Selam canım içlerii!
Kısa ve üzgün bir bölümle geldim. Yukarıdaki müziği açmayı ve oy yorum atmayı lütfen unutmayın.
Hatta destek olmak için buraya nokta (.) bırakabilirsiniz.
Uzun zamandır burada değilim. Bunu bölüm sonunda konuşalım:)
İyi okumalar^^
On Üçüncü Bölüm: Anne.
"Kitapları, plakları bir de annemi..."
(İstanbul / 2007)
"Kızım yavaş düşeceksin!"
"Bir şey olmaz Deniz, sakin ol biraz..."
Annemin feryat edercesine çıkan sesine babamın sakin ve gülüşmelere sebep olacak, dinginlik veren sesi eşlik ediyordu. Bugün hayatım en önemli günlerinden biriydi. İlk kez denize giriyordum çünkü. Abim, her türlü duruma hazırlık maksadıyla yanı başımdan ayrılmıyor, bana kulaç atmayı öğretiyordu.
"Kulakların sudan hiç çıkmasın Farah, yoksa su yüzeyinde duramazsın. Tamam mı?"
"Tamam abi..." dedim ona bakıp gülümseyerek. Ama o, sanki çok kötü bir şey söylemişim gibi yüzünü buruşturdu. Farkında olmadan kötü bir söz mü çıkmıştı ağzımdan? Gözlerini birkaç saniyeliğine kapatıp yeniden açtığında gülümsedi. Beni kucağına alıp, boğulmayacağım ama annemin görünce çığlıklar basacağı bir şekilde suya fırlattı. Ki haklı da çıkmıştım. Annemin ağzından "Kerem lütfen!" diye bir isyan çıkmıştı. Abim anneme bakıp kahkaha atarken bana yaklaşıp beni yeniden kucağına aldı ve yeniden suya fırlattı. Annem belki farkında değildi ama ben farkındaydım. Bana kendince yüzmeyi öğretiyordu abim. Kendimi su da hissettiğim an çırpınmaya, kulaç atmaya, abimin bana öğrettiği her şeyi yapmaya çalışıyordum çünkü. Abim annemin yaptığı evliliğin en güzel hediyesiydi bana. Kulağıma gelen şeylere göre, üvey abiler çok sıkıntılı oluyormuş. Üvey kardeşine kötü davranıyor, sürekli hatalarını arayıp duruyorlarmış. Ama benim abim öyle değildi. Abim, benim hatamı gördüğü zaman kendince uyarıyor, nasihatler verip bir daha yapmamam konusunda tembihliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taş Ev
General Fiction"Bazı insanların geleceği geçmişinden gelir." Taş Ev tüm bölümleriyle şu anda Wattpad'de yayında. -2-