his eyes are always on my lips

608 108 38
                                    

Kendi kendime şu sincap suratlı canlıdan özür diledim ve başımı geri yaslayarak gözlerimi kapadım.

Evet, baldırlarımda uyumasına izin verdim.

Uyandırmaya kıyamadım çünkü.
________

Sabah gözümü sert ama rahat bir yerde açıp kısa süre içerisinde de bunun Minho'nun bacakları olduğunu fark etmiştim.

Onu uyandırmamaya özen göstererek kalkıp Yoona'yı okul için uyandırmıştım ve şimdi de Minho'ya kahvaltı hazırlıyordum.

Bugün dersim olmadığı için uzun süre evdeydim. Sadece üç ayrı liseliye ders anlatacaktım bugün. Bir de öğlen on ikide hastaneye gidecektik Minho için.

"Jisung?"

Mutfağa giren bedenle sıçradım.

"Hyung?"

Hızlıca yanına gittim ve koluna girdim. Tek sağlam koluyla bir değnek tutup mutfağa kadar gelmek mantıklı değildi.

"Niye kalkıyorsun tek başına ayağa?"

Bir yandan sandalyeye oturturken bir yandan söyleniyordum. O ise uslu bir çocuk gibi beni dinliyordu sadece.

O an alakasız bir şey fark ettim. Saçları uzamıştı.

"Haftalardır koltukta oturuyorum ve çok sıkıldım."

Haklıydı şimdi. Sadece tuvalet ve banyo için kalkıyordu yerinden. O da çok kısıtlı ve zordu zaten.

Kendimi onun yerine koyuyordum ve neredeyse ağlayasım geliyordu. Çünkü ben kıpırdamadan en fazla üç saniye durabilirdim.

"Burada etmek ister misin kahvaltıyı?"

Başını sallayarak onayladığında, onun için tepsiye koyduğum her şeyi masaya yerleştirdim ve iki tane de tabak ekleyip karşısına oturdum.

Ben bugün meyve suyu içmek istemiştim ama o meyve suyu içmiyordu.

"Çocuk gibi meyve suyu içiyorsun sincap."

Ne alaka olduğunu asla anlamıyordum bunu ilk dediği günden beri. Meyve suyu kutularının üzerinde 'çocuklar içindir' falan yazıyordu da benim mi haberim yoktu?

Kaşlarımı çattım ve ağzıma aldığım meyve suyunu anlık sinirle onun suratına püskürttüm.

Şokla gözlerini kapattı ve ağzını açtı. Akan meyve suları ağzına giriyordu ve bu bana göre iğrençti çünkü benim ağzımdan çıkan meyve suyuydu o. Ama bu Minho'nun pek umrunda değil gibiydi. Umrunda olan şey neden böyle bir şey yaptığımdı muhtemelen.

"Han Jisung. Ölmek mi istiyorsun?"

Omuz silktim ve kollarımı birbirine bağladım. O da dudaklarına akan meyve suyunu yalayıp gözlerime baktı korkunç bir şekilde.

"Ne var? Çocuk gibi meyve suyu içiyorsam çocuk gibi davranabilirim de."

Derin bir nefes aldı ve üzerine baktı. Tişörtü de ıslanmıştı.

"Temizle beni. Ayağa kalkabilseydim ölmüştün."

İnatlaşmak ve temizlemeyeceğimi söylemek istesem de bunu yapmadım. Burnumun dikine gitmeye devam edip onu daha da kızdırırsam götümüze tekmeyi basardı ve ben evi sokakta arardım. Kardeşimle birlikte.

Ayağa kalktım ve odasına gidip yeni bir tişört alarak geri geldim.

Yavaşça tişörtünü çıkarıp onunla yüzündeki suları temizlerken daha önce defalarca -üstünü değiştirdiğim için- gördüğüm vücudunun şimdi neden yutkunmama sebep olduğunu sorguladım.

Pekala, ben eşcinseldim ve kesinlikle bu vücut benim etkileneceğim türdendi. Fakat bu sefer beni heyecanlandıran şey Minho'nun eskisi gibi davranmayışıydı.

