16

149 18 32
                                    

bu bölüm chifuyu'nun backstorysi. takemichi'nin keisuke'ye anlattığını var sayın. sizi seviyom iyi okumalar


19 aralık, 1999

Bay Matsuno, bugün 8 yaşına giren oğlu için bütün işlerini ve planlarını ertelemişti; bütün gününü ona ayıracaktı. Evdeki korumalara depoyu hazırlamalarını söylemişti.

Merdivenleri aceleyle çıktı ve Chifuyu'nun odasına girmeden önce kapıyı birkaç kez tıklattı. Birkaç saniye sonra kapı açıldı ve elinde bir oyuncak ayı tutan Chifuyu belirdi. Ayıyı göğsüne bastırırken bir yandan da gözlerini ovalıyordu.

Babası, yere çömelip oğlunun yanağını okşadı. "Uyandırdım mı seni?"

Küçük çocuk, başını iki yana sallayıp gözlerini ovalamaya devam etti. "Hayır, az önce uyanmıştım."

Babası, gülümseyip ayağa kalktı ve Chifuyu'nun elini tuttu. "Hadi, gel benimle. Sana çok önemli bir şey göstereceğim."

Chifuyu, hiçbir şey demeden babasının arkasından ilerledi.

Matsuno malikanesi, her zaman ölüm sessizliğiyle kaplı olmuştu. Orada çalışan hizmetçiler tıpkı bir hayalet gibi hareket eder, işlerini bitirir bitirmez malikaneden ayrılırlardı. Aynısı, Matsuno ailesi için de geçerliydi. Bay Matsuno, eve gelir gelmez odasına kapanır, gerekmedikçe evdeki kimseyle konuşmazdı. Küçük oğlu Chifuyu ise tıpkı babası gibi sessizdi. Kendi halinde takılır, gerekmedikçe odasından çıkmazdı. Sadece yakın arkadaşı Takemichi'nin yanındayken gerçek bir çocuk gibi hareket eder; etrafta koşturur, oyuncaklarıyla oynar ve bağırarak konuşurdu. Onun dışında evde, ailesi ile birlikteyken tıpkı bir robot gibi davranırdı. Chifuyu'nun annesi, bayan Matsuno için de aynı şey geçerliydi. Kocası ile ettiği kavgalar dışında hep sessizdi. Ortalıkta dolanmayıp bütün gününü ya kendi odasında ya da oğlunun odasında geçirirdi.

Deponun kapısı aralandığında Chifuyu, babasının elini tutarak içeri girdi. Depoya ağır bir kan kokusu hakimdi. Chifuyu, kaşlarını çatıp bir eliyle burnunu kapattı.

Chifuyu'nun ilk dikkatini çeken şey, deponun en kuytu köşesinde bulunan zindanlar ve zindanların içinde bilinçsiz şekilde duran bedenler olmuştu. Chifuyu, babasının anlattıklarından yola çıkarak zindandakilerin insan değil, vampir olduklarını anlamıştı. Hepsi kollarından, bacaklarından, boyunlarından ve gövdelerinden zincirlenmişti.

"Onlar bizim deneklerimiz." Bay Matsuno, oğlunun ilgisinin zindanlardaki vampirlerde olduğunu fark edince onlar hakkında konuşmaya başladı. "Avcılarımızın yakaladığı vampirlerin bazılarını buraya getiriyor ve üzerinde deneyler yapıyoruz."

Chifuyu, babasıyla daha önceden bu konuları az da olsa konuşmuştu. Babasının dediğine göre dünyada sadece insanlar ve hayvanlar yaşamıyordu. Vampir diye adlandıkları bir tür, asırlar önce ortaya çıkmış ve insanların arasına karışmıştı. Nasıl ortaya çıktıkları ise hâlâ gizemini koruyordu. Onlar ne insan ne de hayvandı. Tamamen bambaşka bir türdüler.

Asırlar önce, vampirlerin ilk ortaya çıkışları dünyayı kıyamete sürüklemişti. Gelişmemiş teknoloji, bilgisizlik, fakirlik ve daha birçok dezavantaj; vampirlerin insanlara karşı ezici bir üstünlük kurmasına sebep olmuştu.

Fakat zaman ilerledikçe bu düzen bozulmuştu. İnsanlar avcı, vampirler ise av olmaya başlamıştı. Onlarla savaşacak cesareti gösterip ortaya çıkan bir grup insandan sonra tüm insanlık güçlerini birleştirmişti.

Bazı vampirler kalplerine kazık saplanarak, bazıları kafaları kesilerek ve bazıları ise ateşe atılarak öldürülmüşlerdi. Alınan tedbirler, koyulan yeni kurallar, vampirleri öldürmek için tasarlanan silahlar ve örgütlenen gruplar, vampir ırkını yok oluşa sürükleyebilmişti. Sadece yetişkin, yırtıcı vampirleri öldürmekle kalmamış, yeni doğan vampirleri bile öldürmüşlerdi. Evlerini ateşe verirken özellikle beşikleri de ateşe vermişlerdi. 

Never Too Late | BajifuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin