-Tom Riddle part2-

772 61 15
                                    



***

Hogwarts'ta geçirdiğim ikinci günümdü. Ve artık buranın gerçek olduğuna ikna olmuştum. Kendimin şizofren olma ihtimali beni korkuttuğu için uzun bir süre ikna olamamıştım ancak, büyü yapabiliyordum! Bu gerçekten büyük bir nimet!

Muggle doğumlu olduğumu bu kadar belli etmek istemezdim ancak bunlar gerçek. Asamın ucundan iki saattir kıvılcımlar çıkartıp deli gibi izliyordum. Neyse ki odada kimse yoktu. Yoksa deli olduğumu anlayabilirlerdi.

James bu süreç boyunca sürekli peşimde koşmuştu. Tom'u kasvetli bakışlarının ardından  hiç görmemiştim. Kahvaltıları geçiyorum akşam yemeğine bile gelmiyordu ki en güzel yemekler akşam olurdu. Buraya gelmeyi başardığım için bol bol yemek yiyordum.

Ve Lily benim adıma çok mutluydu. Son günlerde çok kilo vermişim ve şimdi bu kadar iştahlı olmam onu çok mutlu ediyormuş. Kimse bunun sebebini devlet sırrıymış gibi söylemiyordu. Belki bilmedikleri içinde olabilir bilmiyorum ancak bunu öğrenmeye kararlıyım.

Sevgili scriptimin bana oynadığı şakalardan birisi olan zihnefend bilmemem sandığımdan daha büyük bir problem olmuştu benim için. İnsanların özelini kurcalamak gibi bir niyetim yoktu tabi ancak bana söylemedikleri için zor durumda kalıyordum.

Asama büyük bir aşkla bakmayı bıraktım çünkü bir ses duymuştum. Adım sesleriydi. James'in söylediğine göre animaguslarımızın yetenekleri normalde de işe yarayabiliyormuş. Bu çok nadirmiş. Bende iyi koku alıyor ve iyi duyuyordum. İki gündür bu yüzden düzgün uyuyamamıştım ama kontol etmeye kararlıydım.

Kapı açıldığında Lily göründü. Çekingen bir şekilde yanıma geldi ve elimi tuttu.

"Aşağıya yanımıza gelmek ister misin? James sürekli seni sorup başımın etini yiyor." Gülerek konuştu. Birde bu gerçek vardı tabi, James Lily'nin peşinden koşmayınca ne güzel arkadaş olabiliyorlarmış. Ve James ne kadar yakışıklı, ne kadar sevimli olsa da içimde ona karşı bir his yoktu.

Bu da beni en çok şaşırtan şeyler arasındaydı. Buraya gelmeden önceki halim olsaydı her birinden onar tane alır götürürdü ancak öyle olmuyordu. Onlar da gerçek insanlardı ve duyguları vardı. James'e ciddi manada aşık değildim. Etkileniyor olabilirdim ama içimdeki ses benim ondan uzak durmamı söylüyordu.

"Peki ama ona yüz vermemi bekleme." Okuduğum kitaplarda Lily bunu ona söyleseydi sinir olurdum ama ben söyleyince öyle olmamıştı. Canım kendim.

Aşağıya inerken ağrılarım yine kendini gösterdi. Çok sert düşmüş olmalıyım ki kalçam ağrıyordu. Yürümek bile işkence gibiydi. Topallayarak aşağıya indiğimde James hemen koşarak yanıma geldi ve yardımcı oldu. Kabul etmek istemesemde kemiklerim yer değiştiriyormuş gibi canımı yaktığı için sesimi çıkarmadım.

Nankör değiliz.

Şömine başında ateşi izlerken Dorcas -kıvırcık esmer bir kız, soy adını hala bilmiyorum- muggle dükkanlarından aldığı marşmelov ile deneme yapmak istediğini söyledi. Eh, 2022'den gelen ben bunun ne olduğunu elbette tahmin ettim.

Marşmelovları şişlere geçirdi ve ateşte kızarttı. Yanık plastik gibi göründüğü için yemek istemedim. Dorcas'ın elinin ayarı yoktu. Oysa James ve Sirius çok beğenmişti. Öğrendiğime göre 4. Sınıfta animagus olmuşuz. O zamanlar çapulcular ile daha yakınmışım ancak sonra bilmediğim bir sebepten ötürü uzaklaşmışız.

Ateşi izlerken tekrardan düşündüm. Sebep Tom'la alakalı birşey miydi? Ya da Evan? İyi birisi gibi dursa da iki gün içerisinde gerçek yüzünü göstermişti. Onunla sadece 1 hafta kadar çıkmışız. Bana saplantılı bir şekilde aşıkmış ama hala bir atakta bulunmadı.

multifandom- sevilen karakterlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin