kırk dokuz

2.3K 131 36
                                    

"Yaradana kurban be. Mis gibi kokuyor misssss." Kafasını boynuma gömüp derince solurken söyledikleriyle fazlası mümkün olabilirmiş gibi daha da utandım. Çok mayışıktım ve hala uykumu alamamıştım ama onun iltifatlarıyla olanca uykum da kaçmıştı sanki.

Tek kişilik yatağım çok küçük olsa o kadar yakındık ki neredeyse tek beden olmuş gibiydik.

"Ben sana doyamıyorum ya. Yanımdan ayrılmasan keşke, kollarımdan çıkmasan. On dakika görmesem özlüyorum. Bir çaresi var mı bunun?" İç çekip başını boynumdan kaldırdı. Burnumu öpüp ısırınca onu itmeye çalıştım ama beni engelledi.

"Sen buraya uyumaya değil oynaşmaya gelmişsin Alphan ya." dedim yalancıktan bir sitemle. Dediği şeyler çok hoşuma gidiyordu ve ne diyeceğimi bilmiyordum. Mum gibi eriyordum sadece.

"Ne sandın? Şu güzelliğe bak şu güzelliğe. Otur sabaha kadar izle, vay amına koyayım dünyadaki en şanslı herifim herhalde ben."

"Ya Alphan." Kulaklarıma kadar kızarmıştım. Bu sefer ben onun boynuna gömdüm başımı. Bu sözlerle nasıl başa çıkacaktım? Çok güzel şeyler söylüyordu bana. Kalbim deli gibi atıyordu mutluluktan. Sokulduğum yerden beni çıkartmaya çalışınca direndim. "Kırmızı civcivim benim, göster bana aşık olduğum yüzünü."

"Ya, bilerek yapıyorsun değil mi?" dediğimde kahkaha attı. Gülüşü kalbime zelzeleydi. "Yarın gece koynum senin olabilir bebeğim. Bugün çiçeğimi koklamam lazım ama. Sabahı zor ettim, tam sabah oldu derken meraktan öldüm bu sefer de."

"Ben miyim çiçek? İki gündür iğrenç kokuyordum. Nasıl katlandın bana?" Boynundan başımı çekince, önce boynumu içine çeke çeke koklayıp pijamamın üstünden omzumu ısırdı.

Isırıklarını engellemeye çalışırken ellerimi tutup bu sefer de onları kokladı, sonra her parmağımı tek tek öptü. "Hiç de bile. Senin iğrenç kokman mümkün mü? Bebek gibi kokuyorsun bebek." dedi bu sefer çenemi öperken. "Yiyeceğim şimdi, güzelliğe bak be." Çene hattımı dudaklarıyla turladı, öpmediği tek yer kalmadı. Her öpüşünde midem kasılıyordu. Öyle güzel öpüyordu ki anın hissiyatıyla gözlerimi kapattım.

Dudakları boynuma yavaş yavaş inerken mideme kramplar girmeye başladı. Bu his hiç geçmeyecekti galiba. Ne zaman beni öpse ilk sefermiş gibi heyecanlanmamı engelleyemiyordum ve o betimlemelerdeki meşhur uçuşan kelebekleri midemde hissediyordum. Benimkiler fildi hatta, kelebek az kalırdı yanında. Filler midemde tepiniyor olmalıydı. Bu heyecanımın başka açıklaması olamazdı.

Boynumdaki bir yeri sertçe öpünce kahkahamı durduramadım.

"Gıdıklanıyorum." dediğimde aynı yeri tekrar öptü, yine kahkaha attım. "Şu gülüşe bak, buna var ya dünyaları değişmem. Sen böyle gül, cenneti feda edeyim senin için." Gözlerinden yansımamı görüyordum. Gözlerimin içine duygu dolu bakıyordu, dayanamadım bu bakışlarına. Dirseklerimden güç alıp dudaklarına yapıştım. Belimden tutunca ellerimi yüzüne çıkardım.

Çok güzeldi dudakları. İnanılmaz hissettiriyordu. Yumuşacıktı. Önceki öpüşmelerimizi düşünüp taklit etmeye çalışarak yavaşça oynattım dudaklarımı onunkilerin üzerinde oynattım. Sadece bana karşılık verdi. Sakallarını okşarken dudaklarında dilimi gezdirdim, ne kadar becerebildim bilmiyorum. Tadı öyle güzeldi ki müptelası olmuştum. Hafifçe emmeye çalıştığımda bana yardım edip ağzını araladı. Allahım, ölecektim. Heyecanlıydım ama o kadar güzeldi ki kelimelerle anlatamıyordum.

Bir süre kontrolün bende olmasına izin verdiği için içten içe minnettar oldum ona. O kadar anlayışlıydı ki, iç savaşımı hissedip azıcık da olsa iyi hissetmemi sağlamıştı. Kontrolü eline alınca alt dudağımı emip dilini ağzımın içine soktu. Tanıdık sıcaklığıyla kendimi ona bıraktım. Buna cesaret edememiştim ama o dilini çok iyi kullanıyordu. Her yerdeydi resmen, damaklarımda, dişlerimin ve dilimin üzerinde. Hızını arttırınca ona yetişemedim, çok seri hareket ediyordu. Ağzı o kadar içimdeydi ki hareket dahi edemiyordum. Elleri belimden kalçama inince nefesimi tuttum temasıyla.

"Nefes al." Dedi emreden bir tonda. Titrek bir nefes aldım. Koyulaşmış gözlerine bakınca bu duyguya yabancı olsam da ne olduğunu anladım, kalbim çok felaket atıyordu. "Şu masum suratına çok fena şeyler yapmak istiyorum." Ses tonu o kadar derinden geldi ki yutkunmamı engelleyemedim. Az önce öptüğü yeri parmağıyla okşayıp alt dudağıma tekrar yapışınca saçlarına geçirdim ellerimi.

Sertçe öperken dudaklarımdan boynuma indirdi öpücüklerini. Öptüğü yerleri sertçe yalayıp dişlerini geçiriyordu. Temasıyla kıpırdandığımda boynuna sardığım ellerimi tutup yastığın üstünde bağladı bileklerimi tek eliyle. Diğer eliyle çenemden tutup kendine öpebilmek için yer açtı. Geri çekilemedim, çok güçlüydü ve altında bedenim işlevini unutmuş gibiydi. Dokunuşları adımı unutturuyordu resmen. Aynı sertlikle boynumu emip ısırınca yüksek bir sesle "Ah!" diye çığlık atmama engel olamadım. Kendi sesimdeki cilve kulaklarıma ulaşınca irkildim. Bu ben olamazdım. "Sikeyim, böyle inlersen duramam. Durmam bebeğim, o deliğini ağlatana kadar beceriririm."

Tüm bedenim titredi. Nefesi yüzüme değiyor, dokunuşları mest ediyordu, kendimde sayılmazdım. Dahası haz duygusu çok fazlaydı, iliklerime kadar hissediyordum. Onu bu hale getiren kişinin ben olduğumu bilmek, ilk defa onu hak ettiğimi hissettirdi bana. Sert dokunuşlarının her birinin beni zıvanadan çıkardığını, az önceki şehvet dolu tehditinin bile yangına körükle gittiğini ve bu duygunun utancın yanında hiçbir şey olduğunu anladım.

"Durma." Kendimi ona ittiğimde, hissettiğim sertlikle tekrar inledim. "Olmaz güzelim, hazır değilsin. Bu şekilde olmaz."

"Aşkım, lütfen." dedim cilveyle, tam gözlerinin içine baktım. Boğukça inleyerek, kendimi ona bastırmaya çalıştım ilkel bir dürtüyle, pijamamın üzerinden hafifçe sürtündüm. Onu tatmin etme isteğiyle dolup taşıyordum şu an. "Yapma, dur. Ferdi, kendimden geçtim, dur."

"Yapabiliriz, korkmuyorum." Korkmuyordum, korkmuyordum değil mi? Yapabilirdim. Artık onu hak ettiğimi gösterebilirdim kendime. Bileklerimi ondan kurtarıp sertliğini elleyecekken durdurdu beni.

"Hiçbir şey kanıtlamak zorunda değilsin, hazır olduğunda yapacağız tamam mı?"

Gözlerime baktığında anladığını anladım. Beni benden daha iyi tanıyordu.

Alnımı öpüp yataktan çıkmam için yardım etti. "Duş al, seni bekleyeceğim." dedi sakince, kendini dizginlemeye çalışıyordu.

Ayağa kalktığımda, dizlerim titredi. Yüzüne bakamadım. Odanın içindeki banyoya ilerledim.



🦋
alphan yatakta çok edepsiz oluyormuş, ben de yeni öğrendim

leyla (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin