On Beşinci Bölüm: Sürenoğlu Olmak.

818 6 20
                                    

Herkese selam!!

Uzunca bir aradan sonra bu bölümle geldim'

Oy ve yorum yapmayı lütfen unutmayalım. Bölüm sonunda görüşürüz:))

 Bölüm sonunda görüşürüz:))

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


On Beşinci Bölüm: Sürenoğlu Olmak.

"Hissediyorum..."

SON

Salonun ışıkları ekranda beliren yazıyla beraber açılınca Kerem montunu giyip montumu bana uzattı. Gergindim. Ve gerginliğim her halimden belli olacak cinsteydi. Montumu giyip önden giden Kerem'i takip ettim. Bir anda ters davranmaya başlamıştı. Yüzüme dahi bakmadan çıkmasına şaşkınlıkla bakakalsam da sebebini az çok tahmin edebiliyordum. Gerginliğimi fark etmişti ve bir şey yapmış da söylemeye çekiniyorum sanıyordu. Bunu bana söylemese de hissediyordum. Salondan çıkınca çalışanların gözü üzerimizdeydi. Bilet satışındaki genç adam Kerem'i görünce ayaklanıp başıyla selam verdi.

"Yine bekleriz Kerem Bey, iyi günler."

Kerem adama bakıp sadece tebessüm etti. El ele girdiğimiz yerden yine el ele çıktık. Ama bu sefer ikimizin de yüzü gülmüyordu. Otoparka inip arabaya geçene kadar ikimizde konuşmamıştık. Ben ne kadar konuşmak için dudaklarımı aralasam da Kerem'in yüz ifadesinden dolayı susturmuştum kendimi. Çünkü her an birine saldıracakmış gibi bakıyordu etrafına. Nasiplenmek istemezdim. Arabaya binip Kerem'in arabayı çalıştırmasını beklerken bana dönüp soru sorarcasına baktı. Ya da öfkeli gözlerle.

"Ne oldu Kerem?" dedim ne demek istediğini anlamaya çalışarak. Derin bir nefes alıp güldü. Mutlulukla değil, sinirden gülüyordu.

"Sana sormak lazım. Söyle, ne oldu da bu kadar diken üstünde gibisin?" dedi gülümsemesi yüzünden silinirken. Başımı iki yana salladım istemsizce.

"Hayır yok bir şe-"

"Var!" diye bağırdı aniden. Öyle bir bağırmıştı ki olduğum yerde zıplamıştım ani korkuyla. Kapıya biraz daha yaklaşıp Kerem'den biraz da olsa uzaklaşmaya çalıştım. "Var ve sen benden bir şey gizliyorsun? Söyle, söyle ki bende rahatlayayım."

Taş EvHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin