16. Bölüm

7.4K 450 89
                                    


Kahvaltı fastı bitince film izlemek istemişlerdi. Ama bir türlü karar veremedikleri için ufak bir tartışma yaşamışlar ve sonrasında ise filmi bulup izlemeye başladılar.

3'lü koltukta batu, buğra ve Burak oturmuştu. Diğer koltuğa ise aslı ve Cihangir vardı. Herkes sus pus olmuş filme odaklanmıştı. Ama buğranın canı süt çekmişti. Aklına gelince hıysuzlanırdı. İlk cihangire baktı. Cihangirin iki bacağının arasına yerleşmişti aslı. Cihangir ise pür dikkatle filme dalmış ve aslının saçlarını okşuyordu. Daha fazla izlemek istemeyen tavşan hemen gözlerini kaçırdı. Sonra yanında ki batuşuna baktı. O da heyecanlı bir şekilde izliyordu. Ama canı çekmişti. Oflayıp çıplak bacaklarını Batunun kucağına yerleştirdi. İki ayağına sallayıp filme odaklanmaya başladı. Batu ise alışkın olduğu için ellerini bacaklara koymuş hafif bir şekilde ovuyormuş gibi yapıyordu.

Cihangir ise filmde olan bakışlarını kardeşine çevirdi. Ve saniyesinde tavşanın bacağını elleyen piç ile kasıldı. O sırada elleri durduğu için aslı mızmızlandı.

"aşkım ne oldu" aslı hafif doğrulup cihangire baktı. Ona bakmayan sevgilisinin çenesine tutup ona bakmasını sağladı. Baş parmağı ile okşadı.

"Hımm ne oldu sevgilim" merakla baktı sevgilisine. Cihangir ise derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Sonra elini uzattı.

"Gel odamıza gidelim" istekle baktığı için aslı gülümseyip ayağa kalktı.

Herkes ne olduğunu anlamak için bakmışlardı. Cihangir ise kimseye bakmadan arkasında ki bedenle yürüdü.

Buğra dolu dolu olmuş gözlerini kapattı. Bacaklarını toparlayıp başını öne eğdi. Elleri ile oynamaya başladı. Şuan olmazdı ki. Burak vardı. Ağlayamazdı.

Batu durumu anladığı için burağa bakıp kaş göz hakareti yaptı. Durumu anlayan Burak ayağa kalktı. Miniğe bakıp burukça gülümsedi. Biliyordu arkadaşını. Ümidini kaybetmeliydi. Elini tavşanın saçlarını atıp karıştırdı.

"Ben markete gidip sevdiğin abur cuburları almaya gidiyorum tamam mı tavşan"

"Hım hım olur" sesini ne kadar düz çıkarmak istese de titremişti. Batuya baktı Burak. Batu ise ona gülümseyip o iş bende der gibi başını salladı. Burak ceketini alıp çıktı evden. Derin bir nefes alıp yürümeye başladı.

"Ahh be buğra. İş mi senin ki be oğlum. Bu adam otoban gibi dümdüz." saçlarını karıştırıp markete doğru adımladı.

Batu ise buğrayı dürttü.

"Şiştt güzellik bak bakayım" Gülerek konuşan Batunun aldığı cevap bir omuz silkmesiydi. Ona doğra tam olarak döndü ve minik ellerini tuttu.

"Bana bak bakayım" ellerini baş parmağı ile okşadı. Buğra daha fazla dayanamayıp baktı batuya. Burnunu çekti minik. Batu ise gözleri dolu dolu olan tavşanın koltuk altlarından tutup yan bir şekilde kucağına oturttu. Bir eline beline koyup diğer eli ile önüne gelen saçını düzeltti.

"Neden ağlıyorsun Birtanem hımm. Ne oldu" şefkatle baktı gözlerine. Belini hafifçe okşadı. Yanında olduğunu anlaması için.

"B-bir şey olmadı ki" tekrar burnunu çekip başını Batunun göğsüne koydu. Elini beline sardı. Batu elini saçlarına çıkartıp okşadı yavaş yavaş. Buğra sessiz ağladı göğsünde. O kadar çok ağlamıştı ki uyuyup kalmıştı. Batu ise bacaklarını diğer bacağına atıp rahat uyuması için düzelti. O sırada burak gelmişti. Elindekileri mutfağa koyup salona adımladı. Tavşan uyuyup kalmıştı. Batu ise gözlerini kapatmış buğranın saçlarını okşuyordu. Gülümsedi.

"Nasıl oldu" hemen çaprazında ki koltuğa oturmuştu.

Batu derin bir nefes aldı. Sonra gözlerini açtı ve burağa baktı üzüntüyle. İlk defa bir şey yapamamıştı kardeşine. Onun böyle ağlamasını iç çeke çeke hemde çok canını acıtmıştı.

"Ağladı ve sonra da uyudu işte. Hiç bir şey demedi" sesinde bile belliydi..

"Yarın götüreceğim buradan onu." saçına hafif bir öpücük kondurdu. Daha fazla ağlamasına izin vermezdi.

"Cihangir izin vermez" o da tavşan için üzülüyordu ama arkadaşı onu koruyacağım diye kafayı yemişti. Halbuki kendisinden koruması gerekirken.

"sikerim onu. Karışamaz" öfkeyle tıslamıştı.

"Bak buğranın kendisi istemesi lazım Batu. O isterse her şey daha kolay olacak." emindi bundan. Eğer tavşan isterse arkadaşı bir şey yapamazdı.

"İstemiyor ki burak." merakla baktı.

"O İş kolay. Tavşan, aslı ile cihangiri çok görürse yan yana gitmek isteyecek." üzülecekti ama sonunda cihangirden uzak kalacaktı

"Saçmalama lan. Çok üzülecek. İzin vermem" sanki yapmışlar gibi daha sıkı sarıldı kardeşine. Asla onu üzmezdi.

"Başka bir yol var mı amk?" elini iki yana açmıştı. Batu düşününce başka yol yoktu. O yüzden yenilmişlikle omzunu düşürdü.

"tamam bakalım" üzüntü ile baktı Miniğe.

"Kızma bana olur mu.?şimdiden özür dilerim" saçlarına öpüp derin bir nefes aldı. Zor olacaktı ama buğra o puşttan kalacaktı. Yani o öyle sanıyordu.

Ağır Abi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin