23. Bölüm

6.4K 311 163
                                    

Uzun aradan sonra.... ❤️

Heyecanlı bir şekilde hazırlanıyordu buğra. Cihangir ilk başlarda kabul etmese bile buğran'ın ısrarlarına dayanamamış, kabul etmişti. Tabii ilk şartı ise onun dizinin dibinden ayrılmaması olmuştu.

Peki bu tavşanın umurunda mıydı.

Hayır!!!!

Çünkü tavşan, abisini kışkırtmak için o bara gidiyordu. O yüzden yalancıktan 'Peki ciho ' diyerek onu ikna etmişti.

Şu an ise altına en sevdiği kırmızı renginde ki eteğini ve üstüne crop bir gömlek giymiş üst düğmelerinin üçünü açmış bir şekilde bembeyaz teni meydandaydı. Tırnaklarını oje sürmüş ve çok çok sevdiği takılarıyla güzelliğini güzellik katmıştı minik. Boy aynasının karşısına geçip kendine şöyle bir süzdü. Etrafında bir tür dönerek sevimli bir şekilde kıkırdadı..

"Ay çok güzel oldum vallahi" diyerek yüzünü utandığı için kapattı. Kendi kendine utanan biri olarak tarihe yazılacaktı.

Cihangir düz siyah bir kot pantolon, vücudunu tamamen saran siyah bir tişört giymişti. Saçlarını doğal haliyle bırakarak, parfümünü sıktı. Sadece en çok sevdiği gümüş kolyesini takarak tişörtün içine attı. Yanlarından gözüken kolye ile etkileyici duruyordu. Hafif dalgalı siyah saçları ona benzer siyah gözleriyle, bir de hafif buğday esmerimsi teni ile yakışıklıydı Cihangir. Herkesi etkileyen biriydi. Mahallenin abisi olması da etki ediyordu. Kim sevmezdi demi ağır abiyle sevgili olmayı.. Ehh bundan çok ekmeğini de yemişti. Kendince bunları düşünen Cihangir'in düşüncelerini telefonun çalması bölmüştü. Başını sağa sola sallayıp kombindeki telefonunu eline aldı. Baktığında ise uzun zamandan beri konuşmadoğı sevgilisi aslıydı. Biliyordu şu an trip atacak 'Neden aramadığını' soracaktı ama şu an ne onunla konuşmak istiyordu ne de başka bir şey. El mecbur açmak zorundaydı.

"Efendim Aslı" diyerek açtı telefonu. Sesi ise düzdü. hiçbir bir ifade etmeyen bir sesle cevaplamıştı.

"Senin araman gereken yerde ben arıyorum Cihangir. Ama ona rağmen sesin böyle mi çıkıyor" diyerek hafif bir sinirle konuşmuştu Aslı.

Farkındaydı cihangır'ın ondan uzaklaştığını. Normalde bu kadar uzun zaman ayrı kalmayan ikili, ilk defa bu kadar kalmıştı. Halbuki ayrılık bile yoktu. Bir anda Cihangir elini kolunu çekmişti aslıdan.
Sonunda karar vererek ilk adımı atmıştı. Ayrılacaklarsa ayrılsınlardı, sonuçta tek erkek Cihangir değildi.

"Sonra konuşalım olur mu? Şu an konuşmak istemiyorum" diyerek sesi bıkkın çıkmıştı.

"Cihangir bu konuyu ne zaman konuşacağız, ne zamandan beri konuşmuyoruz farkında mısın?" diyerek sistemle konuştu Aslı. Onun için her şey ya beyazdı ya siyah. Asla gri olmamıştı. Ya ayrılacaklardı ya da sevgili kalacaklardı.

"Cihangir ben net bir insanım biliyorsun. Bitecekse kıvırtma. Bir erkek beni bıraktı diye ölmem. Net ol bana" sesi o kadar netti ki karşısındaki insan o ne derse kabul edecek tarzdaydı.

Cihangir derin bir nefes alarak başını yukarı kaldırdı. Şu an o kadar çok zorluyordu ki onu düşünmesine bile fırsat vermemişti.

"Ne dememi bekliyorsun aslı Allah'ını seversen. Şu an konuşmak istemiyorum dedim sana. Geldiğimde yani görüştüğümüzde uzun uzun konuşuruz. Lütfen beni anla." diyerek yalvarır ses tonuna rağmen ifadeleri düzdü.

Cihangir de farkındaydı uzun zamandan beri Aslı'yı düşünmüyor aklı fikri buğra'daydı. Halbuki aslında sevgilisiyle olması gereken yerlerde Buğra'yı düşünür olmuştu. O yüzden evden dışarı çıkmamıştı.

"Tamam Cihangir öyle olsun bakalım,ama emin ol aramıza zaman girdikçe daha kötüye gidiyoruz. Umarım doğru yolu bulursun" diyerek telefonu kapattı. Anlayışlı bir insandı Aslı. ayrılalım ya da seni sevmiyorum falan dediğinde, düşüncelerine saygı duyar, sevse bile kabul ederdi. Kimseyi kendini sevdirecek durumda değildi zaten. Ama Cihangir nedense yine kısa yolu seçerek yani konuşmamayı tercih etmişti.

Cihangir yüzünü kapatan telefon ile yatağına oturdu
Dirseklerini dizini koyarak saçlarını karıştırdı. Sesli bir şekilde oflayıp ne yapacağını düşündü. Bu böyle olmayacaktı. Bir an düşündü Aslıyı hala sevip sevmediğini. Eskisi kadar değildi duyguları zaten, bunun farkındaydı. Ama yine de bırakamamıştı. Kaç dakika düşündüğünü bilmediği bir zaman diliminde oflayarak tekrar ayağa kalktı. Telefonu eline aldı, şu an yüz yüze konuşamayacağını bildiği için telefonunu halledecekti.. Daha sonra tekrardan konuşurlardı. Telefonu hızlı bir şekilde Aslıya arayarak bekledi.

"Efendim Cihangir" diyerek açtı telefonu. Büyük ihtimalle ondan ayrılacaktı ve bunu kendini hazırlayarak açmıştı telefonu. Aşık değildi ama hoşlanıyordu Cihangirden. Ama bu ayrılık Onun için ölüm değildi. biliyordu kendisini, asla bir erkek için gururun ayaklarının altına almazdı..

" Aslı ne kadar konuşmak istemesem de mecbur konuşacağımız için aradım. Şu an nasıl konuşacağımı bilmiyorum ama seni üzmek de istemiyorum" diyerek derin bir nefes aldı. Kelimelerini iyi seçmeli ve onu üzmeden anlatmalıydı ama ne yapacağını dair bir fikri yoktu

"As.." lafını bölen aslının sesiydi.

"Tamam ayrılalım Cihangir. Mutlu ol." sesi ne sinirliydi ne de sert.. Ilımlıydı sesi. Onu anladığını anlasın diyeydi sanki.

"Ama be.." yine böldü aslı..

"Önemli değil Cihangir. Biliyorum ben her şeyi. Aklında biri var. Ve sen ikilemdesin ve halen anlamıyorsun demi. Umarım geç kalmazsın" aslı salak değildi. Buğranın gözlerinde görmüştü Cihangire aşık olduğunu. Cihangir, her ne kadar anlamasa da " kardeşlik" adı altında yaptığı şeylerin aslında birer hoşlantıdan ibaret olduğunu anlamıyordu. Belki de anlamıştı ama yediremiyordu dedi içinden aslı.

"Sen nasıl anladın" sesi çocuk gibi meraklı çıkmıştı. Daha beynine oturmamış düşünceleri, aslı mı anlamıştı?

"Ben her zaman zeki bir kızdım tatlım. Ama sen o kadar şeysin ki anlamıyorsun. Gözünü aç oğlum" kahkaha attı aslı. Ship damarı atmaya başlamıştı çünkü. Kim derdi eski sevgilisini bir erkek ile sevgili yapacağını. Aslı yapardı..

"Lan aslı. Daha yeni ayrıldık. Hemen arkadaş gibi konuştun" sahte bir sinirle konuşmuştu.

"Hahhaha... Lan cihangir sevgili olamadık bari arkadaş olalım demi. Bunda iyi oluruz" işte keyfi yerine gelmişti cihangirin. Evet belki sevgilisi ile ayrılmıştı ama yeni bir dost edinmişti.

(y.z; yaşandı)

"Neyse ben kapattım. Birazdan bara gidiyoruz tavşan ile" birazdan damlardı hazır mısın diye..

"Cihangir.. Dikkat et hee. Kapmasınlar çocuğu" sesi şey gibiydi. Uyuyan yılanı uyandırmak gibi..

"Sen ne şaçmalıyorsun. Kimse dokunamaz ona" ama cihangirin sesi çok sert ve sinirli çıkmıştı.

"Uyarıyım dedim de. Neyse ben kapattım" diyerek kapattı telefonu.

Telefonun arkasında sinirden kızaran bir Cihangir bıraktığını biliyordu. Umarım anlardı demi..







Canlar Merhaba.. ❤️ ❤️

Biliyorum bu bölümde bar konusunu işleyeceğimi söylemiştim. Ama aklıma şey geldi.

Cihangir ile Aslı'yı ayırmam lazımdı. Çünkü barda ufak bir yakınlaşma olacaktı, şimdi bunları ayırmadan bunu yaparsam büyük ihtimalle linç yiyecektim. Cihangir'in sevgilisi olduğu halde nasıl bunu yazarsın diye. O yüzden bu bölüm Aslı ile Cihangir ayırmaktı derdim.

Şimdi diyeceksiniz ki bu nasıl bir ayrılma.. biliyorsunuz ki ben kitaplarımda asla aldatma vesaire şeyler işlemem. O yüzden en mantıklı veya en dürüst olarak böyle bir ayırma yazdım ki zaten.. emin olun böyle ayrılan insanlar etrafımda çok..
Diğer bölüm istediğiniz bar sahneleri ile olacak..

Sizi seviyorum Öptüm 😘 😘 ❤️

Ağır Abi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin