Siz... Sevgili misiniz?

2K 193 152
                                    

bi gelelim dedik bismillah

hosgeldinizz!!!

***

"Taehyung?"

"Seokjin! Senin benim evimde ne işin var?" kaşlarımı çatarak bulunduğum bedenin arkasından çekilip yeniden yanına geçtim ve dikkatlice bir ona, bir de yanında duran küllü gri saçları olan ve oldukça yapılı vücuduyla badyguard gibi görünen adama baktım.

"Onu tanıyor muydun?" Jungkook'un şaşkınlık dolu sesine kaşlarını kaldırarak "Seokjin?" diyerek yanındaki eski sevgilime bir bakış atan bodyguard kılıklı herif eklendiğinde iç çektim ve kollarımı göğsümde kavuşturarak Jungkook'a döndüm. "Eski, sevgilim."

Anında kaşları kalkan Jungkook Namjoon'a döndüğünde "Ya siz?" diye sordu merakla. "Siz nerden tanışıyorsunuz?"

Seokjin bir şeyler söylemeyi bekliyor gibi Namjoon'a bakarken birden birleşen ellerini kaldıran Namjoon "Sevgilim." dedi ve her şey burda karıştı.

Jungkook komik bir şaka varmış gibi gülmeye başladığında kaşlarımı çatarak önümdeki kenetlenmiş ellere baktım ve "İyi! Neden evime geldin o halde?" diye öfkeyle söylendim. Eskiden ilişkim olan adamın, yeni sevgilisiyle benim evimde ve karşımda kendi ilişkilerini açıklamaları kadar absürt çok az şey yaşamış olabilirdim.

Seokjin bıkkınlıkla iç çektiğinde "Çünkü Namjoon arkadaşını burdan alması gerektiğini söyledi. Evin senin olduğunu fark ettiğimde şaşırdım, ama basit bir tesadüf işte. Bu kadar." diyerek cevapladı. İkili hala el eleydi ve sanki bunu bana nispet olsun diye yapıyorlarmış gibi hissediyordum. Jungkook ıslık çalarak şaşkınlığını daha da belli ederken onun oldukça eğlendiğini görmek beni deli ediyordu.

"Bu umrumda değil! Evime izinsiz girmişsin, yedek anahtarları atman gerekirdi! Nesin sen, sapık mı yoksa bir hırsız mı ha?" öfkeyle söylenirken tam da ağzını kocaman açmış söylediklerime inanamaz gibi bakan Seokjin bana cevap verecekti ki karın boşluğumda hissettiğim el ile Jungkook yanıma yaklaştı ve "Hey hey heyyy sakin ol güzelim bu kadar tepki verme. Belli ki unutmuş hm?" diyerek yumuşak bir tonda konuştu.

Kullandığı kelimeler ve samimiyetle ciddi mi yoksa dalga mı geçiyor diye mimiklerini kontrol ettim fakat ciddi gibi görünüyordu. Söylediklerine cevap vermeyerek sakinleştiğimde elinin hala bel boşluğumda olduğunun farkındaydım ve bana kokusunu alabileceğim kadar da yakındı.

"Siz... Sevgili misiniz?"

Namjoon'un sesini işittiğimde durumun daha da yanlış anlaşılmasıyla elimi belimde duran parmaklara sarıp itecektim ki birden arkama geçip sırtını göğsüme yaslayan beden diğer elimi de karnıma sabitleyerek bana arkadan sarıldı. Neye uğradığımı şaşırmışken kafamı çevirip ne yaptığını sormak için yüzünü görmeye çalıştım fakat bunu engellemek için burnunu boynuma gömüp nefesimi kestiğinde "Hmhm." diye mırıldanmasına cevap dahi verememiştim.

Midemde, tam olarak ellerimizin birleştiği yerde alev alev yanan bir şeyler vardı ve yanağımın hemen yanında bulunan yüz nefes alış verişlerimi kısıtlıyordu. Ne cevap vereceğimi düşünemez haldeydim çünkü ağzımı açsam da konuşamıyordum ve ardımdaki beden yerinde durmayıp sağa sola sallanarak parmaklarımı daha sıkı tutuyordu.

Ona bunun hesabını bir süre sonra soracağımı aklıma kazırken gözlerimi çevirip Seokjin ve Namjoon'a baktım. Seokjin, bana sarılan bedene karşı deminki tepkime benzer bir biçimde göz devirdi. Biz başarısız bir geçmişe sahip birbirine öfkeli iki kişiydik ve ayların ardından bu tesadüfsel karşılaşma, ikimizi de mutlu etmemişti çünkü o gördükleriyle benim hayatımda biri olduğunu düşünüyor, ben ise onun bir ilişkisi olduğunu gayet net görebiliyordum. Jungkook'un bu yaptığı konusunda ise hiçbir fikrim yoktu.

‡-C r i m i n a l-‡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin