don't flirt with me

580 95 44
                                    

Hanji'mizin dogum gunu icin bolumm
~

Tahmin ettiğim gibiydi. Okulun önünde olan bugünün son öpücüğü değildi. Ve buna sebep olan bendim.

Hızla yatağıma girip gözlerimi kapadım.

O gece asla uyuyamayacağımı bildiğim halde...
________

Sabah erkenden uyanmış ve Yoona için kahvaltı hazırlamıştım. Onu hızlıca okula götürmek planlarım arasındaydı fakat Minho çoktan bunu yapması için şoförünü ayarlamıştı. Kesin talimatı yüzünden asla geri adım atmadığı için kız kardeşimi okula götüren şoföre güveniyordum çünkü Minho'nun ona zarar verecek hiçbir şey yapmayacağına emindim.

Kardeşimi yolcu ettikten sonra kendimi mutfakta Minho için kahvaltı hazırlarken buldum. Bunun saçma olduğunun, artık onun için hiçbir şey yapmak zorunda olmadığımın farkına vardığımda çoktan her şey hazırdı.

Bu yüzden bu seferlik 'bizi evinde ağırladığın için' mazeretiyle önüne sunmaya karar verdim.

Fakat bundan sonra asla böyle bir şey olmayacaktı. Bundan sonra bu eve gelmeyecektik bile.

"Ji?"

Gelen sesle düşüncelerimden ayrılıp ona döndüm. Uyanmış ve çoktan hazırlanmıştı.

"Günaydın Minho."

Gözleri hazırladığım masada dolanırken karşılık verdi.

"Günaydın."

Yüzünde yavaş yavaş bir gülüş belirirken mutfaktan çıkmak için döneceğim sırada kollarını belime sarmasıyla nefesimi tuttum.

Tanrı aşkına niye böyle yapıyordu bu adam?

"Benim için kahvaltı mı hazırladın?"

Yo ne münasebet?

"Teşekkür etmek için."

"Hm, ne teşekkürü?"

Bu benimle flört mü ediyor lan?

"Okul konusunda...yardımcı olduğun için."

Alnımı öptü.

Alnımı öptü!?

"Teşekkür ederim. Gerek yok kendini yormana tamam mı?"

Beni bırakıp yerine oturdu ve tabağına bir şeyler almaya başladı.

"Sen ettin mi kahvaltını?"

Mal mal baktığım için sorusuna verdiğim cevap biraz gecikti.

"Ettim."

Beni başıyla onayladı.

"Hadi ben yiyene kadar sen de hazırlan sonra çıkıp tüm işlemleri halledelim."

Bak bu çok iyi olurdu. Bir an önce okulla ilgili tüm işlemleri halletmek ve eski ders çalışma düzenime geri dönmek istiyordum.

Ona cevap verme gereği duymadan mutfaktan çıktım ve yanımda başka kıyafet olmadığı için dün giydiğim kıyafetleri giyerek saçlarımı düzelttim.

Hazır olduğumda salondaki büyük -bir zamanlar Minho'nun yaşam yeri olan- koltuğa oturdum ve o gelene kadar telefonumla oynadım.

Mutfaktan çıkıp üst kata, muhtemelen banyoya girip dakikalar sonra geri geldi.

"Hazırsan çıkalım mı?"

Hazırdım. Başımla kısaca onaylayıp önden çıktım ve ayakkabılarımı giydim. Hemen ardımdan o da çıktı ve arabasına binip yola koyulduk.

Tüm yolculuk boyunca o saçma sapan bir şeyler anlattı ve ben minik mırıltılar ya da baş sallamalar dışındı hiçbir şey yapmadım.

Günün sonunda en güzel kısım tüm işlerimizi halletmiş olmamızdı.

Yarın yeni okulumuzda o ilk iş gününe, ben ilk okul günüme başlayacaktım. Ve bu beni gerçekten mutlu etmişti. Bu yüzden sabahtan beri yüzümde olan somurtkan ifadeden kurtulmuş, kocaman gülümsemeye başlamıştım.

"Bu kadar sorunsuz halletmemizi kutlamalıyız Ji."

"Nasıl?"

"Hadi cheesecake yemeye gidelim!"

Daha önce ona söylemiş miydim cheesecake sevdiğimi?

Böyle bir şey hatırlamasam da tesadüf olabilirdi sonuçta. Büyütmeye gerek yoktu.

"Bayılırım!"

Güldü.

"Biliyorum."

Kaşlarımı çattım. Belli etmesem de şaşırıyordum çünkü şu an karşımda duran Minho, tanıdığım Minho'dan biraz farklıydı.

Gıcık değildi mesela. Ve bu tanıdığım Minho'dan farklı olması için oldukça yeterliydi.

"Nerden biliyorsun?"

Arabyı durdurdu ve cevap vermeden indi. Ben de indim ve bir kafeye oturup sipariş verdik.

Sonrasında soruma ancak cevap verdi.

"Senin hakkında bildiğim şeyler bu kadarla sınırlı değil Jisung."

Birlikte uzun sayılabilecek bir süre aynı evin içinde yaşamıştık. Bu yüzden hakkımda ufak tefek şeyler öğrenmiş olması elbette olasıydı. Fakat çok kişisel zevklerimi bilmesi mümkün değildi. Beni o denli fazla ve başarılı gözlemlemiş olamazdı.

Çünkü benden nefret ediyordu. En azından o zamanlar.

"Ne biliyorsun ki? Ne bilebilirsin?"

"Her gece yatmadan önce bir bardak süt içtiğini bile biliyorum."

Yutkundum.

Sandığımdan daha fazlasını biliyordu. Beni böylesine fazla gözlemlemiş olmasına karşılık şaşkınlıkla ona bakıyordum.

Çünkü onun yanında, onun evinde hiçbir zaman yatmadan önce sütümü içmemiştim ben.

"Bunu nerden biliyorsun?"

"Hoşuma giden şeyleri iyi gözlemlerim."

Kaşlarımı çattım. Şu an bunu nerden gördüğünden çok 'hoşuma güden şey' diye bahsettiğinin ben olması dikkatimi çekiyor ve kafamı karşıtıryordu.

İç çektim.

"Minho..."

Bana baktığında alnımı kaşıyarak konuşmaya devam ettim.

"Benimle flört etme."

Güldü.

"Neden?"

Daha iki üç gün önce homofobik olduğunu söyleyen bu adam şimdi benimle flört ettiğini inkar etmiyordu. O dahi bunu reddetmiyorsa, benim kaybedecek hiçbir şeyim olmazdı.

Ben zaten eşcinseldim.

"Çünkü karşılık vermekten hiç çekinmem."

Arkadaslar yurt cikmazsa boku yicem cok korkuyorum

Bi de kontrol etmedim umarım hatam yoktur :(

chemistry, minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin