"Siktir git! Sana aşık olacağıma kendimi sikerim daha iyi!"
"İyi uykular Jisung~"
Arkasını dönmeden konuştuğunda ben de arkamı döndüm ve çığlık atmamak için elimi ağzıma sokarak eve gittim.
Direkt odama girdim ve o gece uykuya dalana dek yaptığım şey ona sövmek oldu.
________Tüm sabahım aynı rutiniyle geçerken tek fark başımın etini yediği için olanları Yoona'ya anlatmam oldu.
Minho'ya hala kızgındı bu yüzden onun hakkında söylediğim her kötü şeye şiddetle destek çıkmıştı.
Onu okuluna bıraktıktan sonra her zaman ki gibi kendi okuluma yürümüştüm. Kapıdan içeri girdiğim an beni gülümseyen üç yüz karşılamıştı ve bu pek alışkın olduğum bir şey değildi.
Jake ve iki gün önce tanıştığım çiftti bunlar. Jeongin ve Chaeryeong.
"Merhaba! Günaydın!"
Yüzü sürekli gülümseyen çocuğa karşılık hiç havamda olmasam da gülümsedim.
"Günaydın."
Jake kolunu omzuma attı ve dördümüz binaya doğru yürümeye başladık.
"Hyung ya, biz konuştuk. Bir ara dördümüz bir şeyler yapalım olur mu?"
Onu başımı sallayarak onayladım. Chaeryeong yanıma gelip koluma girdiğinde biraz şaşırmıştım çünkü ben hala çekingen davranırken onların samimi davranması biraz garipti. İyi bir gariplik.
"Dudağındaki parlatıcının markasını söylemezsen ölüyormuşum."
Şimdi anlaşıldı. Güldüm ve okula girene kadar kısacık bir bakım konuşması yaptık.
Ardından üçü kendi sınıflarına giderken ben de kendi sınıfıma yöneldim ve bu çok üzücüydü. Keşke onlar da son sınıf olsaydı, demekten alıkoyamıyordum kendimi.
İlk dersimin Minho'ya olması da ekstra rahatsız ediciydi üstelik.
Hep yaptığım gibi sıraya oturup notlarımı çıkardım ve etraftakileri yok sayarak çalışmaya başladım.
Bir süre sonra sınıftan içeri o girdi, Minho. Lensleri yerine gözlüklerini tercih etmişti bu kez. Genelde gözlüğü tercih etmezdi ama yine de lensten daha çok sevdiğini biliyordum.
Ama şu an düşündüğüm şeyin neden bu olduğunu bilmediğim kesindi.
Kendimi toparlayıp notlarımı kaldırdım ve diğer defterimi çıkardım. Nasıl olsa az sonra tahtadan öylece bir şeyler açacak ve 'yazın' diyecek, sonra da tahtadakileri okuyarak sınıftan çıkacaktı.
Ezberlemiştim artık.
"Günaydın."
Hiçbirimizin yüzüne bakmadan kürsüsüne geçti ve bir şeylerle ilgilendikten sonra bakışlarını birkaç saniye sınıfta gezdirdi.
"Yazı yazacağız."
Tabii, çok şaşırtıcı.
Kalemimi elimde döndürerek muhtemelen çoktan kendi notlarım arasına aldığım bir şeyleri yazdırmasını bekledim.
Yaklaşık yirmi dakika yazı yazdırdıktan sonra eşyalarını toparlamaya başladı.
"Dersimiz bitmiştir."
Gözlerimi devirerek güldüm.
"Böyle ben de öğretmen olurum."
Yüksek olmayan bir ses tonu kullanmış olsam dahi duyduğunu alayla gülmesinden anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
chemistry, minsung ✓
Fanfiction" Senin, benim hayatımda hiçbir yerin olmaması gerekirdi. „ ~ yan shipler: changchan, hyunlix ~ @themoonnie bu ficteki en büyük destekçim. ~ |250622| |091023|