32. Bölüm

5.2K 272 91
                                    

Bakmadan attım.

Buğra ile Cihangir evde canları sıkıldığı için dışarı çıkmışlardı. Hava güzeldi ve ilk iş sahile gidip kahvaltı yapmaya karar verdiler.

"Nasıl güzel mi burası bebeğim? " dedi Cihangir.

"Hım hım çok güzel aşkım" dedi tavşan. Canı pek istemiyordu ama sevgilisini kırmak istemedi.

"Ama az yiyorsun bebeğim. Şunlardan da ye bak. Güzelce ye. Akşama enerji depolaman gerek" Buğra gözlerini duydukları ile bölertti. Her yerde her zaman konuyu oraya bağlayan bir sevgilisi vardı. C ilk Cihangir göz kırpıp kahvaltısına döndü. Buğra'da utandığı için başını önüne eğmiş, çatalı ile sucukları deşeliyordu. Cihangir onun bu tatlılığına dişlerini sıkarak izledi.. Çok tatlıydı insafsız.

Kahvaltılarını yaptıktan sonra Kadıköyde alışveriş yapmak için dolaşmaya başladılar. Tavşan her dükkana girmeye çalışsa da Cihangir engel olmuştu. Tavşan diye boşuna demiyordu yaa. Seke seke bir o yana bir bu yana zıplıyordu.

"Aşkım bak şuraya. Hadi gel oraya gidelim" diyerek Cihangir'in elinden tutup onu büyük dükkana soktu. El mecbur kabul etti.

Tavşan her kıyafeti eliyle inceleyerek bakıyordu. Her şey çok güzeldi. Ama biraz sıkıntı vardı. Midesi bulanıyordu. Ama bugünün bitmesini izin vermeyecekti.

Cihangir ise dolaşırken bebek kıyafetlerini fark etti. Gülümseyerek bakmaya başladı. Hepsi o kadar güzeldi ki içi giderek bakıyordu kıyafetlere. İlk kız kıyafetlerini baktı. Renkli renkli çok güzel elbiseler vardı. Eğer kızı olursa her istediğini giydirecekti. Sadece taşımasını bilsindi. Tavşan ile düşünceleri nasılda değişmişti. Önceden düz ve sığ düşünceleri olan adam gitmişti.

"Tavşanım gelsene." dedi etekleri bakan miniğine. Tavşan seke seke gelmişti. Cihangir ona bakmadan konuşmaya başladı.

"Baksana güzelim. Eğer kızımız olursa bunlardan alalım. Çok güzeller." tavşan yüzünü ekşitti. Midesi çok kötüydü. Neredeyse kusacaktı ama zorla kendini kasıyordu. Bu güzel günü bozmak istemiyordu.

"Yaa çok ufaklar. Şunlara bak." elinde ki patikleri heyecanla bakıyordu.

"Ev-evet çok güzel." dedi zar zor çıkan sesi ile. Cihangir o kadar kaptırmıştı ki kendini, tavşanın kötü olduğunu bir türlü görmüyordu.

"Erkek olanları ayrı bir güzel tavşanım. Minicik. Zaten bir çocuk olsun. Zaten sende benim bebeğimsin. İki bebek olacak" diyerek elindekileri inceledi. Tavşan baygın bakışları ile olduğu yerde kaldı. Daha fazla dayanamayacaktı. Eve gitseler iyi olacaktı. Yoksa gerçekten kusacaktı.

"Ci-cihangir" sesi o kadar kısık çıkmıştı ki kendi bile zor duymuştu.

Cihangir ise hayalini kura kura bebek kıyafetlerini bakıyordu.

"Güzelim baksa..."arkasına döndüğünde hızlı adımlar ile ilerledi. Tavşan kendini yere atmış baygın bakışları ile Cihangir'e bakıyordu.

" Güzelim ne oldu iyi misin? "ellerini tuttu. Birden ne olduğunu anlamamıştı.

" Mi-midem kötü "diyebildi sadece. Cihangir hemen ayağa kalktı ve çalışanları seslendi.

" Lavoba nerede "dedi ve tavşanın yanına çöktü. Belinden tutup onu lavobaya götürmek için kaldırdı. Çalışanlar yerini söylediği için yavaş yavaş onu lavobaya soktu. Buğra daha fazla dayanamadığı için içinde ne varsa çıkardı. Birden ne olduğunu anlamayan Cihangir, dolu gözler ile sevgilisini bakıyordu. Aptal gibi görmemişti. Kıyafetlere daldığı için onun kötü olduğunu fark etmemişti. İçinden kendine ettiği küfürler yetmiyordu bile.

"İyi misin bebeğim" dedi kapıyı vurarak. Onu içeri almamıştı.

"Hım hım" diyebildi. Boğazını zorladığı için tahriş olmuştu.

Bir müddet sonra çıktı tuvaletten tavşan. Beti benzi atmış, yüzü kireç gibiydi.

"Aşkım hadi hastaneye gidelim. Yüzün bembeyaz."

"Yok iyiyim sadecee dinlensem yeter" dedi. Sesi tam aksine yorgun ve kısıktı.

Bir kaç adım yürüdü ama başı döndüğü için durdu. Cihangir hemen onu tuttu ve kucağına aldı. Böyle olmayacaktı. Hızlı adımlar ile arabaya bindi ve en yakın hastaneye götürdü.

"Nerede kaldı bu doktor" Cihangir stresliydi. Korkuyordu.

"Sakin ol aşkım. İyiyim bak. Yorgun düştü bedenim" dedi imalı bir şekilde. 1 ay boyunca her gün düzenli cinsel ilişkileri vardı ve büyük ihtimalle minik dayamamıştı.

"4. Turu sen istiyorsun tavşan. Suçu bana atma" dedi ve yanına ilerledi. Rengi solmuş dudaklarını sert bir şekilde öptü. O sırada doktor şaşkın olan suratı ile yanlarına ilerledi.

"Doktor Hanım neyi var" dedi hemen Cihangir. Doktor ilk tavşana baktı. Sonra gözlüğünü düzeltti.

"Merak etmeyin. Buğra Bey iyi. Ama kan değerlerinde bir şeye rastladık." dedi kağıda baktı.

"Ee anlatın" dedi sabırsızca Cihangir.

"Buğra Bey hamile" dedi bir müddet sonra. Buğra şaşkın karnına baktı. Gözleri doldu. Baba olacaktı.

Cihangir ise ilk Buğra'ya baktı sonra doktora. Sonrası ise bomboş karanlık.

Çünkü Cihangir heyecandan bayılmıştı.

Ağır Abi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin