13. Bölüm

8.3K 498 122
                                    


Buğranın uykusu geldiği için odasına gitmişti. Malum saati geçince huysuz bir bebek olma potansiyeli vardı tavşanın. Herkese iyi geceler öpücüğü vermişte gitmişti. Tabi Cihangir sadece kendisini öptürmüştü.

Burakta biraz önceki hallerine düşünüp sırıttı. Kim derdi ki koca adam çizgi film izlesin.

"Ne gülüyorsun lan pişmiş kelle gibi" Cihangir, havaya attığı leblebiyi yakalamaya çalışırken arkadaşının sırıtması ile ciddiyetle baktı.

Burak ise kafasını sağ sola sallayıp güldü.

"Ne bileyim oğlum. Daha iki güne şeyler oldu. Ama şimdi oturmuş çizgi film izledik." halen şokun etkisindeydi.

"Tatlıydı sıpa valla. Heyecanlı bir şekilde izliyor yeminle. Teh allahım yaa. Bak yine yanaklarını sıkasım geldi." kendince gülen Burak, kafasını aldığı darbe ile gülüşü soldu. Ne olduğunu anlamamıştı. Cihangire baktığında, kaşlarını çatmış burnundan soluduğunu anlamıştı ama neden olduğunu halen anlamamıştı saf.

" ne vuruyorsun puşt"anlamaz bakışlar ile baktı Cihangire.

Cihangir ise elini yumruk haline getirmiş, öfkeyle bakıyordu.

" Piçlik yapma Burak. Benim kardeşim seninde kardeşin. Düzgün konuş "tıslayarak konuşmuştu.

Burak ise duyduğu şeyler ile kahkahaya bastı. Manyaktı bu adam. Resmen kardeşini ondan koruyordu.

" Salak mısın Cihangir. Ben o gözle bakar mıyım buğraya. Kadınlardan hoşlanıyorum şükür "

Halen gülesi geliyordu. Salak arkadaşı koruyacağım diye paranoyak olmuştu.

Cihangir aldığı cevap ile leblebisini yemeye başladı. Kim olursa olsun buğraya kimse dokunamazdı.

Bir müddet sonra kapı zilinin çalması ile ayağa kalktı Burak.

" Kim lan bu saatte" Burak, Cihangire baktı. Cihangir ise tabiri caizse sikine bile takmamış sevgilisi ile mesajlaşıyordu. Kafa kızdı doğrusu. Burak ise kapıya kadar gitmiş, kim o demeden açmıştı. Açtığında ise elinde 2 valiz ile duran bir delikanlı vardı. Kaşlarını kaldırmış gence baktı.

"Hayırdır birader kime baktın," sesi sert çıkan burak ile delikanlı güldü.

"Hayrına hayır kardeşim. Çekil önümden de anlatayım" onu iktirmesi ile girdi içeriye.

"Sana zahmet valizleri içeri al birader" son kısmı üstüne basarak söylemişti.

Cihangir ise daldığı için sesi duymamış, halen kızla konuşuyordu. Burak ise hızlı bir şekilde gelmiş, delikanlının koluna tutmuştu.

"Kardeşim dingonun ağırı mı burasıda daldın" sert çıkan sesi ile elinin altındaki koluda sıkmayı ihmal etmedi. Tabi tuttuğu kol kaslı olunca bir tırmadı değildi ama adamlığından kim ödün verirdi ki.

"Şu oturan hayvan olduğu için öyle gibi geldi." gülerek konuşan delikanlı ile Burak kaşlarını çattı. Gece gece manyaklarla uğraşıyordu.

"Kimsin ulan sen" Burak yakasına yapışıp duvara vurdu sırtını.

"Uvvv haşin erkek bayılırım" cıvıtan delikanlı ile iyice sinirlendi Burak. Birde Cihangir piçi halen telefon ile uğraşıyordu. Birde kardeşini koruduğunu sanıyordu puşt.

"kes sesini yavşak piç. Kimsin ve neden buradasın" tek kaşını kaldırmış baktı manyak adama.

"Tabi yaa. Tanışmadık." yakasında ki eli kolayca kavrayıp çekti. Yakasını düzeltip ciddiyetleşti.

"Ben batuhan. Şu piçin benim evimden alıp kaçırdığı miniğin arkadaşı, sırdaşı, koruyucusu bla bla. Bu böyle gider kardeşim." sesi resmen ciddiyet kokan batuya baktı Burak. Cihangirden duymuştu adını.

Cihangir ise teli kenara bırakıp etrafına baktı. Bir saattir çene çalan arkadaş"ı ne bok yiyordu acaba. Başını kaldırmasıyla batuyu görmüş, tüm vücudu kasılmıştı sinirden. Bu piçin burda ne işi vardı. Aniden ayağa kalkıp yakasına tuttu.

"Senin burada ne işin var lan" sinirli bakışları ile ona alaylı bir şekilde gülen piçe baktı.

"Merhaba Cihangir. Ben sizin yeni ev arkadaşınız." gülümsedi ilk sonra cihangirin yüzüne kafasını geçirip yakasını düzeltti. Neydi bu piçlerin yakayla alıp veremediği.

"Bu da selam verme şeklim yakışıklı" batu göz kırpıp buğrayı bulmaya gitti.

Burak artık bu evin sessiz bir ev olmayacağını anlamıştı. İçinden koca bir siktiri çekti.

Ağır Abi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin