Sanırım artık gitmemiz gerekiyor.

1.7K 165 136
                                    

güzel günler yakın

hoşgeldinizz!!!

***

"Nasıl?"

"Ne demek nasıl? Gitti işte."

Karşımda oturan ikiliye kucağımdaki cips paketinden çıkardığım birkaç ruloyu ağzıma atarken söylediğim şeye karşı ikisinin şaşkın suratları beni izlemeye devam ediyordu.

"Yani diyorsun ki... Acil bir işi çıktı ve bize hoşça kal bile demeden öylece gitti öyle mi?" dedi Jimin. Dakikalardır şüpheli yaklaşıyorlardı duruma.

"Evet Jimin, soru sormayı keser misin artık?"

"İnsan bir haber verir ya!" dedi Hoseok sitem edercesine.

"Neden sana haber verecekmiş? Hem gitmeseydin bilmem ne'yin yanına."

"Beomgyu."

"Her neyse işte!"

Göz devirip cipsten birkaç parça daha aldım. Tadı çok baharatlı olduğundan dudaklarım yanıyordu biraz. Tıpkı Jungkook'un bu sabahki kalıp omletleri gibiydi.

"Ah pekala... Bu konuda daha fazla konuşamayacağım fakat bize lavabodaki 3 ve 4. bardağın kimin için olduğunu söylesen iyi edersin."

Gözlerimi birden Jimin'e diktim ve ağzımdaki lokmayı yutmadan birkaç saniye düşündüm. Onu orada mı bırakmıştım? İçimden oflayarak mısır cipsini yemeye devam edip saniyelik bir yalan uydurdum. "Jeongin ve meymenetsiz sevgilisi."

Hadi ya! Bu işe gerçekten alışmıştım desenize. Yalan söylemekte artık o kadar yavaş ve aptal değildim. Yani eğer ki bu sonraki hayatımda işe yararsa...

Hoseok iç çekip oyun konsolunu eline aldı ve "Hadi bir şeyler oynayalım, sıkıldım." diyerek kumadaya uzandı.

"Aklından bile geçirme!"

Kumandayı ondan önce alıp da arkama sakladığımda bana ağzı açık şaşkınlıkla bakmıştı. Jimin hala bir dizi kırık, koltuk üzerinde ayakta duruyordu ve bu pozisyonu neden yaptığını bile bilmiyordum. Hoseok bana aval aval bakarken "Dram filmi açmış tepkisizce izliyorsun. Az önce başrol karakter öldü hatta ama mimik oynatmadın." dedi.

"Ne var yani, tam bir aptaldı." Yalan, öleceğini biliyordum. Bu filmi daha önce üç kez izlemiştim. Sadece vakit geçirmeye ihtiyacım vardı işte.

"En iyisi onu rahat bırakalım. Hiç normal değil şu anda."

Jimin Hoseok'a baş işareti yapıp da odadan ayrıldıklarında iç çekerek televizyona baktım. Kucağımdaki cipsi henüz yarılamıştım ve vakit akşamüzeriydi. Normal değil derken ne kastetmişlerdi? Bir şeyim olmayan birinin ardından ağlayacak değildim ya! Gayet normaldim hem. Sadece benimle saçmalayan birisine alışmıştım o kadar.

Sonra dayanamayarak kumandayla ekranı kapattım ve cips paketini kenara bıraktım. Mutfağa ilerleyip ellerimi yıkadıktan sonra kafamı uzatıp pencereden dışarıya baktım. Ardından gözlerim koridora kaydı ve adımlayarak askıdan aldığım hırkamı omuzlarıma geçirip ayakkabılarımı da giydikten sonra evden çıktım.

‡-C r i m i n a l-‡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin