***
James çok heyecanlıydı. Bugün YN'ye evlenme teklifi edecekti. Umuyordu ki herşey kusursuz olurdu. Henüz mezun bile olmamışlardı ancak mezun olunca evlenebilirlerdi değil mi? O zamana kadar onunla nişanlı olsa yeterdi. Heyecanlı bir şekilde Aralık ayının soğuğunda bahçede dolaşıyordu. Yanakları soğuğun etkisiyle kızarmıştı.
Birkaç kişiye laf attı ve gülüşüp onların yanından ayrıldıktan sonra arkadaşlarını gördü. YN elinde kitap okuyor ve dizlerine uzanmış Sirius'u itmeye çalışıyordu. Onların bu haline gülerek yanlarına yaklaştı.
"Kalk Sirius! Koca kafan bacağımı acıtıyor." Sirius 'pff!' sesi çıkardı.
"Abartma YN. İki saattir huzur vermedin." Soğuktan ve sinirden kızardın, "Git Remus'un bacaklarına yat o halde." Remus yüzünde sahte bir korkuyla bacaklarını çekti ve baykuşunun getirdiği postayı inceledi. James'i yeni farketmişlerdi. YN Sirius'u son bir çabayla bacağından kaldırdığında James'e yer açtı.
"Sonunda geldin Çatalak." Sana göz kırptı ve güldü. Omzuna yumruk atıp kitabına odaklandın. James heyecanlıydı. Elleri bu soğukta terliyordu. İşin garip yanı sevgili bile değildiniz ve o sana evlenme teklifi etmek için plan yapıyordu. Evet, tuhaflığın o da farkındaydı ama yapacaktı. Kararlıydı.
"Ee... YN, ıhım." Boğazını temizledi. Sirius sanki anlamışça pis pis sırıttı.
"Evet James?" Kızardı. Bu ara çok daha fazla olmaya başlamıştı bu kızarmaları.
"Bugün hafta sonu. Ve boş boş okulda duracak değiliz değil mi? Hadi kalk Hogsmeade'e gidelim." James lafını bitirdiğinde ayağa kalkıp sana elini uzatmıştı. Elini tuttun ve ayağa kalktın.
"Tamam-" ancak ayağa kalkan sadece sen değildin, "Haklısın Çatalak. Gerçekten okul çok sıkıcı." Sirius sırıtarak kolunu arkadaşının omzuna attı. James bir an kızacak gibi oldu ama sonra teklif anını onların da görmesi gerektiğini hatırladı. Hep beraber Hogsmeade'e gittiler.
YN omzunda ki atkıyı burnuna geçirdi. Aralık ayı bu zamanlarda sıcaklık tılsımlarını bile geçersiz kılacak kadar soğuktu. James sana yaklaştı ve kendi atkısını da senin boynuna doladı. Bu konuda başarısız olduğu için gözünü de kapatmıştı ama gülerek kendine yer açtın.
Üç süpürge her zamankinden kalabalıktı. Sıcak ortam insanların evinde hissetmesini sağlıyordu. Öbür yandan madam Rosmerta kendisine yeni bir çırak almış görünüyordu. Kalabalıkla artık başa çıkamıyor olsa gerekti. Arkalarda bir yerde boş bir masayı zor buldular. Oturduklarında genç bir kız yanlarına yaklaştı. Şu yeni çırak oydu.
Elinde ki tepsiyi masaya koydu. Bir ateş viskisi dört tane de kaymak birası vardı. Kimseye bakmadan, "Madam sizin daimi müşterilerden olduğunuzu söyledi. Ne sipariş edeceğinizi zaten biliyormuş o yüzden hemen gönderdi." YN sırıttı ve kıza teşekkür edip bardakları masaya koydu.
"Madam Rosmerta bizimle muhatap olmamak için artık istemeden gönderiyor. Biraz daha çabalarsak bedavaya getirebiliriz." Kıkırdadılar. James gülen gözlerle YN'ye baktı. Biraz ortam sakinleşince etmeyi düşünüyordu.
Profesör Mcgonagall bile buradaydı. Eh, ondan rahatsız olacak değildi. Annesi sayılırdı ama tanımadığı kişilerin bu özel ana şahit olmasını düzgün bulmuyordu. Birkaç kişi çıktığında masalar yavaş yavaş boşalmaya başladı. James 'tam sırası' diye düşündü. Ayağa kalkmıştı ki dışarıda büyük bir gürültü koptu. İnsanlar çığlık çığlığa kaçışmaya başladı.
Çapulcular ne olduğunu anlamamıştı. 4. sınıf bir çocuk kaçarken Remus onu durdurdu. Çocuğa neler döndüğünü sordu.
"R-ruh emiciler! Hogsmeade'de!" Ardından Remus'un tutuşundan kaçtı ve koşmaya başladı. Hep beraber dışarı çıktıklarında arkalarından içeri de kalmalarını bağıran Minerva Mcgonagall'ın sesini işittiler. Ancak saklanacak değillerdi. Çoğu yetişkinin yapamadığı Patronus büyüsünü bilirken değil.
Remus kararsız kaldı. Güçlü bir şekilde yaparsa insanlar onun ne olduğunu bildirdi. YN onu geriye çekti ve yapmasını engelledi. Hep birlikte güçlü bir şekilde asalarını çıkardılar.
"EXPECTO PATRONUM!" Büyük köpek, koca bir fare, büyük gururlu çatal boynuzlu geyik ve onunla yan yana koşan bir maral. James bunu gördüğünde büyüyü yapmayı bırakıp ona sarılmamak için zor durdu. Büyü çok güçlüydü. 4 büyük patronus ruh emicileri geri püskürtürken birkaç kişi hayranlıkla onları izliyordu. Hogsmeade kasabası çok kalabalıktı.
Ardından bu dörtlüye tekir bir kedi patronusu eklendiğinde yaşlı profesörlerini gördüler. Kadın onlara gururla bakıyordu. Ruh emiciler güçlü kalkanı aşamayınca geri çekildiler. Etraf durulduğunda büyük bir uğultu kapladı. Herkes gürültüyle onları alkışlıyordu. Yetişkinler bile hayran kalmıştı çünkü büyük bir kısmı yapmayı bilmiyordu. Yapabilenlerde korkudan odaklanamadıkları için yapamamıştı.
James şimdi herşeyin uygun olduğunu düşündü ve diz çöktü. YN ona şaşkın şaşkın bakarken olanları kavrayamadı. Cebinden siyah kadife bir kutu çıkardığında ona uzattı. Kız şokla elini ağzına götürdü. Arkada onları izleyen profesör ağlamamak için zor duruyordu.
"YN benimle evlenir misin?" James ağzından dökülen sözlere şaşırdı. Gece boyunca süslü bir evlilik teklifi yapmak için düşünüp durmuştu ama ağzından bu kadar sade çıkmasını beklemiyordu. O an aklından başka birşey geçmiyordu. YN'nin gözleri dolmuştu.
"James...Ben, evet. Evet seninle evlenirim." Herkes şok olmasaydı bu saçma görüntüye kahkaha atardı. Hogwarts öğrencileri kıskançlık ama bir o kadar da sevinçle bakıyordu. Herkes alkışlamaya başlayınca James yüzünde hiç silinmeyecek gibi olan gülümseme ile ayağa kalktı. Yüzüğü sevdiği kızın parmaklarına taktığında YN ona sarıldı. Daha sevgili bile olmadan nişanlı olmuşlardı.
Ayrıldıklarında James onun dudaklarına yaklaştı ve öptü. Sanki az önce ağlayan kendisi değilmiş gibi hafifçe öksüren profesörleri ile gülerek ayrıldılar.
"Sizi kutlarım çocuklar. Umarım hep mutlu olursunuz." Ardından bir anne gibi onlara sarıldı. Onlarla kesinlikle gurur duyuyordu.
***
Minerva aşkım ❤️❤️❤️
James Potter takıntım an itibariyle geri dönmüştür, hepimize hayırlı olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
multifandom- sevilen karakterler
FantasiSevilen, yakışıklı karakterler ile kısa hikayeler 💕 smut şeyler olabilir sonra uyarmadı demeyin...