On Sekizinci Bölüm: Tirilye.

794 5 0
                                    

Selam canımın içleri<3

Her akşam burada olacağız demiştim:')

Yukarıdaki müziği açmayı ve oy atıp, yorum yapmayı lütfen unutmayın. Yorumlarda buluşalım, iyi okumalar dilerim^^^

 Yorumlarda buluşalım, iyi okumalar dilerim^^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


On Sekizinci Bölüm: Tirilye

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

On Sekizinci Bölüm: Tirilye.

"Hadi sevgilim çıkalım."

Kerem sabah erkenden uyanıp birer çanta hazırlamıştı bize. O çantaları hazırlarken çıkan seslere uyanmamış, mutfaktaki kaşıkla çatalın düşmesine uyanmıştım. Bende böyle bir insanım işte. Kapının önünde duran iki orta boy çantanın yanına ben de piknik sepeti gibi bir çanta hazırlamış, yolculukta yememiz için bir şeyler koymuştum. Kahvaltısız evden çıkamama gibi bir huyum, huyumuz vardı. İki lokma da olsa bir şeyler ağzımıza atmadan çıkamıyorduk. Ayaküstü bir şeyler yiyip yukarıya çıktım. Bir şey unuttum mu diye evi baştan sona gezerken Kerem, kapının eşiğinden bana sesleniyordu. Mutfağa girip ocağı da kontrol ettikten sonra içim rahat bir şekilde evden çıkabilirdim artık.

Montumu üzerime geçirip kol çantamı aldım ve bana sevimli gözlerle bakan Kerem'in yanına gittim.

"Çıkalım sevgilim." dedim gülümseyerek.

Çantaları arabaya koymuş, bir de üstüne arabayı çalıştırarak soğuğunu kırmıştı. Korumalara bir şeyler söylemek için onlara doğru yürürken ben arabaya geçip koltuğuma iyice yerleştim. Yemeklerin olduğu çanta ayağım dibinde, termos kolumun altında, her ihtimale karşı torpido soğutulmuş ve iki şişe soğuk su oradaydı. Görünüşte her şey iyiydi. Montumu çıkarıp arka koltuğa bıraktım ve arabaya doğru yaklaşan Kerem'i izlemeye başladım. Arabanın kapısını açıp binmeden önce üzerindeki şişme montu çıkarıp arka koltuğa bıraktı ve direksiyona geçip bana gülümsedi.

"Neden öyle bakıyorsun bana?" dedi araba hareket etmeden önce. Artık nasıl bakıyorsam.

"Nasıl bakıyorum ki?" dedim merakla.

"Adımlarımı izliyor musun sayıyor musun anlamadım." dedi gülerek.

"Çok güzel yürüyorsun." dedim arkama yaslanırken. "Yürüyüşüne bakıyordum." Evin ekseninden çıkarken sağ elini elime uzattı.

Taş EvHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin