‡-C r i m i n a l-‡

Yabancının dövmesi

hoşgeldinizz!!!

***

Gözlerimi salondan gelen yüksek sesli konuşmalar sebebiyle açtığımda yüzümü buruşturarak kafamı yastıktan kaldırdım ve kapıya doğru baktım. Bunun ben uyumadan önce çöpleri atma bahanesiyle dışarıya kaçan Jimin olduğunu ilk dakikalarda düşünsem dahi tek bir kişiye ait olduğunu düşünmediğim sesler gittikçe yükselince şaşkınlıkla doğruldum yatakta. Ayaklarımı sarkıtıp yere indiğimde gözlerimi ovalayarak kapıya doğru yürüdüm. Kulpu indirerek koridora çıktığımda ikinci ses net bir şekilde duyuluyordu. Merakıma yenik düşüp adımlayarak salona kadar geldiğimde Jimin'in ayaktaki bedenini gördüm ilk. Biraz daha yaklaştığımda görüş alanıma giren kırmızı kafayı görünce koca bir siktir çektim!

"Hass..." diye sessizce söylenirken bakışları bana dönen Jimin'i kırmızı kafa takip etti. İkisi de konuşmasını bölerek bana döndüğünde Jimin "Hah, taehyung da uyanmış işte." diyerek yanıma yaklaştı ve kolumdan tutup sürükleyerek salona getirdi. İç çekerek "Ne oluyor burda?" dedim ikisine bakarken.

"Selam Taehyung! Beni hatırladığını varsayıyorum! Nasıl hatırlamazsın ki zaten, beni unutmak mümkün mü?" diyerek kendi çapında kahkaha attığında ifadesiz ve yeni uyanmış baygın bakan gözlerimle kırmızı saçlı çocuğa bakarak "Çıkaramadım." diye cevapladım. Tabii ki kim olduğunu biliyordum ama bu kadar pozitif olması her zaman sinirimi bozuyordu.

Gülüşü yüzünde solarken boğazını temizledi ve sağ elini havada iki kez döndürürken diğer elini arkasına attı ve önümde eğilerek "Yüce Hoseok hazretleri! Memnun oldum prensim." diyip elimi parmak uçlarıyla tuttu ve dudaklarına götürdü. Bana alttan alttan flörtöz bakışlarıyla bakarken elimi çektim ve "Tamam tamam sulanma." diyerek büzülü dudaklarını ve duruşunu düzeltmesini izledim.

"Şimdi hatırladım. Şu parayla arabuluculuk yapan ve Jimin'e de beni Seokjinle tanıştırması için gaz veren çöpçatan şeytan tüylü kızıl tilki. Hoseok ha? Evime gelmeye nasıl cüret ettin? Sana en son kaçacak delik ara dediğimde ailenin yanına tatile gidiyorum diye ortadan kaybolmamış mıydın, yüce Hoseok hazretleri?"

Tek nefeste söylediklerime alnından akan soğuk terler ve yüzünde Jokerinki gibi bir gülüşle bakan Hoseok'a Jimin'in ortamı yumuşatmak için attığı ufak çaplı sahte kahkaha eşlik ederken kıstığım gözlerle ikisine baktım. "Hahaha ilahi taehyung! Çok komik çocuktur diyorum ben size hep. Aldırma sen on-"

"Jimin!" diye bağırdığım sırada bunu beklemiyor gibi bir adım geri attı ve savunmaya geçer gibi bir pozisyon alarak ürkek bir şekilde bana baktı. "Sakın kuzenini burada kalması için çağırdığını söyleme bana!"

"Ş-şey Tae-taehyung bak yemin ederim amcası böbrek nakli olmuş diye kalacak yere ihtiyacı varmı-"

"Yalanını sikeyim senin." diye söylendiğimde Hoseok söze girerek ellerini birleştirdi ve yalvarır bir şekilde bana baktı. "Bak Taehyung yemin ediyorum ben demiştim Jimin'e burçları uyumsuz zaten olmaz bunlardan diye! Jimin dedi ki belki Seokjin eniştem olursa ondan biraz para-"

"Ne!?" diye şaşkınlıkla Jimin'e döndüğümde adımları çoktan geri geri gitmeye ve temkinli bir şekilde bana bakmaya başlamıştı bile. Sevgili olduğumuz süreçte, ki bu bile çok kısa sürmüştü, Jimin'in bazen akşam yemekleri organize ederek hesabı sen zenginsin diyerek Seokjin'e kitlediği anlar zihnimde bir bir tekrara sararken belerttiğim gözlerimle ona bakarak geri attığı adımlar kadar ileri adımladım ben de. "Ne yaptın ne yaptın? Seokjin'den para alabilmek için mi sevgili olalım diye götünü yırttın lan sen?"