15. Bölüm

7.7K 446 92
                                    


Cihangir zorda dahi olsa bulaşmamıştı batuya. Ona saldırırsa tavşanı ona cephe olacağını biliyordu. Batu, buğra için çok önemli olduğunun farkındaydı. Onu başka seviyordu. Kendisinin sonradan dahil olduğunu, Batunun yerine alamacağını anlamıştı. O yüzden Batu piçi ile kavga etmeyecek, onun bu evden gitmesini hızlandıracaktı.

"Hadi kahvaltıya" aslının seslenmesi ile dörtlü ayağa kalmıştı. Hepsi açtı sonuçta.

Herkes masaya oturunca tek kişi ayakta kalmıştı. O da bizim tavşandı. Dudaklarını büzüp batuya baktı.

"Batuş ben kaldım yaa" yerinde tepindi tatlı tatlı. Cihangir ise onun bu hallerine gülmüştü. Sandalyesine hafif geriye atacakken Batu konuşmuştu.

"Gel sıpa gel kucağıma" buğra sevimli bir şekilde gülmüş hemen geçmişti kucağa. Bazen annesinin kucağına oturup onu yedirmesini isterdi. Şimdi de o görevi batuşu yapacaktı.

Cihangir ellerini sıkmış derin nefesler almaya başladı. Sakin olmak istiyordu ama piç illa dövdürecekti kendini.

"Ayy ship yaa" aslı ellerini çırpıp baktı karşısında ki tatlı çoçuğa. Burak ise kıkırdamıştı. Odun olan arkadaşı bilmediği için sadece bakıyordu ama şimdi öğrenince çıldıracaktı. Abilik iç güdüsü onda kıskançlığa itmişti.

"Ne dedin sen aşkım" aslının yüzüne anlamaz bakışlar atmıştı.

"Hee şey aşkım. Yakıştırma falan yani. Sevgili olsalar var yaa" hayran hayran bakmıştı ikiliye. Şuan canlı bl dizisi vardı sanki.

Cihangir duydukları ile kızardı. Tabi sinirden. Sevgilisi, kardeşini Batu piçiyle yakıştırmıştı. Aniden masadan kalktığı için sandalye sesli bir şekilde düşmüş, buğrayı korkutmuştu. Ne olmuştu ki şimdi. Güzelce kahvaltı yapıyordu ki. Ciho neden sinirli bir şekilde odasına gitmişti. Anlamak için Batunun kucağından kalktı. Cihonun ne olduğunu öğrenmek istiyordu.

Hızlı bir şekilde odaya daldı tavşan. Sinirli bir şekilde odada turluyordu. Yavaş bir şekilde kapıya kapatmış, onun koluna tutmuştu.

"Ciho ne oldu ki" merakla ona bakan tavşan ile sakinleşmeye çalıştı.

"Aslı abla ile mi kavga ettiniz?" kendince tahmin ettiği soruyu sormuştu.

Cihangir ise derin bir nefes alıp yatağa oturdu. Kollarını açıp buğrayı bekledi.

Tavşan düşünmeden kucağına ata biner gibi oturmuş, abisinin yüzüne merakla bakıyordu.

"Ciho yaa anlatsana" omuzlarını aşağı yukarı oynatmıştı. Ne olduğunu öğrenmek istiyordu.

"Bir şey yok tavşan. Merak etme" ellerini ince bele koydu. Gülümsedi sadece. Eğer kızdığı şeye söylerse buğra üzülecekti. O yüzden anlamamıştı. Kendince bir şeyler yapıp batu piçine kendi isteği ile bu evden uzaklaştırmak istiyordu.

"Hem sen beni unuttun tavşan" numaradan üzülmüş gibi yapmıştı ana asıl düşündüğü şeyde buydu. O piç gelince buğra hiç onunla ilgilenmemişti.

"Ama Ciho senin kız arkadaşın vardı yanında. Rahatsızlık vermek istemedim ben" elini Cihonun yanaklarını kavramıştı. Abisi onu onun gibi sevmese bile kardeşi olarakta olsa ilgisini seviyordu. O yüzden sevdiğini belli etmeyecekti. Her ne kadar üzülse de.

"Ben senden rahatsız olmam tavşan. Sen beniim kardeşimsin. " burnunu sıkıp güldü.

Buğra ise üzüldüğünü anlamasın diye sarıldı. Yüzünü saklamak içindi bu hareketi.

"Olsun ciho. Sen olmasan bile aslı abla olabilir. Hem ben yalnız değilim. Batuşum var" bunu kendine kanıtlamak için söylemişti. O asla yanlız değildi.

Cihangir ise tavşanın dediği şey ile kasıldı. Demek ki kardeşi aslı ile rahat olsun diye ondan uzak duruyordu. Kendince o da tahmin yürütmüştü. En azından tavşan onu düşünüyordu. Gülüp sarıldı.

"Anlayışın için teşekkür ederim tavşan"..

Ağır Abi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin