Çok güzel bir kadındı. Tek kelimeyle nefes kesiciydi. Buralı değil diye düşünmüştüm. Buğday tonunda bi teni vardı. O loş ışıkta bile fark etmiştim. Gözleri yeşildi. Saçları açık kestane diyebileceğim bir renkteydi. Üstünde hem seksi hem de günlük sayılabilecek bir elbise vardı. Vücut hatlarına söyleyebilecek bir kelimem yoktu. Sadece ıslandığımı söylebilirim ki bu hissettiklerimi tanımlamak için yeterli bir kelimeydi bence.
Çok güzel bakıyordu. Keşke masamda otursa da sohbet etsek diye düşünmüştüm. Sikerler diyip ismini sordum. Aslı. Direkt Türkçe konuşmaya başladım bunu duyunca. 'Türk müsün?' dedim. Şokla karışık bir şekilde bana baktı.
'E-evet.'
Şansımı sikiyim. Hep yabancılarla takılırım diyordum ama ilk dakikada olan olmuştu. Neyse ki yargılama içgüdülerini kullanmayan insanlarla sorunum yoktu. Aslı'nın da öyle bir durumu yoksa benim için sorun yoktu. Irk din dil tarzı şeylerde de yargılamaya ayar olan bir insandım. Beni ilgilendirmezdi.
'Benim adım da Yasemin. Neden o kadar şaşırdın?' dedim muhteşem ötesi gözlerine bakarak.
Gülümse belirdi dudaklarında. 'Amerikalı gibi İngilizce konuşuyordun. Aksanın çok iyi. Ondan şaşırdım. '
Kahkaha attım zevkle. 'Teşekkür ederim. Çok tatlısın. ' Ne diyorum ben ya? Oha, yavaş ol Yasemin kızım. Aman ya! Ne var yani? Tatlısın demek kötü bir şey mi?
Hoşuna gider gözlerle bana baktı. Gözlerimiz baya kilitlendi birbirlerine. Gözleri dudaklarıma kaydı. Ben de hemen onun dudaklarına indirdim gözlerimi. Ordan göğüslerine, kalçalarına... Ahhh ya! Çok seksi! Hemen toparladım kendimi, gözlerine doğru bakmaya zorladım kendimi. O da beni süzüyordu. Saniyeler sonra gözlerimizde buluştuk.
Aslı'yla tatlı tatlı sohbet edip flörtleşirken ona doğru biri yanaştı. Hemen gözlerimi ona çevirdim. Aslı'nın belindeydi bir eli çünkü. İkide iki mi gerçekten? Aşırı güzel ve seksi bir kadındı o da. Aslı'nın sevgilisi olabilir belki dedim içimden. Bana bakıyordu. Tehditkar değildi ama çok sıcak da değildi. Değişik bakıyordu tam tanımlayamadım. Biraz gizemli bir kadındı sanki. Bu konuda kendime benzettim onu. Ben de kolay kolay renk vermem. Dikkatimi çekti bu kadın.
-Merhaba. Ben Valentina. Buranın sahibiyim ve Aslı'nın sevgilisiyim.
Beni süzüyordu baya bu kadın. Aslı'ya yavşadım diye mi diyeceğim de Aslı da bana yavşadı yani. Benden önce ona kızsın illa kızacaksa. Ben nerden bileyim sevgilisi olduğunu. Aman neyse ya.
'Merhaba. Ben Yasemin. Çok tatlı bir yermiş burası. Hoş daha bugün geldim, çok gezme fırsatım olmadı ama enerjisini sevdim buranın. ' dedim ve ikisini süzmeye başladım. Onlar da beni süzüyorlardı. Susarak bir süre öyle onlar bana baktı, ben de onlara baktım.
'Sen nerelisin Valentina?. Çok güzel Türkçe konuşuyorsun da. Merak ettim senin için de sakıncası yoksa.' diye bozdum sessizliği.
'Annem Türk, babam İspanyol. Anneannemle dedem İstanbul'dan Madrid'e taşınmışlar iş için. Annem de doğma büyüme Madridli aslında. Ama tabiki Türkçe öğretmişler ona da. Annem mimar, babam da ressam. Sergide tanışmışlar. Evlenmişler falan filan işte. Bana da Türkçe öğretti annem ve anneannem tabiki. Her sene Türkiye'ye gideriz ailecek. Hem geziyoruz, hem akraba ziyareti. Zaten Aslı'nın ailesi de orada. Ahh çok detay verdim değil mi? Oysaki sadece nerelisin diye sormuştun.' dedi ve gülümsedi. Çok güzel gülümsüyordu. Ve kesinlikle benim gibiydi. Konuşana kadar buz dolabı imajı verip biraz sohbet edince tatlıymış denilen insanlardan biri.
Kısa bir kahkaha attım. 'Tam aksine beni yormadan bütün sorularıma cevap verdiğin çok teşekkür ederim. Sen söylemesen ben hepsini soracaktım zaten.' dedim.
İkisi de bana bakıp gülümsüyordu. Düşünceli de sayılırlardı aynı zamanda. Ufak bir sessizlik oldu yine. Anlam veremediğim bir sessizlik. Sonra birbirlerine bakmaya başladılar. Birbirlerini tanıyan insanlar da olur ya hani. Sessizce bakışlarla anlaşırlar , bu da öyle bir şeydi. Kafamı çevirdim ve içkimden bir yudum aldım.
-Yasemin!
-Efendim?
-1 saate kapatıyoruz burayı. Aslı'yla takıldığımız bir gece klubü var içip dans etttiğimiz. Sen de bizle gelmek ister misin?
Haydaaaaa! Yani hemen sapıkça yorumladım ben tabi bunu. Ama bu şekilde yorumlamamamın sebebi sadece benim sapıklığım değildi. Bana flörtöz bakıyordu ikisi de çünkü.
Kafam çok hızlı çalışmaya başladı. Düşünüyordum kabul etsem mi etmesem mi diye. Sonra aniden kendime kızdım. Hani burada hiçbir şeyi düşünmeyecektin Yasemin dedim kendi kendime.
-Olur tabi. Seve seve gelirim.
Vaaay. Ne bu rahatlık Yasemincim. Dünden razı gibi görünmeseydim daha iyiydi tabi ama neyse artık. Zaten dünden razıyım buraya onun için gelmiştim sonuçta. Bunu asla unutmamam gerektiğini kendime bir kere daha hatırlattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlüğe Yolculuk ( GxGxG) (GxG)
Teen FictionKendini keşfetmek için Amsterdam'a giden Yasemin'in hikayesi... +18 (Bazı bölümler +18'den de fazla olabilir.) LGBT Lezbiyen