31. Bölüm

5.1K 227 53
                                    

Bakmadan attım.. ❤️ ❤️

....

Cihangir, sabah kalkar kalmaz kahvaltı hazırlamak alarmını kurmuştu.

Alarm sesi ile uyanan Cihangir gözlerini açtı. Başını sağa çevirdi ve mışıl mışıl uyuyan tavşanını izledi. O kadar tatlı uyuyordu ki onu yememek için kendini zor zaptetti. Sonra gözleri dün öpülmekten kızarmış ve şişmiş dudaklarını indirdi. O kadar öpülesi duruyordu ki onu uyandırmamak için gözlerini kapattı, içinden sakin olmasını gerektiren cümleler kurmaya başladı. Ama yine yetmiyordu. O yüzden dayanamadan hafif aralıklı dudağına sert bir öpücük kondurdu. Tavşan hissettiği baskıdan dolayı kıpırdanmaya başladı. Cihangir için bu yetmemişti ve ard arda bir sürü öpücük kondurmaya başladı.

Buğra gözlerini kırpıştırdı ve başını hafiften yukarı kaldırdı.

"Ya şurada uyuyoruz ciho, niye uyandırıyorsun beni" diyerek mızmızlandı. Aslında hoşuna gitmişti böyle uyandırılmak ama dün gece çok yorgun olduğu için uyumak istiyordu.

"Ne yapayım dayanamadım işte güzelim" diyerek tekrardan büzülmüş dudaklara sert bir şekilde öptü.

"Hala devam ediyorsun. Uslu dur adam ol" diyerek iki göğsünün ortasına vurdu tavşan. Cihangir, onun bu tatlılığına daha fazla dayanamayarak onu altına aldı.

"Sen böyle yaparsan, ben nasıl dayanacağım be tavşan. Şuna bak nasıl öpülesi, yenilesi duruyorsun" diyerek yüzünün her köşesini öpmeye başladı.

"Cihangir... Rahat dursana, yüzümü daha yıkamadım." diyerek mızmızlandı. Cihangır tınlamayarak tekrardan öpmeye başladı. Son kez dudağına sert bir öpücük kondurdu ve ayağa kalktı.

"Sen biraz daha uyu, ben kahvaltı hazırlayacağım bebeğim" diyerek ayağa kalktı ve odadan çıktı.

Tavşan onun arkasından tatlı bir gülümsüme ile baktı. Sonra dün yaşadıkları aklına gelince, yüzü kızarmaya başladı. Resmen onunla sevişmişti. Elleriyle yüzünü kapattı ve iki ayağını ile yatağa vurmaya başladı. Tavşan şu an ilk kez utanmaya başlamıştı.

O sırada Cihangir çok güzel bir kahvaltı hazırlamıştı sevdiğine. Sofrada kuş sütü eksikti.

"Çok güzel yaptın be oğlum" diyerek çayı alıp masaya koydu. Şu an tek yapması gereken tavşanı uyandırıp buraya getirmekti. Odaya gittiğinde tavşanın halen yatakta olduğunu gördü.

"Sevgilim yataktan hiç çıkasın yok gibi" dedi imalı imalı. Tavşan gözlerini korkudan açtı ve hızlıca ayağa kalktı.

"İki dakikaya hazırım." diyerek banyoya girdi. Cihangir onun bu tatlılığına gülümsedi. Hoş tavşan nefes bile alsa ona tatlı gelirdi.

....

"Çok güzel olmuş aşkım" diyerek sucuğundan bir çatal aldı.

"Afiyet olsun aşkım" tavşan tatlı tatlı gülümseyip yemeye koyuldu.

Kahvaltısını yapan ikili ortalığı toparlayıp salona geçti.

" Ne yapmak istersin bebeğim" Cihangir, tavşanı kucağına alıp dudağına öptü.

"İki dakika öpmeden duramıyorsun aşkım" dedi. Ama onunda bakışları Cihangir'in dudaklarındaydı.

"Sevmiyor musun öpmemi tavşan" dedi.

"Çok seviyorum ama sen çok öpüyorsun. Hep kızarık ve şiş oluyor ama." dedi ama o da dayanamadı. Dudağını öptü.

"Dediğin ile yaptığın çok farklı güzelim." dedi Cihangir. Bu çocuk onu deli edicekti.

"Peki dün yaptığımız şey hoşuna gitti mi.?" diye sordu. Merak ediyordu doğal olarak. Tavşan gelen soru ile utandı ve kafasını deve kuşu misali, Cihangir'in boynuna gömdü.

"Ayıplı ayıplı konuşma Ciho." dedi tavşan.

"Merak ediyorum ama" saçlarına öpücük kondurdu.

"Ama şeyyy... Sevdim evet" dedi ve sokulduğu yere iyice sokuldu.

"O zaman bebek için çalışmalara devam" diyerek ayağa kalktı. Tavşan çığlık atsa da iyice sarıldı Cihangir'e.

Bugün ne yapacakları belli olmuştu..




Ağır Abi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin