a mug of milk (f)

642 71 91
                                    

Evet, sadece bir nikah ve sevdiklerimiz bizim için yeterliydi evlenmemiz için. Düğüne gerek duymamıştık.

Bana gururla bakan eşime güldüm ve elimi vitesi tutan elinin üzerine koydum.

"Sür kocacığım! Daha partileyeceğiz!"
________

Mezuniyet töreni beklediğimizden de eğlenceli geçmişti. Fakat asıl eğlenceli olan mezuniyetten sonra kendi aramızda yaptığımız partiydi.

Hyunjin, Felix, Chan, Changbin, Jake, Yoona, eski okuldaki Jeongin, onun kız arkadaşı Chaeryeong hatta müdürün eşcinsel olduğu için evlatlıktan reddettiği oğlu Seungmin ve onun erkek arkadaşı bile vardı.

İnanılmaz eğleniyorduk çünkü şu an burada bulunan herkesin kafası çok uyuşuyordu.

Yalnızca bir kişi -her zaman ki gibi- biraz huysuzdu.

Deli gibi dans eden Chan hyung ve Minho'yu yalnız bıraktım ve onun yanına gidip oturdum.

Yapmayı çok sevdiğim şeyi yapıp yanaklarını sıktım.

"Ouyy! Bizim Changbin'imiz niye kızgınmış yine?~"

Kafasını geriye çekerek göz devirdi.

"Kızgın değilim ben."

"Aaaa, tabii ki değilsin. Hatta çok mutlusun."

Kaşlarını çattı ve bana kötü bakışlar attı.

"Mutlu değilim ben!"

Iyyy yaparak yüzümü buruşturdum.

"Omega falan mısın ya? Hamile olmadığına emin miyiz?"

Alayla güldü ve tek kaşını kaldırdı.

"Ben hamile kalmam hamile bırakırım koçum. Dikkat et."

Gözlerimi kocaman açarak önüme döndüm. Az daha konuşursam sikecekti bu adam beni.

Birkaç dakika konuşmadığımda iç çekti ve kendisi konuşmaya başladı.

"Bugün birlikte yemeğe çıkacaktık çünkü yıldönümümüz. Ama öküz herif unuttu. Ve unuttuğunun bile farkında değil. Tipe bak dans ediyor."

Chan hyunga ölümcül bakışlar atarak konuştuğunda gülümseyip kolumu tekrar omzuna attım.

Artık o kadar da korkunç gelmiyordu gözüme.

"Saat hala on ikiyi geçmedi."

"Ne alaka?"

"Şu alaka; unutmamış olabilir."

Tıslayarak güldü ve başını sağa sola salladı.

"Yemek için sözleştiğimiz saat çoktan geçti."

İçimden bir ses asla unutmadığını söylüyordu. Bence o böyle şeyleri unutacak bir adam değildi.

"Seni beklentiye sokmak istemiyorum. Ama yine de bence trip atmak için gece yarısını bekle. Gün bittiğinde hala bir şey yapmadıysa tavrını koyarsın, hm?"

Birkaç dakika düşündükten sonra dudaklarını yalayarak başını salladı ve beni onayladı.

"Hadi o zaman! Git ve ona nasıl dans edildiğini göster!"

Özgüven patlaması yaşıyormuş gibi güldü ve ayağa kalkıp kıvırta kıvırta Chan'ın yanına gitti.

Güzel de poposu vardı şimdi.

O gittiğinde Minho onları yalnız bırakmak istemiş olacak ki yanıma geldi ve kolunu omzuma atarak beni kendine çekti.

Alnıma bir öpücük kondurduğunda gülümsedim.

chemistry, minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin