14. Bölüm

8.2K 451 167
                                    


Batu sıratarak zaten az olan odadan birini girdi. İlk denemesinde bulmuştu. Miniği yanağını yastığa bastırmış, ağzı balık gibi şekil almış mışıl mışıl uyuyordu. Gülümsedi. Asıl o kardeşini koruyabilirdi. Herkesten bilhassa içerde ki abi bozuntusundan koruyacaktı. Yatağa gidecekken kolundan tutulup sürüklenmesi ile kendini salonda bulmuştu. Baktığında ise Cihangir puştu sinirle ona bakıyordu.

"Bırak lan" Batu kolunu çekti hızla. Sinirlenmeye başlıyordu artık.

"Bana bak Batu piçi kendini öldürtmeden siktiğimin evinden siktirip git. " sesi sinirine rağmen sakin çıkmıştı. Çünkü bu son damlaydı.

Batu ise hiçbir şey olmamış gibi adını bilmediği oğlana göz kırpıp koltuğa oturdu. Ne yaparsa yapsın bu piçle kardeşinin bu evde kalmasını izin veremezdi ama buğranında geri dönmeyeceğini bildiği için tek çözüm onların yanında olmaktı. Ee zaten Batu heyecanı seven biri olarak bu işi şimdiden sevmişti.

Cihangir ise yüzünü öfkeyle ovuşturup onun tam karşısına oturdu. Sakin olup onu bu evden göndermeliydi.

"Batu musun nesin bana bak birader. Şuan bu kadar sakinlen siktirip git. Yoksa acımam" sesi me kadar sakin çıksada sinirli olduğu belli oluyordu.

Batu sakince geri yaslanıp bir bacağını diğer bacağının dirseğine yasladı. İki kolunuda koltuklara uzatıp gülümsedi.

"Tch tch ayıp cihangir. Sen nasıl misafirperversin lan. Üvey kardeşinin arkadaşı gelmiş. Senin yaptığın sığar mı ABİLİĞİNE" Son kısmı oturuşunu düzeltip, öne eğildi. Ve ellerini kenetliyip göz kırptı.

Cihangir ise ayağa kalkıp üstüne yürümeye kalktı ama Burak buna engel oldu. Şuan bu kavgada minik uyanacak ve cihangir suçlu olacaktı. O yüzden bunun önüne geçmek istedi.

"Kardeşim sakin ol. Buğra içerde uyuyor" kulağına eğilip fısıldadı. Zaten cihangir için bu yeterli olmuştu. Saçlarını karıştırıp koltuğa oturdu.

"Sen de birader istediğin kadar burada kal. Ama buğranın güvende olduğunu anladığında zorluk çıkarmayacağını umuyorum." ayakta dikelmiş çözüm yolu bulmaya çalışıyordu. Çünkü aslında karşısında ki delikanlı da haklıydı. Zira cihangir ilk başlarda kırmıştı kardeşini. O da arkadaşı olarak korumak istemişti. Ne çok koruması vardı bu minnoşun.

Batu ise dudakları kıvrılmış kafasını salladı. İşte düzgünce konuşabileceği biri vardı.

"Tamamdır. Anlaştık" son kelimesini cihangire bakarak söylemişti.

Cihangir ise el mecbur kabul etmişti. O da kafasını sallamıştı.

......

Sabah telefon sesiyle uyanan cihangir, küfür ederek kalktı yataktan. Zaten uyuyamamıştı. Aklı o piçle yatan kardeşindeydi. Çünkü akşam buğra uyanmış, piçi görmesiyle onunla yatmak istediğini söylemişti. Tabi cihangir ilk itiraz etsede kardeşine boyun eğmişti ama celemesini uykusuz kalarak ödemişti.

Telefonu baktığında arayan kişi sevgilisiydi. Gülümseyip açtı telefonu.

"Güzelim" sesi boğuk çıksa dahi sevimli tutmaya çalıştı. Çünkü dün biraz tartışma olmuştu.

"Sevgilim günaydın" sesi mutlu çıktığı için derin bir nefes aldı. Şuan trip yemek istemiyordu.

"Günaydın güzelim. Ne oldu sabah sabah" meraklı çıkan sesiyle balkona çıktı.

"Kahvaltıya sana geliyorum aşkım" zaten sesler geliyordu. Tabak sesleri. Büyük ihtimalle hazırlık yapıyordu. O yüzden kabul etmişti. Ve birkaç bir şeyler daha konuşup kapattı. Banyoya girmeliydi.

Ağır Abi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin