Alphan küçüklüğünden beri, ilgisiz büyümüştü. Annesi ve babasının çalışma saatleri belli değildi, birçok bakıcı eskitmiş, annesinden çok başkalarının kokusunu anne bilmişti.
Başkaldırdığında tutulan bakıcıların yerine yenisi geldi. Annesi Alphan'ın hep asi bir çocuk olduğunu sandı, oysa Alphan sadece annesini istemişti.
Kardeşi doğduğunda, Alphan henüz 3 yaşındaydı. O zaman bunun farkında değildi fakat büyüdükçe yalnızlığını sadece kardeşiyle giderebildiğini fark etti.
Alphan hep güçlü bir çocuktu, annesinin ve babasının yokluğunu hissetse dahi belli etmezdi. İstememiş değildi, ancak istediğinde bile bunun değişmediğini gördü. Olduğu gibi kabul etmeye karar verdi. Annesiyle uyuduğunda bile, onu yatakta yalnız bırakıp ameliyata gitmelerine alışmıştı.
Kardeşi onun gibi hissetmesin diye ergenliklerine kadar annesi ve babası rolünü üstlenmişti. Sena, ilk kez regl olduğunda bile bunu annesi yerine Alphan'a söylemişti.
Sena Alphan'ı gerçekten abiden çok annesi gibi gördü. Alphan'sa annesinin dolduracak birini hayatı boyunca bulamayacağını çoktan kabullenmişti.
Ortaokuldan beri güzel suratıyla ve uzun boyuyla ilgi odağındaydı Alphan. Kızların ilgisine çok alışıktı. Basketbol oynuyordu, serseri değildi, hatta dersleri çok iyiydi. Gözde bir öğrenciydi.
Çünkü annesi sadece Alphan yüksek not aldığında onunla ilgilenirdi. Bu Alphan için mükemmel bir çözümdü, annesinden ve babasından aldığı tek bir aferin için çalışmak sorun değildi.
Liseye geçeceğinde, İstanbul'da okumak istediğini söyledi. Güzel bir liseydi kazandığı okul, ailesi için bu yeterliydi. Onu yollamakta sakınca görmediler. Alphan içinse hiçbir şey değişmemişti.
Alphan ilgisini farklı yönlere kaydı ergenlikle beraber. Ortaokuldayken birkaç sevgilisi olmuştu zaten, ama asıl hormonları lisedeyken hareketlendi. Ona platonik olan kızlar, çıkma teklifi eden kızlar, birçoğuyla flört etti; hoşlandığı kızlar da olmadı değildi, ama kimi isterse elde etmeye çok alışıktı o, elde ettiğinde de çabucak sıkılıveriyordu.
Bir boşluk vardı içinde. Bu, farkına varacağınız bir şey değildir, alışık olduğunuz ve yadırgamadığınız, hep orada bir yerlerde varlığını bildiğiniz, benimsediğiniz bir durumdur. Kırık bir kalp gibi, geçmek bilmez, acıtır ve onarılmasına fırsat vermeden verdiği hisse alışılır.
Zaman birçok şeyin ilacıydı ancak Alphan'ın bu boşluğu hiçbir zaman dolmuyordu.
Bu boşluğu doldurmak için birçok şey denemişti. Güzel kızlarla tanışıyordu, arzu ettikleriyle birlikte oluyordu. Bir kızla yatarken göğsüne sokulup sevgisini hissetmek istemek güzeldi. İlk başta iyiydi her şey, unutmasını sağlıyordu. Ama böyle devam etmedi.
Ne kadar kızla birlikte olursa olsun, Alphan bir türlü istediğini bulamıyordu. Biriyle uyuduğunda ya kalp atışlarından rahatsızlık duyuyordu ya da parfüm kokusu sinir ediyordu onu. Gecenin bir köründe bırakıveriyordu öylece.
Zamanla tek gecelik ilişkilere evrildi, onun için bir arayıştan çok ihtiyaç karşılamaya döndü.
Birinin sevgisini istemiyordu, birlikte uyumayı ya da güzel sözler söylenmesini umursamıyordu. Ona hayranlıkla bakacak birini de istemiyordu, sadece her an düşecekmiş gibi hissettirmeyen birine ihtiyacı vardı onun.
Geçmeyeceğine öyle alışmıştı ki artık çözüm aramıyordu da. Bir filmde babasına veya annesine sarılmış bir çocuk görünce gözleri dolardı önceden. Artık umursamıyordu bunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leyla (boyxboy)
RomanceAlphan, fakültenin kantininde beğendiği kıza mesaj attığını zanneder ancak ona üç yıldır aşık olan Ferdi'ye yazdığından habersizdir.