İlk zamanlarda ne zaman üzerini değiştirsem benden rahatsız olduğunu anlıyordum ama şu an böyle bir şey yoktu.

Hissediyor ve görüyordum bunu.

Tişörtü kenara koyup ıslak mendille yüzünü tekrar sildim ki yapış yapış olmasın.

Ama geri çekilmedim. Elimdeki ıslak mendil dudaklarındayken öylece ona bakıyordum; mendilin durduğu yere.

İşin garibi o da benim gibiydi. Gözleri hep dudaklarımdaydı.

Aramızdaki bu yakınlığın derhal bitmesi gerekiyordu çünkü ben dürtülerime engel olamazsam her şeyi bok etmekten çok korkuyordum.

~
MINHO

Bir işe odaklıyken dudaklarını büzüyordu, bunu çok kez fark etmiştim. Ve bir diğer şey ise dudaklarının sürekli ıslak oluşuydu. Sürekli yalıyor olmalıydı.

Kendi kendime kaşlarımı çattım ve bakışlarımı dudaklarından çektim. Elindeki ıslak mendili tutup kendi elime aldım ve hafifçe geriye çekilerek ondan uzaklaştım.

"Ben yaparım."

Biraz yüzü düştü gibi hissettim ama hayır, bana öyle gelmiştir.

"Sen bilirsin."

Yerine oturdu ve tabağına birkaç şey alıp yedi.

Neden sürekli onu inceliyordum ki? Sikeyim böyle işi. Biraz daha kalmasına izin vermek yerine sadece defolup gitmesini söylesem ne olurdu sanki?

Bozulan sinirlerimle bakışlarımı ondan çektim ve hayatta kalmama yetecek kadar bir şeyler yedim.

Hiçbir şey söylemeden ayağa kalktım ve kenarda duran bastonu elime alıp arkamı döndüm.

Arkadaki seslerden kalktığını anladım ama bana yardım etmek için dahi dokunmasını istemiyordum şu an.

"Otur yerine. Kendim geldim, kendim giderim."

Bir süre sessizlik olsa da gelen gıcırtı sesinden yerine oturduğunu anladım.

Biraz zor da olsa sonunda koltuğuma oturdum. Bir an önce hastaneye gitmek ve şu alçılardan kurtulup yürümek istiyordum artık.

Hem Jisung da----

Siktir.

Neden bütün düşüncelerim dönüp dolaşıp ona çıkmak zorunda?

Onun bana karşı oluşabilecek hislerini düşündükçe midem bulanırken ben neden sürekli onu düşünüyorum ki?

Pekala bu normal.

Sonuçta evimde kalan biri ve benim gördüğüm tek kişi çünkü kız kardeşini sadece akşam yemeği saatlerinde görüyorum neredeyse.

Gözlerinin ne kadar parlak baktığını, burnunun çok sevimli durduğunu, dudaklarının yumuşacık göründüğünü ya da yanaklarının pürüzsüz olduğunu düşünmem kadar normal bir şey yok.

Sonuçta onu yerinde Yoona ya da bir başkası olsaydı da olurdu bu.

Başka bir yere çekmeye gerek yok değil mi?

Herkes herkese aynı şeyi yapar.

~
JISUNG

Herkes herkese nasıl davranıyorsa öyle davranmam lazımdı benim.

Beni uzaklaştırmış ve çok net bir şekilde rahatsız olduğunu belli etmişti.

Biraz hak veriyordum.

Ben kadınlardan hoşlanan bir erkek olsaydım ve evimde hemcinsinden hoşlanan bir erkek olsaydı muhtemelen ben de rahatsız hissederdim.

Her şeye rağmen kız kardeşim için incelik yapıyordu ve biraz daha kalmamıza izin veriyordu ama ben kendime olan saygım için bunu yapmamalıydım.

Bir an önce uygun bir ev bulacak ve kardeşimle birlikte yeni hayatıma başlayacaktım.

Kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğrenmem gerekiyordu.

bok gibi bir bolum daha haha

saka saka dovme (o kendini biliyo)

changlix sever misiniz? changlix ficimi de okusanıza 😋

chemistry, minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin