Yirminci Bölüm: Taştan Hayaller.

747 5 0
                                    

Selam canımın içleri:')

Yukarı, bölümü okurken dinlemeniz için bir müzik bıraktım. Oy ve yorum yapmayı da lütfen unutmayın. Hatta yorumlarda buluşalım<3

İyi okumalar dilerim^^

İyi okumalar dilerim^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yirminci Bölüm: Taştan Hayaller

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yirminci Bölüm: Taştan Hayaller.

Bir Hafta Sonra / Taş Ev

Evlerin melodileri vardır, derdi annem ben küçükken. Her evin melodisi kendine hastır, diye de devam ederdi. İnsan kendi evindeyse bu melodi ona ninni ya da rahatlatıcı bir haber almış hissi gibi gelir. Eğer içinde bir huzursuzluk varsa, bil ki sen kendi evinde değilsindir. Ama için rahatsa ve en önemlisi gece uyuyabiliyorsan, damı olmasa da bir evin var ve o ev senin demektir, der ve saçlarımı okşardı.

Annem çok güzel konuşurdu.

Kerem'le evliliğimizin ilk yılı bana karşı hep soğuk davransa da sonradan sonraya en çok annem bizi yakıştırmaya başlamıştı. Bizimle ilgili çıkan haberleri gazeteden kesip saklayacak kadar çok sevmişti evliliğimizi. Sevdirmiştik. Artık dışarıdan nasıl görünüyorsak, sürekli nazar duasını okur, evin bir yerlerine dualar sureler yerleştirip Kerem'in içki şişelerini alıp giderdi. Herhalde o dualar çocuğumuz olsun diyeydi. Çünkü okulum bittiği günden itibaren, benim çocukluğum da ördüğü kazakları, patikleri gösterip duruyordu. Ama ben bunların ne anlama geldiğini daha yeni yeni fark ediyordum. Belki de algılarım bunları anlamaya, duymaya kapalı olduğu içindi. Bilmiyorum.

Ama artık farkındaydım.

Yeni evimize taşınmamızın üzerinden tam bir hafta geçmişti bugün. İlk birkaç gün evle ilgilenmekten doğru düzgün oturmasam da bir yere artık evde yapılacak bir şey kalmamıştı. Gerçek bir ev gibiydi tam da şu an. Günümün çoğunluğu yine mutfakta geçiyor, akşamları Kerem'le yapacak bir şey mutlaka buluyorduk. Kerem kendine yeni bir hobi bulmuştu. Bahçedeki yabani otları toplayıp toprağı havalandırıyordu her iş dönüşünde. Ön bahçedeki giriş kısmı için mermer siparişi vermiş, arka bahçeye giden aralığı da depodaki küçük taşlarla döşemişti. Şirkette fırtınalar estiren Kerem Sürenoğlu, bir emekli öğretmen edasıyla bahçede oyalanırken onu izlemek yüzümü güldürüyordu. E tabi bir de soluklanmak için mola verdiğinde içtiği naneli limonatası vardı. Havalar henüz tam ısınmamıştı ama buna rağmen küçük buz küplerini bardağa doldurup bir nefeste içiyordu.

Taş EvHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin