-Sen Elena Gilbert'ın kız kardeşiydin. Kısa bir süre önce güvenliğinin sağlandığından emin olmak için Dallas'a gitmiştin. Orada Klaus'un Elena'ya karşı koz bulundurmak için peşine yolladığı Kol ile tanışmıştın. Bir bardayken çok sarhoş olmuştun. Saatlerdir seni sohbete tutmuştu. Onunla birlikte olmaya karar vermiştin.
-Sabah olduğunda ise sohbetiniz devam etmişti. O sana vampir olduğunu söylemişti. Sen de kendin gibi birini bulduğun için mutluydun. Kol sana yaşlı bir vampir olduğunu söylediğinde onunla bir hayli dalga geçmiştin. Kol seni gözetlemek için yanındaydı ama sana çoktan kapılmıştı.
-Seni uyandığında yanında görmek onu huzurlu hissettiriyordu. Belinden tutup çıplak göğsüne yasladı ve kokunu içime çekti, "Her şeyi olacağına bırakmak çok zor sevgilim." Sen uyurken kulağına fısıldamıştı. Onun kim olduğunu bilmeni istemiyordu.
-Onu Mikaelson olduğu için sevmeyen tek kişiydin. Kendisi de biliyordu ki insanların hayran kalacağı ve korkacağı bu soy isim senin için ölüm demekti. Kim olduğunu bilmeden onu sevişine aşıktı.
-Ve o kötü gün geldiğinde, Elena ve Damon seni kontrol etmek için geldiğinde Kol ile ikinizi görmüştü. El ele müzik dinliyordunuz. Kablolu kulaklığınızın birisi onun kulağındaydı. Onun neyi sevdiğini bildiğin için bu parçayı ona seçmiştin. Elena koşarak yanınıza geldiğinde seni tutup çekti. Kol onları gördüğüne kesinlikle mutlu olmamıştı. Bu kötü gerçeğin böyle bir anda ortaya çıkması isteyeceği son şeydi.
-Sen ise şok olmuştun. Neler olup bittiğini anlamıyordun. Damon sana sinirli bakıyordu. Klasik gıcık bakışlarından biriydi.
"YN, sen...Ona kim olduğunu söylemedin değil mi?!" Birden Kol'a bağırdığında geri çekildin. Kol'a şok ile baktın. Kim olabilirdi ki? Kol'un temiz bir geçmişi olmadığını biliyordun, acaba Elena bundan mı bahsediyordu?
"O Kol Mikaelson! Klaus'un kardeşi." Şok ile geri çıktın. Elena'nın sözlerinden sonra ona bakmak istemedin. Bunca zamandır neden seninle olduğunu şimdi kavramıştın. Ona kırgınlığını göstermek istemedin. Kol ise ona bakmanı istediğini pek sanmıyordu. O ifadeyi görmek istemiyordu çünkü çok korkuyordu.
Onu ilk kez bu denli seven insanın ona bu şekilde bakmasını...
-Aradan günler geçtiğinde sen Mystic Falls'a geri dönmüştün. Dallas'ın güvenli olmadığı barizdi. Jeremy'e tapulu bir eve yerleşmiştin. Uzun zamandır onu görmüyordun. Görmek istiyordun, hesap sormak istiyordun ama yüz yüze geldiğiniz anda gözyaşlarına boğulmaktan korkuyordun.
-Evde geçirdiğin günlerin ardından isimsiz bir parti daveti herkese gönderilmişti. Bu partiyi kimin organize ettiğini tahmin etmek zor değildi. Gitmek istemiyordun. Kesinlikle hemde. Ancak Rebekah kardeşinin huysuzluğu ve sümüklü davranışlarını çekemediği için olaya el atmak zorunda kalmıştı. Kesinlikle ona üzüldüğü için değildi.
-Bahçeye çıktığın bir anda seni yakalamış ve telkin etmişti. Partiye gitmekten başka şansın yoktu. Partiye gideceğinden Elena'nın bile haberi yoktu. Sırf ortamı gözetmek için Damon ile gitmişlerdi. Damon o günden sonra senin taraf değiştirme gibi bir olasılığın olduğunu düşündüğü için sana karşı itici davranıyordu. Elena'yı korumak için kız kardeşini öldürmekte bir sakınca olmadığını söyleyerek seni tehdit etmişti.
-Hızlıca Stefan'a mesaj attın. Elena kontrol için Damon ile gidecekti. Ve Stefan bu yüzden boştaydı. Kesinlikle iyi bir partner olurdu. Bir kaç dakika içerisinde seni dağ evinden kırmızı elbisen ile çıkarmıştı. Parti salonu eski bir hava ile kaplıydı. Salondan içeriye adım attığınızda gözlerin istemsizce onu aradı. Ortalarda görünmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
multifandom- sevilen karakterler
FantasySevilen, yakışıklı karakterler ile kısa hikayeler 💕 smut şeyler olabilir sonra uyarmadı demeyin...