Savaş ve Ezgi odaya gelirler.
Ezgi: Geldik yine buraya!
Savaş: Ne yapalım Ezgi? Hangi barda sabahlamak istersin mi diyeyim?
Ezgi: Eve gitmek istiyorum.
Savaş: Kusura bakma, kazayı ben yapmadım.
Ezgi kaza yaptığı anı hatırlar ve gözlerini yumar.
Ezgi: Neyse ne.
Savaş: Hiç affetmeyecek misin?
Ezgi: Bilmiyorum. Kardeşimle öpüşen birini nasıl affedeyim ben?
Savaş: Yağız aranızın açıldığını görürse...
Ezgi: Yine Yağız'la beraber olsam ne yapardın? Ya da Fukara ne yapardı?
Savaş: Onun da Naz'la birlikte olacağını düşünmüyorsun, değil mi?
Ezgi: Yağız'a da güvenmiştim, bak neler yaptı...
Bir Hafta Sonra
Ezgi hastaneden taburcu olmak için gereken işlemleri halletmiş, tek başına hastaneden çıkarken Barış ve Büge'yi görmüştü.
Barış: Ezgi, senin ne işin var burada?
Ezgi: Hastaneden taburcu oldum, asıl siz ne yapıyorsunuz burada?
Büge: (Karnını okşar) Bebeğimizi görmeye geldik.
Ezgi: (Aklına düşen bebeği gelir) Yaa, doğum yaklaşıyor demek.
Büge: (Güler) Evet.
Barış: İstersen seni eve kadar bırakalım.
Ezgi: Hiç hayır diyemeyeceğim, benim araba pert.
Barış: Kötü mü o kadar?
Ezgi: Maalesef.
Barış: Dert etme, nasılsa biz buradayız.
Ezgi: (Gülümsemeye çalışır) Sağol.
Büge: İyisin ama, değil mi?
Ezgi: Yani fiziksel olarak iyiyim de... Fukara ile Naz bozuyor sinirimi.
Barış: (Arabaya doğru yürümeye başlarlar) Sen tek başına mı çıktın, Savaş nerede?
Ezgi: Savaş evde, Zerya'nın yanında. Daha fazla yük olmak istemedim, çıktığımdan haberi bile yok.
Barış: Çok kızacak sana.
Büge: Biz de şimdi Zeryalara gidecektik. Sen de gel, yalnız kalma.
Ezgi: Ben şimdi keyfinizi bozmayayım, dertler büyük.
Büge: Olur mu öyle şey?
Barış: Olmaz, bizimle geliyorsun.
Ezgi: Tamam tamam.
Arabaya binerler ve yol alırlar. Yoldayken Barış fren yapınca Ezgi'nin aklına kaza anı gelir ve sıçrar.
Büge: (Ezgi'nin elinden tutar ve gülümser) Sakin ol.
Ezgi başını aşağı yukarı sallar. Çok vakit geçmeden eve gelirler.
Zerya: Hoş geldiniz!
Savaş: Ezgi? Sen ne ara çıktın?
Ezgi: Az önce.
Savaş: İnsan bir haber verir, aşk olsun.
Ezgi: Sürpriz diyelim. Bir şey soracağım. (Fısıldar) Fukara ile görüştün mü hiç?
Savaş: Neden sordun.
Ezgi: (Omuz silker) Merak ettim.
Savaş: Görüştüm.
Ezgi: Nerede, nasıl?
Savaş: Şaka yaptım, nerede göreceğim zaten?
Ezgi'nin yüzü düşer.
Savaş: Tamam ya, bir ara gider, ararım ağzını.
Ezgi: Teşekkür ederim.
Savaş: Sen neden hemen ayaklandın, beni de beklememişsin.
Ezgi: Bir haftadır sözümü tuttum zaten.
Birkaç saat sonra
Ezgi: Ben kalkayım artık. (Ayağa kalkar)
Savaş: Ben seni bırakırım.
Ezgi: Ben kendim giderim.
Savaş: (Fısıldar) Fukara'ya gideceksin, değil mi?
Ezgi: Onunla doğru dürüst konuşmadan içim rahat etmeyecek.
Savaş: Ben de geliyorum.
Ezgi: Off... İyi tamam.
Oğuz: Gidiyor musunuz?
Büge: Gidiyoruz ama yine geleceğiz, tamam mı?
Kumsal: Ama Ezgi ablayla oyun oynuyorduk.
Zerya: (Gülümser) Yine oynarsınız anneciğim.
Ezgi: (Kumsal'a doğru eğilir) Oynarız.
Kumsal: (Ezgi'ye sarılır) Yarın da gel, olur mu?
Ezgi başını aşağı yukarı sallarken gözleri dolar.
Ezgi: Gelirim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli İkizler
General FictionSavaş: Barış, başka ihtimal yok. Barış: Aslında... Bir ihtimal daha var.