34. Bölüm

3.2K 165 26
                                    



Cihangir bebeğini hemşireyi emanet eder etmez soluğunu eşinin yanında aldı. Kapıyı açtığında halen uyuyan eşini gülümseyerek baktı. Günün kahramanı oydu aslında. Tüm yük onundu. 9 ay boyunca bebeğini taşımıştı eşi. Onun yaptığı tek şey ise yardım etmek ve yapabildiği kadar acısını hafifletmekti.

Nasıl geçtiğini bile anlamamıştı Cihangir. O kadar anıyla dolmuştu ki 9 ay , Cihangir şu an gülerek hatırlıyordu o anları. İlk aylarda aş ermeleri meşhur olmuştu ufaklığın. Gecenin bir köründe dağ çileği aş ermişti. O gün nasıl uyandığını bilememişti bile. Ağlayarak istediğini almazsa 1 hafta boyunca onunla uymayacağını söyleyip, tehdit etmişti ufaklığı. 5 saat aramaları sonucunda bulmuştu ama eve geldiğinde onun uyuduğunu görmüştü. Sabah önüne koyduğunda artık canım istemiyor diyip trip atmıştı. Tüm gün kölesi olmuştu da öyle affetmişti miniği.

Yanına adımlayıp yatağın boş kısmını oturdu. Masum bir şekilde uyuyan bebeğinin yanaklarını elinin tersi ile okşadı. Çok yorulmuştu ama değmişti. Bebeğini gördüğünde bunu anlayacaktı. Biraz daha yanaşıp kuru dudaklarını dili ile ıslattı. Ve çekilmeden hafif bir öpücük kondurdu. Geriye çekileceği zaman kapının açılması ile bakışlarını oraya çevirdi.

"Oyyy kuzum nasıl iyi mi?" Annesinin gelmesi ile ayağa kalktı.

"İyi annecim merak etme. Halen narkozun etkisinde uyuyor."dedi Cihangir. Babası da arkadasından geldi. Hepsi teker teker Cihangir'e sarılıp, bebeğinin yanına gittiler. Buğra uyanır uyanmaz odalarına gelicekti.

"Yavrum benim. Nasıl güzel yaa. Yerim ben bunu"dedi Seher hanım. Alper bey ise gülümseyecek baktı torununa. Çok şanslıydı kendisi. Hem dede olmuştu hem de ikinci kez baba. Sevdiği kadın yanındaydı. Allah bozmasındı.

"Alper bey baksana kızımıza. Nasıl güzel demi?"dedi mutlulukla Seher hanım. Alper bey eşinin beline sarılıp alnını öptü.

"Evet Seher hanım. Aynı sen" dedi gülerek. Seher utançla gülümsedi. Her yerde iltifat edilir miydi?

"Neyse sizin fingirdeşmenizi izlemek istemiyorum. Miniğim uyanmıştır"dedi yanlarından ayrıldı. Arkasında ise tatlı tatlı atışan ikili bırakmıştı.

Kapıyı çalmadan direk odaya girdi Cihangir. Tahmin ettiği gibi Buğra uyanmıştı ve etrafını bakıyordu.

"Güzelim. Uyandın mı?" dedi. Buğra dolu gözleri ile Cihangir'e baktı. Korkmuştu yalnız olduğunu görünce.

"Cihangir neredeydin. Korktum"dedi kısık sesi ile. Hemen yanına oturduğunda sarıldı. Durup dururken telaşlandırmıştı sevdiğini.

"Aşkım annem ile babam geldi. Bebeğimizi bakmaya gittik. Sen uyuyordun. O yüzden iki dakikalığına gitmiştik. Özür dilerim"dedi. Buğra sarıldığı bedenden ayrıldı.

"Bebeğimiz nasıl aşkım. Görmek istiyorum"dedi yorgun ses tonuyla. Cihangir dudağını öptü ve ayağa kalktı.

"Hemşireyi haber vereyim bir tanem. Geliyorum hemen"dedi.

"Hızlı ol tamam mı?"Dedi nazlı nazlı. Cihangir dişlerini sıktı. Hızlı adımlar ile dışarı çıktı. Hemşireyi çağırdı. Bebeği aldılar ve odaya girdiler.

"Babamız hazır mı bakalım"dedi hemşire. Buğra ağlamaklı yüz ifadesi ile başını salladı ve kucağını bebeğini aldı. Cihangir'de yanına oturdu ve bebeklerini sevmeye başladı.

"Çok güzel bu aşkım. Şimdi bu bizim mi?" Dedi Buğra. Şu an her şey rüya gibiydi.

"Sizi seviyorum"

"Sizi seviyorum"

İkisi aynı anda fısıldamışlardı.

Cihangir'in gözleri dolu dolu baktı ikiliye. Bir zamanlar üvey kardeşini koruduğunu sanarken, şu an onunla bebekleri olmuştu.

Hayat farkı süprizlere gebeydi.  Ve önlerinde çok süprizler vardı.

  Ve önlerinde çok süprizler vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ağır Abi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin