş... Aşkım uyan.
Savaş: Çocuklara bir şey mi oldu?
Zerya: Telefonun çalıyor.
Savaş yarı uyanık haliyle telefonu açar.
Savaş: Ezgi... Niye arıyorsun bu saatte? Uyuyorum...
Ezgi: Savaş... Ev yanıyor! (Öksürerek)
Savaş: (Aniden kalkar) Ne?!
Ezgi: Nefes alamıyorum... (Öksürür)
Zerya: Savaş?
Savaş: Aşkım, Ezgi'nin evinde yangın çıkmış. Ben gidiyorum! (Gider)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli İkizler
General FictionSavaş: Barış, başka ihtimal yok. Barış: Aslında... Bir ihtimal daha var.