Yine bilincimi kaybetmiştim. Yine kalp krizi geçirmiştim sanki. Zaman algım da yok olmuştu. Valentina'nın kollarındayken felç geçirmiş gibi kaldım öyle. Gözlerim kapandı ve sanırım bayıldım.
...
Gözlerimi açtığımda en son hatırladığım şekildeydik. İkimiz de çırılçıplaktık ve ben Valentina'nın üstündeydim. Ne kadar böyle kaldığımızı yine hatırlamıyorum tabi. Başımı kaldırıp Valentina'ya baktım hemen. O da yeni uyanmıştı belli.
'Tekrar günaydın kadınım.' dedi gözlerimin en içine bakarak uykulu gözleriyle. 'Günaydın.' diye cevapladım ben de utanarak. Utandım mı ben? Oha! Ben utanmam ki. Neden utandım ki şimdi? Ne alaka yani? Aaaay amaaan! Yasemin daha yeni uyandın be kızım. Bir dur be! Bir durağın olsun be kadın! Yine cır cır başladın. Sus!
Guruldayan midem imdadıma koştu bu sefer. Valentina da duymuş tabi. Canavar gibi guruldadı yine benim canım arsız midem.
-İyi dayandın bu sefer kahvaltısız. Ama daha da delirtmeyelim mideni istersen. Miden de seni delirtmeden hadi kalkalım. Duşa girelim, kahvaltı yapalım hemen.
Uysal bir şekilde kafamı sallayıp, yavaşça hareketlendim.
Valentina baya hızlı bir kalkış yapıp beni de çekiştirdi hemen duşa doğru. Ritüelimiz haline geldi bu durum galiba. Yine önce beni yıkadı, sonra da kendini. Dün aldığımız bornozu geçirdi üstüme, sonra da kendininkini giydi. Mutfağa doğru çekiştirmeye başladı sonra hemen. Bu da ikinci ritüelimizdi sanırım. Sürekli çekiştiriyorlardı beni bir yerlere. Bebek gibi davranıyorlardı bana. Hoşuma gitse de yine de salaktan bir gerginlik de hissetmiyor değildim. Neyse Yaso, daha fazla ilerletmeden sen sus artık.
Mutfakta masaya oturttu beni.
-Ben hazırlarım. Sen otur burada.
-Ben de yardım edeyim. Niye oturuyorum?
-Otur işte. Ben hallederim. Ben hazırlamak istiyorum sana.
-Tamam da bir şey yaptırmıyorsunuz siz bana. Ne var yardım etsem?
-Günler çuvala mı girdi Yasemin? Ben hazırlamak istiyorum sana bugün. Sen de başka bir gün hazırlarsın.
Evet, tabiki günler çuvala girdi. Hani ben döneceğim ya Türkiye'ye. Gün sayıyorum ben çünkü. Bunların ikisi de bunu kabullenmiyor galiba. İnanmıyorlar gideceğime.
Neyse o da fark etti herhalde aniden son söylediği şeyin saçmalığını. Suratı değişti aniden çünkü. Yüzü düştü bildiğiniz. Ama yine de ses etmedi. Ben de tadımızı kaçırmak istemediğim için hiçbir şey demedim. Girdik bir topa hep beraber artık sikileceğimizi bile bile.
-Bir türlü soramadım ya sevişmekten. Aslı nerde?
-Sabah erkenden okula gitti o. Toplantıları varmış bugün. Sen de çok tatlı uyuyordun diye uyandırmak istemedi sabah. Okuldan da direkt bizim mekana geçecek.
Böyle sohbet ede ede donattı masayı kısa sürede. Mutfakta da eli hızlıymış bu kadının yatakta olduğu gibi.
'Neden gülümsüyorsun öyle? Noldu?' dedi o da bana gülümseyerek. Aha yakalandım. Aman neyse söyle canım artık. Ayıbı mı kaldı aranızda sanki?
-Yatakta olduğu gibi mutfakta da elinin hızlı olduğunu düşünüyordum. Yakalandım!
Bu sefer o piç piç gülmeye başladı. 'İşe gitmem lazım. O yüzden beni yoldan çıkarma. Hadi başla bakalım. Bitecek bu tabakların hepsi.' diye direktif verdi. Bu tarz bir sert çıkışa hiç gerek yok. Tabiki bitireceğim önümdekilerin hepsini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlüğe Yolculuk ( GxGxG) (GxG)
Teen FictionKendini keşfetmek için Amsterdam'a giden Yasemin'in hikayesi... +18 (Bazı bölümler +18'den de fazla olabilir.) LGBT Lezbiyen