1. Bölüm

30K 1K 278
                                    

Merhaba arkadaşlar. Kurguma hoş geldiniz. Ama başlamadan önce burayı okumanızı istiyorum. Kitapta birçok yazım hatası olabilir. Bunun farkındayım. Bir ara düzeltmek için bu kurguya uğrayacağım. Umarım onları göz ardı edip devam edersiniz. Şimdiden oylarınız ve yorumlarınız için teşekkür ederim. İyi okumalar ❤️☺️
Ceren Set

💐💐💐💐

"Oğlum yeter ağladığın yaa" Buğra 2 gündür sürekli ağlıyordu. Annesini ikna etmek için bu yolu seçmişti. Ama nafile annesi vazgeçmiyordu.

"Banane yaa. Evlenmeni istemiyorum ki ben" mızmızlanıp depindi olduğu yerde.

"Buğra neden böyle yapıyorsun annecim. Bak Alper amcan seni çok seviyor." ikna edememişti bir türlü oğlunu.

Çekingen biriydi Buğra. Herkesle konuşmaz,sadece tanıdıkları ile irtibata geçerdi. Onlarda saygılıydı zaten.

Annesi, Batusu ve köpeği linaydı.

O yüzden yeni insanlarla tanışma korkusu vardı. Annesinin yuva kurmasını elbette isterdi. Ama bu korkusunu yenemiyordu.

"Anne ama ben korkarım ki. Ya beni sevmezlerse, benim böyle olmamdan dolayı seninle alay ederlerse" hıçkırdı Buğra.

Feminen bir çoçuktu Buğra. Severdi giyinmeyi süslenmeyi. Etek giyer, oje sürer, makyajda yapardı.

O yüzden sürekli dışarı çıkmaz,çıkarsa da Batı olurdu yanında. O onun en iyi tek arkadaşıydı. Onunla her yere giderdi. Onu çok seviyordu Buğra çok.

"Bebeğim Alper amcan biliyor seni. Ve dedi ki sana, istediği gibi giyinebilir dedi. O yüzden korkma sakın bebeğim olur mu?"

Bir umutla baktı Seher hanım oğluna. Çok üzülüyordu oğlunun haline. Ne yaptıysa oğlu bu korkuyu yenemiyordu. Atamamıştı o pislik geceyi zihninden.

Dinen gözyaşlarını sildi ve burnunu çekti. Gülümseyerek baktı annesine.

" Tamam annecim. Evlenebilirsin" güldü kocaman Seher hanım. Bu evlilik ikisine de iyi gelecekti.

2 hafta sonra

Buğra şuan yabancı bir evde koltukta sinerek oturuyordu. Annesi yemek yapmak için mutfağa gitmişti. Alper denen adam ise şuan elindeki gazateyle meşguldü. Annesinin yanına gitmek istiyordu ama seher hanım onu uyarmıştı gelmemesi için. Zira Buğra mutfakta kendini yaralamak ile meşhurdu. Nasıl yapabiliyordu bilmiyordu ama mutfakta illa ki bir yeri zarar görüyordu.

Alper sıkılan oğlanı gördüğünde güldü. Halen aşılamamıştı demek ki. Cihangir'de annesinin yanına gideceği tutmuştu. Belki o bu çoçukla ilgilenir ona abi olurdu.

"Sıkıldın mı oğlum" kafasını kaldırdı Buğra. Onu sadece annesi oğlu derdi. Cinsiyeti erkek olan hiç birinden duymamıştı ki. Babası o küçükken evi terk etmişti. Baba figürü yoktu yani çoçukta. Onu annesi büyütmüştü. Tek başına hemde. Herkes ona evlen kadın başına bakamazsın dedikçe o başarmıştı da. Sonra oldukları şehiri terk etmişlerdi. Buğra 6 yaşındaydı dağı taşı altın olan İstanbula geldiklerinde. Çok zorluk çekmişti seher hanım. Hem anne olmuştu evladına hem de baba. Eksikliğini hissettirmemişti ama bir babanın yeri tabi ki farklı oluyordu. Sonra Alper ile tanışmıştı. Tabi ki bir kocaya ihtiyacı yoktu. Bu zamana kadar nasıl başardıysa yine başarırdı ama düşmüştü kalbine usul usul sevda. O yüzden kabul etmişti kocaman aile olmaya.

Alper bey oğlanın gözlerinde ki üzüntüyü anlamıştı da. O da üzülmüştü. Keşke dedi daha erken çıksaydım sizin karşınıza. Ama kader onları bu zamanda hayır görmüştü.

"Daldın oğlum iyi misin?" Alper bey daha fazla düşünmemesi için yanına gitti ama ona dokunmadan uzakta oturdu.

Buğra daldığı düşüncelerden uzaklaştı. Ve hemen yanında oturmuş olan alper beye baktı. Şaşırdı ilk. Çünkü ondan uzakta endişe ile bakıyordu.

"iyi misin oğlum" sıcacık sesiyle güldü Buğra. Ona hiç zararı olmamıştı. O yüzden biraz daha sıcak olabilirdi.

"Hım hım iyiyim Alper amca" tatlı tatlı onaylamıştı birde. Alper bey güldü onun sıcak gülümsemesine.

Tam bir şey diyecekken kapı açıldı.

"Ben geldim baba" gür sesiyle içeri adımladı Cihangir. Çok yorgundu. Hemen uyumak istiyordu. Ama babasına baktığında kız gibi giyinen bir oğlan çocuğunu görmesiyle şaşırdı. Utangaç olduğunu anladı. Koltuğa sinmiş ona ürkek gözlerle bakan bir oğlan varken tahmin etmesi zor değildi yani.

"Gel Cihangir . Seni yeni ailenle tanıştırayım. Sen yoktun yaa nikahta hani. Tanımıyorsun." imalı sözlerine göz devirdi cihangir.

"Aman baba yaa özür diledim ben sana. Ne yapsaydım annem hastaydı."

"iyi tamam bakalım. Gel seni Buğra ile tanıştırayım."

Gözleri Buğra'ya değdi. Halen ona ürkek korku dolu bakışlar atıyordu. Ne tuhaf bir çoçuk dedi içinden.

"Buğra oğlum bu senin abin Cihangir " Alper bey konuşunca sesini kesti oğlu.

"Baba ben konuşabilirim" dudakları kıvrıldı.

"Merhaba ben Cihangir ." elini uzattı Cihangir . Ama atak olmayınca çekti. Utandığını anlamıştı.

"Bundan sonra senin abininim ufaklık." göz kırptı ufaklığa.

Buğra Cihangir'e baktı. Cihangirden haberi yoktu be Bir abisi olduğunu bile bilmiyordu ki.

Ağır Abi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin