Selam canlarım, nasılsınız?
Hadi bu satırın altına okumaya başladığımız saati yazalım. Bakalım kimler aynı saatte okumaya başlamış:)
Bu bölümden sonra final için son üç diyeceğiz. İlk kitabın bu kadar kısa bir süre bitiyor olması beni çok hüzünlendiriyor. Zaten son dönemlerde ayrı bir duygusallığım var ama neyse. Yukarı sizin için bir şarkı bırakacağım, dinleyin lütfen*
Oy vermeyi ve yorum yapmayı da lütfen unutmayalım. Hatta yorumlarda buluşalımm^^^
İyi okumalar dilerim<3
Yirmi Üçüncü Bölüm: Yağmurun Getirdikleri."Ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi."
Özcan'ın söylediği son şeyle beraber kahkaha atmaya başladım. Bunu beklemiyor olacak ki şaşkın gözlerle baktı bana. Ama ben öyle bir kahkaha atıyordum ki, şaşırılmayacak gibi değildi. Biraz önce bugüne kadar bildiğim her şeyin yalan olduğunu, kötü bildiğim biyolojik babamın daha da kötü bir insan olduğunu, annemin bana bunca yıl hiçbir şey anlatmadığını öğrenmiştim. Gerçi hala inanmak gelmiyordu içimden. Lakin bunca şeyi duyduktan sonra ağlayıp, isyan etmem gerekirken ben kahkaha atıyordum.
"Demek Kerem'i öldüreceksin!" diyebildim kahkahalarımın arasından. Şaşkın bakan gözlerine ciddiyet yerleşti birden.
"Niye? Öldüremem mi?" dedi ciddi ciddi bana bakarak. Başımı iki yana sallayıp yutkundum.
"Kerem seni öldürecek..." dedim nefes alıp vermeye çalışırken. "Ve ben de izleyeceğim..." Yüzüne yayılan anlamsız bir duygunun aslında sinir olduğunu geçen 10 saniyenin ardından fark ettim. Sinirlenmişti. Kerem'e olan güvenimi fark etmek, onu sinirlendirmişti.
"O dağdan inme kocanızın beni öldürmesi için bulması lazım. Ama beni bulması mümkün değil."
"Mümkün olmayan seni bulması mı?" dedim konuşmasına mani olarak. Tam konuşacakken konuşmamdan dolayı derin bir nefes alıp kalmıştı. Sadece başını sallayıp sinsice güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taş Ev
Ficção Geral"Bazı insanların geleceği geçmişinden gelir." Taş Ev tüm bölümleriyle şu anda Wattpad'de yayında. -2-