chemistry, minsung ✓

fairy boy

SUPRAYYZZZZ!

Hızla yatağıma girip gözlerimi kapadığım sırada telefonuma gelen bildirim sesiyle onları tekrar açtım. Gördüğüm mesaja ise kocaman gülümsedim.

Bu gece gerçekten huzurlu bir uyku uyuyabilirdim.

kimyacı (yeni) × Han Ji Sung

kimyacı (yeni)
Hyunjin cevap yazmış Jisung.
Gelecekler.
__________________________

Gün boyu hem ben hem Yoona onları güzelce ağırlayabilmek için evi temizlemiş ve yemekler hazırlamıştık.

Minho sürekli konuşup bizi yönlendirmişti. Aksini iddia etse bile çok heyecanlı olduğu belliydi.

Felix'i çok merak ediyordum. Acaba Minho'ya benziyor muydu? Uzun boylu muydu yoksa kısa mı? Acaba iyi arkadaşlar olabilir miydik? Sonuçta aynı yaştaydık.

"Abi! Dolapta pastamı koyacak yer kalmamış!"

Mutfaktan gelen kardeşimin sesiyle koltukta uyuklayan Minho'yu izlemeyi bıraktım. Ayağa kalktım ve Yoona'nın yanına gittim.

O elinde pastayla buzdolabına sinirli bakışlar atarken gülümsedim ve dolaptaki dağınık dizilimi düzelterek boş alan açtım.

Elindeki pastaya uzandığımda geri çekildi.

"Hayır ya dokunma ben kocayacağım. Bir dolaba koydun diye ben yaptım pastayı dersin kesin sen şimdi. Elini sürmek yasak sana."

Endişe ettiği şeye karşılık kahkaha attım ve saçlarını karıştırdım.

Son kez etrafta ve sıcak yemekler hariç tamamı kurulmuş sofrada gözlerimi gezdirdim.

Her şey tamamdı. Tek eksik Hyunjin ve Felix'ti şu an.

Yoona ile birlikte Minho'nun yanına oturduğumuzda uyandığını gördüm. Muhtemelen kardeşimin sesi yüzüdendi.

"Uyanmışsın hyung."

Mırıldandı.

"Her şey hazır mı?"

"Evet, sadece g---"

Zil çaldığında sözüm yarım kaldı.

"Hah, geldiler galiba."

Ayağa kalkarken onun yüzünden geçen heyecana bizzat şahit olarak gülümsedim.

Umarım her şey sorunsuz geçerdi bu akşam.

Derin bir nefes alarak kapıyı açtım.

Karşımda Hyunjin'i ve onun tam yanında, biraz da arkasında kalmış sarı saçlı güzel çocuğu gördüm.

"Hoşgeldiniz."

Kenara çekilerek içeri girmelerini bekledim.

Felix oldukça heyecanlı görünüyordu ama bir o kadar da bunu gizlemekte başarılı gibiydi.

İçeri girselerde salona ilerlemeden kapının önünde durdular.

Tanışmamız gerektiğini düşünerek genişçe gülümsedim.

"Merhaba Felix, ben Jisung. Senin adın ne?"

"Şey...Felix?"

Sorduğum sorunun saçmalığını fark ederek yüzümü buruşturdum. Pekala, itiraf etmeliyim ki ben de oldukça heyecanlıydım. Fakat nedeniyle alakalı minicik bile fikrim yoktu.

"Memnun oldum Felix."

"Ben de öyle Jisung."

Hyunjin ikimize garip bakışlar attıktan sonra gözlerini devirdi.