33. Bölüm

3.5K 201 47
                                    



8 ay sonra...

Buğra belinin ağrısı ile güzel uykusundan uyandı. Karnı çok şişmişti ve artık hareket edemeyecek durumda idi. Küçücük bedeni ile bebeğini taşımak çok zordu ama doğduğunda buna değeceğini biliyordu.

"Ahh belim"diye inledi ufaklık. Gözlerini ağrıyla kapatmış oturduğu yerde kaldı. Sadece su içmek için kalkacaktı. Onu bile yapamaması isyan etmeye zorluyordu ufaklığa. Cihangir'i uyandırmak istemiyordu. Zaten tüm gün yoruluyordu. Bir de böyle şeylerden dolayı onu yormak istemiyordu. Daha fazla oyalanmadan kalktı. O kadar yavaştı ki kimse hareket ettiğini anlamazdı. Milim milim ilerledi soğuk parkede. Kapı zaten açıktı. Mutfağa doğru adımlarını ilerletti.

"Bebeğim, susamışım çok. İyi geldi soğuk su. Sana da iyi geldi mi,hımm" şiş karnını hafifçe okşadı. Onunla her gün konuşuyordu. Çok iyi geliyordu. Doğduğunda tek arkadaşı o olacakmış gibi hissediyordu.

"Baban çok yorgun prensesim. Uyandırmadık. Ama hemen gitmezsek yokluğumuzu hisseder."dedi şirin şirin.

"Neden beni uyandırmadın yavrum. Kaç kere diyeceğim sana. Tek başına kalkma diye." Yanına adımlayarak hafif çatmış olduğu kaşlarıyla baktı ufaklığa. Buğra şirince gülümsedi.

"Çok yoruluyorsun aşkım. Bir de benimle uğ..." cümlesi dudağına konulan sert öpücük ile kesildi.

"Bir daha duymak istemiyorum böyle şeyler yavrum. Benim işim seninle ve kızımızla ilgilenmek ,sevmek."dedi tane tane. Buğra onun gözlerinde gördüğü ışıltı ve aşkla gülümsedi. Bu süreçte en çok yanında olan kişi Cihangir idi. Onu o kadar çok seviyordu ki kelimeler ile anlatmak imkansızdı.

"Hadi uyuyalım artık."diyerek onu kucakladı. Evet zorda olsa kucağında olabiliyordu.

Yatağa gelen ikili birbirlerine sıkı sıkı sarılarak her zamanki gibi huzurlu bir şekilde uyudular.

..........

"Ahhh...Cih-Cihangir u-uyan!!"  gözlerini kasıklarını giren sancı ile açmıştı Buğra. Kalkmaya yeltense bile sancı ona izin vermiyordu. Başını sağa çevirdiğinde eşinin halen uyanmadığını fark etti. Normalde hemen uyanan adam bugün kımıldamamıştı.

"Offf. Cihangir uyan"dedi sesinin çıkabildiği kadar. Biraz doğrulmak istedi. Galiba bebeği doğmak  istiyordu.

"Bu saatte gelinir mi prenses"dedi ama sancısı nefes almayı engelliyordu. Son gücüyle Cihangir'i dürttü. Cihangir gözlerini kısık bir şekilde eşine baktı. Onun acıyla yüzünün buruştuğunu fark eder etmez fırladı ayağa.

"Güzelim ne oldu? İyi misin?"Dedi sesi telaşlıydı. Hemen telefonu aldı komidinden.

"Nefes al ver güzelim. Sakin ol"dedi ama kendisi asıl sakinleşmeliydi. Deli danalar gibi etrafta dolanıyordu.

"Kapat çeneni Cihangir. Dur artık ve beni has...Ahhh"bağırmasından dolayı iyice artan sancısı ile bağırdı.

"Konuşma. Nefes al ver yavrum.  Lütfen"dedi Cihangir. 

Arkadaşını  aramıştı ve kısa sürede gelen araba  ile hastaneye gitti Buğra.

Saatlerce bekleyen Cihangir,telaş içinde koridorda dört dönüyordu. Batu ile Burak haberi alır almaz hastaneye gelmişlerdi. Ama onlar bebek telaşı bırakmışlar,Cihangir'i sakinleştiriyorlardı.

"Ulan dur artık. Başımı döndürdün"dedi Burak. Hem gülüyor hemde kızıyordu.

"Çıkmadı daha. Acaba bir şey mi oldu ki?" Dedi. Gözleri dolmuş bir vaziyette ameliyathane kapısını bakıyordu. Tam o sırada odadan çıkan hemşire ile ayağa kalktı.  Elinde ufacık bir bebek ile yanlarına geldi hemşire.

"Kızınız buyurun"dedi kadın. Cihangir ellerini titremesine rağmen onu kucağına aldı. Gözünden bir damla gözyaşı kızının yanağını okşadı. Kendisini biraz yaklaştırdı ve kokladı. Aynı eşi gibi kokuyordu. Bebek gibi. 

"Hoş geldin Almina'm"dedi ve ağlamaya başladı.

"Hoş geldin hayatımıza presnsesim"








Merhaba bir kaç okuyucum. Var mı bu kitabı bekleyen.? 🥺

Çok ama çok uzun zaman sonra bölüm 🤦‍♀️

Bakalım yazmaya başladım artık. Nasıldı. ?

Ağır Abi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin