On Altıncı Bölüm: Beyaz Sayfaya İlk Not.

812 7 10
                                    

Selam canımın içlerii,

Uuzunca bir süredir Taş Ev'e bölüm atamıyordum, nasılsınız? Ramazan sizler için nasıl gidiyor? 

Oy ve yorum yapmayı lütfen unutmayın<3

Oy ve yorum yapmayı lütfen unutmayın<3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


On Altıncı Bölüm: Beyaz Sayfaya İlk Not.

Öyle sesler vardır ki, gitmezdi insanın kulaklarından. Uyumaya çalışsa bile uyutmaz. Ses susar ama kulağında mıhlanışı susmaz. İnsan uykusuzluktan elden ayaktan düşer ama yine de uyuyamaz. Sürekli o ses kulağında uyumaya, yürümeye en önemlisi de yaşamaya çalışır. Ama bazen de insan, o sesi duyar duymaz uykuya teslim olur. Dışarıda dünya da yansa sen duymazsın. Sanki birisi kulaklarına, gözlerine, hislerine bir kapak koymuş da kör, sağır dilsiz olmuşsun gibi algılayamazsın hiçbir şeyi. Sadece uyursun...

Uyuyunca geçecekmiş gibi...

Bazen tek başına bazen de yanında olduğunu hissedemesen de biriyle. Ama ben bebeğimle beraber uyuduğumu hissediyorum. Çünkü o yanımda değil, içimde. İçimde ve benimle.

Gözlerimi açtığımda evimizdeydim. Taş Ev'de. Odada benden başka kimsenin olmayışını ilk başta algılayamayacak kadar yorgundum. Ya da uykusuz. Oda karanlıktı. Belli ki akşam olmuştu. Acaba saat kaçtı? Kerem neredeydi? Annem, babam... Yataktan kalkmaya yeltensem de kalkamadım. Bir şey beni yatağa mıhlamıştı sanki. Beni yatağa çeken şeyi sol elimle aramaya çalıştığımda, kolumda bir şeyin takılı olduğunu fark ettim. Serum. Kolumdaki serum ayaklanmama engel oluyordu. Neden serum takılıydı, ailem neredeydi? Elim istemsizce ama birden karnıma gitti. Bebeğim...

Varlığını daha dün öğrendiğim bebeğim...

Aralıklı olan kapı sonuna kadar açıldı ve ilk başta kim olduğunu karanlıktan algılayamadığım biri içeri girdi. Gözlerim karanlığa alışınca içeri giren Kerem'le göz göze geldik. Hızla yanıma gelip, yorganın üzerinden yanıma uzandı.

"Farah... Sevgilim iyi misin?" Bana öyle sıkı sarıldı ki bir anlığına nefes alamadım. Omzumu, başımı, boyun boşluğumu öperken tek kolumla ona sarılmaya çalışıyordum.

Taş EvHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin