***
Kardeşin için çok endişeliydin. O aptal başını beladan uzak tutamıyordu. Ve saatlerdir tekrarladığı şeyi söyledi.
"Endişelenme YN, bir planım var." Bıkkınlıkla konuşan Harry'nin kafasına yapıştırdın.
"Benimle bu ses tonuyla konuşma Harry! Babam seni herkese anlatıp hava atıyor olabilir ama bu rahat olmanı gerektirmez." Annen zaten yeterince endişeliydi. İkinizde Harry'nin bu rahat tavırlarından nefret ediyordunuz.
Söylemesi gereken son şeyi söyledi, "Abartıyorsunuz, en fazla ne olabilir ki?" Öfkeden domatese dönmüştün. Kızıl saçların bu konuda hiç yardımcı olmuyordu.
"Bunu git ve iksir profesörümüze söylemeyi dene!" Annen geliyordu. Sen sırıtırken Harry telaş yapmıştı. Lily'den korkmamak mümkün değildi.
"Harry James Potter! Derhal odama!" İkinizin yanından yüzünüze bakmadan geçti. Harry'nin onu takip edeceğinden adı kadar emindi. Sen kıkırdarken Harry omuzlarını düşürüp annenizi takip etti.
Bu ses tonu başına büyük bir bela açtığının kanıtıydı. Adını o kupaya atmakla büyük bir hata yapmıştı. Etrafta övündüğünü Lily duymuş olmalıydı. Arkanı dönecekken bir bedene çarptın. Uzun bir bedene. Cedric Diggory tüm ihtişamıyla karşındaydı.
"Ah! YN ben, çok özür dilerim. Telaş yaptım, yani seninle konuşmak istiyordum. Bu yüzden telaş yaptım." Kızarmış yüzüne gülmemek için zor tuttun. Ona merakla baktın.
"Ne sormak istiyordun Cedric?" İki yıl önce ondan hoşlandığın dedikodusu yüzünden sürekli ondan kaçmıştın ancak sonrasında onu durdurup konuşmuş ve öyle birşey olmadığını söylemiştin. Sonrasında ara sıra konuşur hale gelmiştiniz. Tabi kıskanç bir babanız olduğu için çok konuşma ihtimaliniz yoktu.
Ve o kadar da yakın değildiniz.
"Şey,biliyorsun haftaya görevler başlayacak. Bu hafta sonu haricinde pek vaktimiz olmayacak. Bende dedim ki acaba bu hafta sonu birlikte takılmak ister misin? Hogsmeade'de. Sonra iksir dükkanlarını gezebiliriz? Ve birde belki kış balosuna benimle gelmek istersin..." Derin bir nefes aldı. Yorulmuş görünüyordu. Kıkırdadın. Koluna girip onunla yürümeye başladığında bir hayli kızarmış görünüyordu.
"Tabiki isterim. Ve aptal kardeşim dışında birisiyle takılmak güzel gelecek. Anne ve babam hala şu 4. kişi çıkma olayını araştırıyor. Harry adını attığı için hiç pişman görünmüyor bu yüzden annem çok kızgın. Zaten babamı biliyorsun." Yandan gülüş attı.
"Profesör Potter geçen gün ders işlemeyi bırakıp bunu anlattı. İki saat övündü ve zil çaldığında bile anlatması bitmediği için bize izin vermedi." Şokla kahkaha attın, "Ciddi misin? Hahaha! Annem duyana kadar bekle. Babama bu konuda büyük bir yasak koyduğunu hatırlıyorum. Sirius'a anlatmasına bile kızıyorken sınıfta anlattı demek. Elime büyük bir koz verdin Ced. Artık hafta sonu için izin vermeme gibi bir şansı yok." İkinizde güldünüz.
Gerçekten baban şaşırtmıyordu.
***
Hafta sonu geldiğinde hava yağmurluydu. Yinede Cedric ile çıkmaktan vazgeçmemiştin. Baban tehdidine göz yummak zorunda kalmış ve izin vermişti. Kahverengi şapkanı ve paltonu üzerine geçirdiğinde askılı çantayı koluna taktın. Annenin odasında lazım olur diye bir kazan altın duruyordu. Sürekli Grinngotts'a uğramaktan nefret ediyordu. İksir profesörü olarak her an malzeme için alışverişe çıkması gerekebiliyordu.
Yanına bir kese altın alıp Cedric'i buldun. Kale bir sürü öğrenciye ev sahipliği yaptığı için süslenmişti. Her yerde renkli ışıklandırmalar asılıydı. Gündüz vakti olmasına rağmen parıl parıldı. Koluna girip Hogsmeade'e yol aldınız. Yağmurdan korunmak için asanızı şemsiye gibi yukarıya tutuyordunuz.
İki sihirli yerin yolları asla çamur olmazdı. Büyülü bir yerde olmanın avantajları vardı. Köye indiğinizde önce madam Rosmerta'ya uğradınız. Kadın ikinizi de sıcak karşıladı. Önce köpüklü kahve ardından kaymak biralarını yudumladınız. Dışarıdan yağmuru izlerken çok zevkli oluyordu.
Daha sonrasında kitapçıları gezdiniz. Cedric dışarıya yansıtmasa da kitaplar hakkında çok bilgiliydi. Sana bir sürü kitap önerdi. Orada bulunmayan bazı kitapları sana hediye edeceğine söz verdi. Daha sonra ikinizde bal yumruğa gittiniz. İksir şişelerinin arasında dolaşırken kendi özel bölümü olan aşk iksirlerinin reyonuna gittiniz. En üstte bulunan amortentiadan tarçınlı ve vanilyalı muhteşem bir koku yayıldı. Yüzün kızardı.
Aynı şekilde Cedric'in yüzü de kıpkırmızı görünüyordu.
"Ne kokusu aldın?" Çekingen bir şekilde sordu. Tüm gün rahat olan sen ilk defa gerildin, "Tarçın ve vanilya." Yüzündeki gerginlik uçup gittiğinde yüzünde çok sevimli bir gülümseme belirdi.
"Bende yasemin çiçeği ve zambak." Utançla dudağını ısırdın ve gülmemek için kendini zor tuttun. Dudaklarının kenarının kıvrılmasını engelleyemedin.
Birden belinden tutup seni kendine çekti ve dudaklarınızı birleştirdi. Dolapların arasından birkaç Hogwarts öğrencisi çıkıp ıslık çaldığında utandın. Güldü ve seni tekrar öptü.
"Pekâlâ. Bundan sonra Hogsmeade'e gelirken izin almama gerek kalmaması için benimle çıkar mısın?" Gülüp kafanı salladın, "Evet ama hala babamdan izin alman gerekebilir." İçeride ki öğrenciler kahkaha attığında ikinizde gülüyordunuz.
***
İlk kez Cedric yazdım. Soft bir bölüm oldu bence🥰🛐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
multifandom- sevilen karakterler
FantasiSevilen, yakışıklı karakterler ile kısa hikayeler 💕 smut şeyler olabilir sonra uyarmadı demeyin...