3.bölüm

14.5K 793 198
                                    

Meraklı gözlerle etrafı izleyen tavşana baktı Cihangir.

Dudaklarını ısırmış, şaşkın bakışlarla etrafı bakıyordu.  Çünkü ilk iğrentiyle, şaşırmış sinirle bakıyorlardı Buğraya sonra hemencik çeviriyorlardı bakışını. Zira Buğraya bakan herkese ölümcül bakışlarını esirgemiyordu.

Mahalleli Cihangir'i sevdiği kadar korkuyordu da. Tek bakışıyla en belalı adamları ipe dizerdi. Tersi pis oluyordu Cihangir'in. Kimsenin sayamadığı kavgalara girmişti. Hepsini de mahalleli için yapmış,korumayı seven bir tipti. Şuan ise pamuk şekeri tatlı mırıltılar çıkartarak yiyen üvey olan kardeşi için koruma iç güdüsüne girmişti.

"Sevdin mi tavşan" saçlarını karıştırdı. Yumuşacık olan siyah saçları ile güldü.

"Hım hım sevdim abi. Çookkkk teşekkür ederim" gülerek konuşan Buğraya oda sıcacık gülümsedi. Sonra gözü dudağının kenarına bulaşan şekeri baş parmağı ile silmiş sonra parmağını yalamıştı.

"Evet çok tatlıymış" an ve an kızaran kardeşine kahkaha attı.

"Ulen ne tatlı çoçuksun sen" derin bir nefes alıp denize döndü.

Bir müddet oturduktan sonra kalktılar.

İkili mahalleye girdiğinde herkes onları bakıp hemen çeviriyorlardı bakışını. Bunu tuhaf bulan Buğra meraklı bakışını abisine yöneltti.

"Şeyy abi neden herkes bakıp hemen kafasını çeviriyor ki." güldü Cihangir.

"Bilmem belki korkmuşlardır." şaşkınlıkla ağzını yuvarlak yapmış kardeşinin tatlılığı ile yanağını sıktı.

"Ulen tavşan insanın senin gibi bir kardeşi olmalı. Hiç bebek yapmaya gerek yok." yanaklarını sıkmaya çalışan Cihangir'e, sert sandığı bakışını atıyordu ama Cihangir'e göre bebek gibi yüzünü buruşturuyordu.

"Cihangir" arkasından gelen sese döndü Cihangir. Aslı idi gelen. Flört ediyorlardı 1 haftadır.

"Efendim güzelim" sevimli olan kıza gülümseyerek baktı. Çok güzel bir kızdı Aslı. Herkesin iki kere baktığı biriydi. Şuan o kızla sevgili olma yolunda ilerliyorlardı.

"Şeyy bugün müsaitsen buluşalım mı? Aradım seni ama duymadın galiba" saçını kulağının arkasına sıkıştırıp utanarak bakıyordu cihangire.

"Evet duymadım Aslı . Kardeşim ile hava almaya çıkmıştık." Aslı ilk şaşırdı. Kardeşi yoktu bildiği kadarıyla. Sonra yanında ki garip giyinen çoçuğu görünce o olduğunu anlamıştı.

"Ayy sen ne sevimli bir şeysin. Merhaba ben Aslı" elini uzattı tavşana.

Ürkek gözlerini abisine çıkardı. Cihangir onu gülümseyip göz kırptı.

"Merhaba abla bende Buğra" utangaç çıkan sesine kıkırdadı Sedef.

"Yaa sen çok tatlısın Buğracım" yanağını sıkmaya çalışırken Cihangir elini tutup engelledi. Aslı şaşkın bakışları ile Cihangir'e baktı.

"Buğrayı bırakıp gelirim senin yanına güzelim olur mu?" düz sesine karşılık gülümsedi Sedef. Sonra eve doğru giden Aslı'ya baktıktan sonra Buğraya döndü.

"Kusura bakma tavşan. Hadi gidelim eve" kafasını eve doğru sallayıp elindeki tesbihle yürümeye başladı.

"Şey abi siz sevgili misiniz?" merakla bakan kardeşine döndü.

"Evet tavşan. O yolda ilerliyoruz" dudakları kıvrılmıştı Cihangir'in.

"Nasıl güzel mi yengen" göz kırptı buğraya.

"Hım hım çok güzel abi" modu düşsede toparladı hemen Buğra.

"Tabi koçum. Abine en güzel kız yakışırdı" böbürlenip tespihini çekti.

Buğra ise bir an önce eve gidip Batuyla konuşmak istiyordu.

Eve geldiklerinde Buğra eve girmişti ama Cihangir girmemişti.. Babası kapıya gelip seslendi buğranın yanında.

"Nereye koçum" merakla soru soran babasına güldü.

"Yavukluma gidiyorum baba." göz kırpıp yürüdü sokakta.

"Lan kerata sonunda gelin getirecek eve." gülerek kapıyı kapattı.

Buğra koşturup odasına gitti. Şuan üzgün hissediyordu. Galiba abisine paylaşmak istemiyordu.

Ağır Abi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin